GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:53
Tarih:16.01.2013

MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 393 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 3'üncü maddesi üzerinde Milliyetçi Hareket Partisi Grubu adına söz aldım. Bu vesileyle yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.

Bu madde, 2012 yılı sonuna kadar enerji üretimi amacıyla yatırım yapmış kişilere verilen teşviklerin 2015 yılına kadar uzatılmasıyla ilgili bir düzenlemeyi içeriyor. Dolayısıyla bu hâliyle, tabii ki bu sektörün desteklenmesi adına, bunun yerinde bir teklif olduğunu düşünüyoruz. Ancak Sayın Bakanın kanunla ilgili görüşlerini açıklarken ifade ettiği gibi, Türkiye'nin bugün itibarıyla bir arz güvenliği problemi olmadığını söyledi. Sayın Bakan, eğer arz güvenliği problemi olmamış olsaydı 2008 yılında çıkardığınız ve 2012 yılı sonu itibarıyla bitmesi gereken bu teşvikle ilgili düzenlemeyi bugün üç yıl daha uzatalım, arkasından bir beş yıl daha Bakanlar Kuruluna yetki verelim demezdiniz. Bir defa bunu baştan tespit etmemiz lazım. Türkiye'nin maalesef enerjide arz problemi devam etmektedir ve bu problem her geçen gün daha da artmaktadır.

Diğer taraftan yine Sayın Bakan, söz konusu kayıp kaçaklarla ilgili, işe başladığında yüzde 25'ler düzeyinde olan kayıp kaçak oranını yüzde 17'lere düşürdüğünü ifade etmiştir. Sayın Bakan, bu veriler sizin kurumunuzun verileri. İş başına geldiğiniz 2002 yılında bu oran yüzde 20,9'dur yani yüzde 25 değildir. Aradaki 4,1 puanlık farkı eğer siz önemsemiyorsanız o zaman burada hiçbir şeyi konuşmamızın bir anlamı yok. Dolayısıyla bu bilgiyi düzeltmemiz lazım. 2000 yılında yüzde 21,6, 2001 yılında yüzde 21,4, 2002 yılında yüzde 20,9, 2008 yılında -biraz önce Sayın Özensoy da ifade etti- yüzde 14,4'e kadar düşmüş ama elektrik dağıtım şirketlerinin özelleştirme kapsamına alınmasıyla beraber hızlıca artmaya başlamış.

O zaman burada bir problem var Sayın Bakan, bu özelleştirmelerde bir sıkıntı var. Bu sıkıntıyı iyi analiz etmemiz lazım. Bu sıkıntının temelinde biraz önce ifade ettiğim ve sizin de samimiyetinize, iyi niyetinize inanarak cevabınızı dinlediğim "Biz bu hedefleri tutturacağız." sözünüzü "İnşallah tutar." diye cevaplıyorum. Fakat tutmayacağı açık. Eğer, siz, yüzde 20,9'la aldığınız değeri on yıl sonra ancak 4 puan düşürebildiyseniz iki yıl içerisinde yüzde 17'den yüzde 10'a 7 puan bu düşmez. Buna kimseyi inandıramazsınız. Gelin, gerçekçi rakamları tartışalım, buna göre bu sektörü hep birlikte daha doğru değerlendirelim. Bu düzeltmeyi yapmak zorundayım. Daha önce birçok yerde, hatta kendi bakanlığınızın İnternet sitesinde de yayınlanan konuşma demeçlerinizde bu yüzde 25'ler sözünü çok kullandınız ama bu doğru değil. Bunun doğrusu yüzde 21, 20,9. Dolayısıyla o 4 puanı paraya çevirdiğiniz zaman en az 8 milyar TL tutuyor. Eğer, siz, 8 milyar TL'yi Türkiye için, bu sektör için az görüyorsanız sözüm yok ama 8 milyar TL kazanmak için bu ülkenin nelerini sattığını hep beraber görüyoruz. Bugün 4 milyar TL'ye övünerek özelleştirme rakamlarını savunduğunuz Seyitömer Termik Santrali ve Kömür İşletmesinin iki yıllık gelirine karşı peşkeş çektiğiniz özelleştirmeyi o zaman konuşmamanız lazım. Dolayısıyla bu rakamları doğru konuşup yüce Meclisi doğru bilgilendirmek hepimizin görevi, hele hele sayın bakanların çok daha önemli görevi. Hiçbir rakamı yanıltarak veya tersten okuyarak kamuoyuna sunmamamız lazım.

