| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 55 |
| Tarih: | 22.01.2013 |
CHP GRUBU ADINA HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Elektrik Piyasası Kanunu üzerinde konuşacağız ama ben, biraz Türkiye'deki enerjiden bahsetmek istiyorum.
Biliyorsunuz, elektrik üretimi Türkiye'de "ikincil enerji üretimi, enerji kaynağı" diye adlandırılmaktadır. Bunlar nelerden üretilmektedir? İşte, kömürden üretilmektedir, bunlar doğal gazdan üretilmektedir ve bunlar yine, yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilmektedir.
Şimdi, Türkiye'deki enerji üretimine baktığımızda, siz iktidara gelene kadar elektrik enerjisi üretimimizin büyük bir kısmı kömürden karşılanmaktaydı ve bunlar da Türkiye'deki termik santrallerden karşılanmaktaydı ama siz iktidara geldikten sonra, müthiş bir dönüşüm yaşayarak doğal gazdan artık elektrik enerjisini üretmeye başladık. Tabii, doğal gazdan elektrik enerjisi üretebilmemiz için de siz, bu alanı özel sektöre açtınız ve yap-işlet-devret modelleriyle çok pahalı bir şekilde elektriği almayı taahhüt ettiniz.
Ben, geçen gün burada konuşurken, -bütçe konuşmam sırasında- Bakana bir soru sormuştum "Sayın Bakan, TEİAŞ'ın beş yıllık süresi 31/12/2012 tarihinde doluyor." demiştim. TEİAŞ ne yapıyordu? Bir aracı kurum, komisyoncu kurum görevi yapıyordu yani enerji piyasasını dengeliyordu. Niye? Sizin enerji üretebilmeniz için taahhüt etmiş olduğunuz 16,50 kuruşluk taahhüdü yerine getirebilmeniz için bu kuruma ihtiyaç vardı çünkü bu kurum olmazsa herkes serbest piyasadan elektrik enerjisini satın alabilecekti. "Peki, 31/12/2012'de süresi dolan TEİAŞ'la ilgili bir gelişme oldu mu?" Bu soruyu sormuştum size ama cevaplamadınız o günkü konuşmanızda. Bitirdiniz mi yoksa süreyi uzatıyor musunuz? Eğer süreyi uzatırsanız şunu anlıyoruz: Yine, serbest rekabet ortamını ortadan kaldırmış oluyorsunuz.
Şimdi, baktığımızda, Türkiye'nin geldiği noktada, 16,50 kuruştan elektriği alıyoruz doğal gaz üretimi yapan santrallerden. Hidroelektrik santrallerinden ortalama 3 kuruşa mal ediyoruz ve Türkiye'nin elektrik enerjisi ortalama fiyatı 7 kuruş aslında. 7 kuruşa üretilen elektrik enerjisi, piyasada, piyasada demeyeyim, vatandaşa 35 kuruşa satılıyor ve 27 kuruşa da sanayiye satılıyor. Bakın, 7 kuruş ortalamayla üretilen elektrik enerjisi 35 kuruşa vatandaşa, 27 kuruşa da sanayiye satılıyor.
Şimdi, sanayinin rekabet edebilmesinin önündeki en büyük engel ne? Enerjinin pahalı olması. Hemen çıkıyorsunuz, diyorsunuz ki: "Avrupalı yatırımcı gelsin, teşvikler veriyoruz." Ama enerji fiyatları dünyanın veya OECD ülkelerinin en zirvesindeki birim fiyat.
