| Konu: | BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ KANUNU İLE BAZI KANUN VE KANUN HÜKMÜNDE KARARNAMELERDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 21 |
| Tarih: | 11.11.2012 |
ERKAN AKÇAY (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 28'inci madde üzerine söz aldım.
Bugüne kadar, bütçe açıklarını kapatmak için 2/B, vergi barışı, özelleştirme gibi arızi gelir kaynaklarına başvuran Hükûmet, şimdi de bu büyükşehir kanunu ile vatandaşın sırtına ağır yükler yüklemektedir.
2012 bütçesinin 33,4 milyar Türk lirası açıkla kapatılması öngörülüyor. 2013 bütçesinin 33 milyar 893 milyon lira açıkla kapatılacağı bütçe kanununda öngörülüyor. Bu büyükşehir yasasının maliyetini bir türlü ortaya koyamadı Hükûmet, birtakım kabataslak hesaplarla 8 milyar liraya baliğ olacağı tahmin ediliyor. Muhtemelen de bundan daha fazla bir sonuç çıkacak, bu da bütçe açıklarını artıracak. Her bütçe açığı da ya borçlanma ya vergi ve harç olarak da bu vatandaşın sırtına yüklenecek. Peki, bununla yetiniliyor mu? Hayır, bunlarla da yetinilmiyor. Yine bu kanunda pek çok yükler var. Bunlardan biri de? Hâlihazırda, şu anda Özel İdare Kanunu'nda içme suyu, kanalizasyon, yol katılım payı alınmasına yönelik herhangi bir düzenleme bulunmamaktadır. Ancak bu 28'inci maddeyle, büyükşehirlerde yol, kanalizasyon ve su tesisleri harcamalarına "katılım payı" adı altındaki ödemeler için Meclis kararı alınacağı öngörülmekte ve iktidar partisinin yeni verdiği önergeyle de bu içme suyu ve kanalizasyon katılım payından vazgeçildiği ifade edildi ve maalesef, bu zaman darlığı nedeniyle o önergeyi inceleme imkânım da olmadı.
Değerli milletvekilleri, hak var, adalet var, nefaset var. Bu Meclis kararı şartıyla, artık uygulama birliğinin kesinlikle belediyeler tarafından sağlanamayacağı, her belediyenin kendine göre ve çoğu zaman da politik ve keyfîliğe varan uygulamalara yol açacağı bu maddeyle anlaşılmaktadır ve bu ödemeler, belediyelerden doğru düzgün hizmet almayan vatandaşlardan da tahsil edilecek. Bütünşehir yasasıyla, geri kalmış ilçeler ve köyler de, köylerde yaşayan vatandaşlarımız da gelişmiş şehir merkezinde yaşayan vatandaşlarımızla aynı yükümlülüklere tabi olmaktadırlar.
Biraz önceki konuşmamızda da saydık; yeni vergiler, yeni yükler geliyor, mevcut yükler de artıyor. Bunları tekrar saymak istemiyorum. Yani bu yükleri az gördünüz, bir de "yol", "su", "kanalizasyon", "katılım payı" adı altında birtakım paralar tahsil ederek ağır ekonomik şartlar altında üretim yapamayan insanlarımızı âdeta daha da ezmek istiyorsunuz. Ondan sonra da çiftçiye "Sen tarımsal üretim yap." diyeceksiniz!
Dikkati çekmeyen, çok fazla konuşulmayan bir diğer husus da bugün köylerimizin genelde büyük çoğunluğu ya hiç su bedeli, su parası ödememekte ya da sondaj suyu kullanılan köylerdeki elektrik gideri köylülere muhtar tarafından eşit şekilde paylaştırılarak karşılanmaktadır ya da çok düşük bir rakam alınmaktadır. Örneğin, Manisa'nın bazı köylerinde en fazla 50 kuruşluk bir su bedeli tahsil ediliyor, bu da daha çok elektrik masrafını karşılamak için.
Bugün Ege Bölgesi'nde en ucuz suyu Manisa Belediyesi veriyor; metreküpü 2 lira 88 kuruş. Örneğin, Demirci Belediyesi 1,5 liraya veriyor. Yarın bu büyükşehir yasasından sonra göreceğiz ki bunların su bedelleri de köylüye ağır bir yük olarak gelecek. Bunlar maalesef hesaplanmış, öngörülmüş, "Hele bir çıksın çaresine bakarız." anlayışıyla yaklaşılıyor. Bu köyler mahalle oluyor; artık, ilçede ve şehir merkezinde yaşayanlar kadar bu bedelleri ödeyecekler çünkü artık, köy kalmadı, köylü kalmadı, mahalleli var, hepsi büyükşehir mahallesi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
ERKAN AKÇAY (Devamla) - Değerli milletvekilleri, maalesef süre sorunumuz var. Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.