Yine, geçen gün yaptığım bir araştırmada, OECD ülkelerine baktığımda, 2000 yılında OECD ülkelerindeki asgari ücretle elektrik fiyatlarını karşılaştırdığımızdaki oranla, 2012 yılı sonunda OECD ülkelerindeki elektrik birim fiyatlarıyla bizim ülkemizi karşılaştırdığımızda, asgari ücreti karşılaştırdığımızda oranın aynı olduğunu görüyoruz. Peki, asgari ücretler arasındaki oran nedir? Yani, bakıyoruz ki aşağı yukarı aynı fiyata mal ettikleri, 2000 yılındaki oran aynı, 2012 yılındaki oran aynı ama adamların asgari ücretlerinin bizden 4 veya 5 kat daha fazla olduğu görülüyor. Yani, tüm sistemi vatandaşın sırtına bindirmişsiniz. "Gel, buraya yatırım yap, ben sizden 16 kuruşa bu enerjiyi alacağım." diyorsunuz. "Gel, buraya yatırım yap, ben sizden 13 kuruşa -şimdi yeni modeliniz- güneş enerjisini alacağım." diyorsunuz, bunları taahhüt ediyorsunuz.
Şimdi, 7 kuruşa mal olan ortalama? 7 kuruşa mal olma nedenini de söyledim, vatandaşa 35 kuruşa çakıyorsunuz.
Bakın, son zamanlarda başka bir model daha geliştirdiniz: Termik santralleri satabilmek için termik santralleri çalıştırmadığınızı söyledim. O gün, yine bana burada cevap verirken Sayın Bakan, termik santralin çalıştırılmama gerekçesine benim söylediğimden farklı bir şeyler söylediniz. Ama, örneğin Çan'daki termik santralin, çalışmama gerekçesi tamamen, hani meşhur bir Maliye Bakanınız vardı ya, kendisi için özel kanun çıkarttı bu naylon faturalar için; o Maliye Bakanının çocuklarının ihaleye fesat karıştırması ya da taahhüt ettikleri kireç taşını vermemelerinden kaynaklanıyordu.
Şimdi, bütün bunlar var, bir taraftan da Türkiye'nin acil enerjiye ihtiyacı var. Niçin? Ekonomimiz büyüyor, sanayimiz büyüyor, enerji üretmemiz lazım ama pahalı enerji üretiyoruz. Pahalı enerji ürettiğimiz zaman, sanayi pahalı ürün üretiyor. Sanayinin en büyük masrafı, fiks masraf dediğimiz şey enerjidir. Siz eğer enerji maliyetini aşağı çekmezseniz sonuçta, ürününüz de Avrupa'da veya dünyada rekabet edebilir bir ürün olmaz, tabii sadece enerjiye bağlı değil, birçok kalem var bu alanda ama enerji bunlardan bir tanesi.
Konuyu çok da dağıtmak istemiyorum ama Türkiye'de bir standart enerji politikası yok, ülkemizi enerjide tamamen dışa bağımlı bir ülke hâline getirmişiz. Yıllar önce, dediğim gibi, on yıl önce, Türkiye'deki ikincil enerji kaynağı, elektrik üretimi kömürden sağlanırken, bugün yüzde 90'lara varan dışa bağımlı ve doğal gazdan üretilir bir enerji kaynağı hâline gelmiş.
Tabii ki bu kadar dışarı bağlı olduğunuz zaman? Bir de üstüne üstlük nükleer santral kurmaya çalışıyorsunuz. Nükleer santralleri de biliyorsunuz, bir alım taahhüdünde bulunuyorsunuz. Ee, tamamen dışarı bağlı. Doğal gazı aldığınız ülke, nükleer santrali kurdurduğunuz ülke de aynı ülke. Şimdi, bütün bunlar var.
Geçen gün bir beyanatınızı okuyorum, işte kayıp kaçak oranlarından bahsediyorsunuz. Güneydoğuda yüzde 70'lere, 74'lere varan, önlenemez bir oranda, kayıp kaçak olduğunu ifade ediyorsunuz. Yahu, Allah aşkına size sormak istiyorum: Bu ülkeyi kim yönetiyor ya? Bu ülkeyi kim yönetiyor? Size soruyorum buradan. Siz Enerji Bakanısınız, bildiğim kadarıyla 2009 Mayıs ayından beri Enerji Bakanısınız. Sizden önce bu ülkede enerji bakanları vardı, sizin iktidarınızın, sizin Hükûmetinizin enerji bakanları vardı. Türkiye'nin yarısı kaçak elektrik kullanıyor, siz millete şikâyet ediyorsunuz, diyorsunuz ki: "Müftüye soruyorlarmış `Haram mı helal mi diye?'" Bakanın söylediği şeye bak! (CHP sıralarından alkışlar) Vatandaş soruyormuş müftüye "Bu kaçak elektriği kullanırsam haram mı helal mi?" Yahu, vatandaş bir şey düşünüyor "Ben bu ülkeye dünyanın en çok dolaylı vergisini ödüyorum, yüzde 67 oranında. Ben bu ülkeye dünyanın en fazla gelir vergisini ödüyorum. Bu ülkede benim bedava kullanacağım, sosyal devlet diyebileceğim bir şey yok mu?" diye soruyor. (CHP sıralarından alkışlar) Tabii ki sen 7 kuruşa mal ettiğin elektriği vatandaşa 35 kuruşu satmaya kalkarsan, o vatandaş kaçak kullanır, kaçak kullanmaya zorlarsın vatandaşı.
Şimdi bunları önünüze koyacaksınız, düşüneceksiniz, Türkiye'yi pahalı elektrik kullanmaya zorlarken, Türkiye'nin bunca doğal kaynağı varken bunları kullanmadan? Size daha önce de söyledim bu kürsüden "Afşin Elbistan'da 6 bin megavatlık santral kurabilirsiniz." dedim. Geçen gün, bu anlaşmaları yaptığınızı okudum. Doğru mu? Doğru ama bunlar doğru olduğu kadar, kurmuş olduğunuz HES'ler o kadar yanlış. Türkiye'nin yüzde 2 enerji ihtiyacını karşılayacak diye, dereleri yok etmeye, tabiatı değiştirmeye hakkınız yok. Samimi söylüyorum, bakın, 15 veya 20 megavat elektrik üretebilen HES'ler, bölün bakalım 6 bin megavata kaç tane HES'e bedel? Siz eğer, Afşin Elbistan'da, Çan'da kurduğunuz gibi akışkan yataklı, çevreye zarar vermeyen termik santraller kurmuş olsaydınız -ki onu da siz yapmıyorsunuz, yine başka bir yabancı sermaye grubuna yaptırıyorsunuz- bu ülke HES'lere mahkûm olmazdı. Ben yine de mahkûm olduğunu kabul etmiyorum.
Biliyorsunuz, enerjinin pik yaptığı saatler var. Bakıyorsunuz, bu pik yaptığı saatlerde termik santraller çalışmıyor. Kim çalışıyor? Mevcut HES'ler çalışıyor. Kim çalışıyor? İşte, doğal gazla enerji üreten santraller çalışıyor. O pik yaptığı yerde de -saatlik belirleniyor enerji ücretleri- bakıyorsunuz, devlet alım yapıyor. Kimlerden? HES'lerden, özel sektörden. Ee, senin devlet santrallerin ne oldu? Onlar o arada bakıma giriyor, onlar o arada duruyor. Ne zaman ki ihtiyacın en düşük olduğu, elektrik enerjisinin en ucuz olduğu saatler var, o zaman satın alıyorsunuz, o zaman elektriği devletin santrallerinden satın alıyorsunuz.
Sayın Bakan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak sizden rica ediyorum, acil eylem planı mı yaparsınız, ne yaparsanız yapın elektriği ve enerjiyi dışa bağımlılıktan kurtarın. Bir başarı öyküsü anlatın burada gelin. Biraz sonra cevap vereceksiniz ama bu vereceğiniz cevap içerisinde başarı öyküsü olmayacaktır. Elektrik üretimini kaç megavattan kaç megavata yükselttiğinizi söyleyeceksiniz ama 3 kuruşa mal olan elektrik enerjisini 35 kuruşa halka nasıl sattığınızı, 27 kuruşa halka nasıl sattığınızı bu kürsüden söylemeyeceksiniz. Birilerinin cebini doldurmaktan vazgeçin, vatandaşın zaten zor geçindiği şu ortamda, vatandaşın elini biraz rahatlatın diyor, hepinize saygılar, sevgiler sunuyorum. (CHP sıralarından "Bravo" sesleri, alkışlar)