Değerli milletvekilleri, bu özelleştirmelerde bir sorun var. Bu sorunu iyi görmemiz gerekiyor. Bakınız, Boğaziçi Elektrik Dağıtım AŞ 2010 yılında 2,99 milyar TL'ye özelleştirilemedi. Teklifler verildi, sonra vazgeçtiler. Aradan iki yıl geçti; 1,96 milyar TL'ye özelleştirildiği zaman bunu iyi bir özelleştirme olarak kamuoyuna yansıtmaya çalışıyoruz. Bu doğru değil. Neden iki yılda bu sektörde 1 milyar dolardan daha fazla gerileme oldu, bunu iyi görmemiz lazım. İşte bunun sebebi, dağıtım şirketlerine başkalarının kaçak kullandığı elektriği eşit oranda yansıtmanızdır. Bu şekilde bu özelleştirmeleri doğru sonuçlandıramayız.

Bir diğer konu: Hamitabat Elektrik Üretim Tesisini özelleştirmeye aldınız, ilk oradan başladınız, sonuçlandıramadınız. Arkasından modeli değiştirdiniz ve üzülerek dinledim, biraz önce kendi ilimin bir değerli milletvekili yeni bir modelden bahsetmeye çalışıyor. Değerli Milletvekilim, bu sunmaya çalıştığınız model, yakında, sizin de mensubu olduğunuz, ilçenizdeki yılların tesisinin özelleştirilmesi modeli. Gelip de bunu burada "İyi şeyler yapıyoruz." gibi savunmanın bir anlamı yok. Sayın Bakan o tesisi ziyaret etti, hoş geldi, sefalar getirdi, yılbaşı gecesi işçilerimizle beraber orada güzel bir akşam geçirdi. Memnun olduğumu ifade etmek istiyorum ama o işçilerin feryadına cevap vermedi, kulağını tıkadı. Sadece yönetimden bazı insanları grubuna alarak onlarla çok şirin bir gece geçirdi ama asıl işçiler dışarıda, o tesise, çalıştıkları tesise alınmadılar. Sayın Bakanım, siz de bunu biliyorsunuz.

Şimdi, geliniz dürüstçe "Biz bu tesisi de yani Tunçbilek Termik Santralini ve Garp Linyit İşletmelerini de? Seyitömer'de denediğimiz model tutarsa, eğer bize en çok oy veren illerden birisi olan Kütahya, Muğla gibi tepkiyi göstermez de burada bu özelleştirmeyi başarabilirsek arkasından sıraya Tunçbilek'i koyduk." deyiniz. Bunu bu Meclis kürsüsünden söylemek zorundayım. Kütahya bunu çok ciddi bir tepkiyle karşılayacak Sayın Bakanım, bundan emin olabilirsiniz. Şu anda 3 bin kişi ayakta, orada çalışanlar yarınını düşünüyor. Bunların ailesiyle beraber 15 bin, Kütahya esnafını da dikkate? 25 bin kişiyi, eğer yakın zamanda, o Seyitömer dağlarında ekmek mücadelesinde beraber görürseniz şaşmayınız. Tunçbilek'e gittiniz ama özelleştirme süreci devam ettiği için Seyitömer işletmesine gitmediniz. Bu iki işletme arasında çok fazla kilometre yok, keşke orayı da ziyaret etseydiniz ve doğruları Seyitömer'de çalışan insanlarımıza da açıklayabilseydiniz ama açıklamadınız, gitmediniz, gitmemeyi tercih ettiniz.

Şimdi Sayın Milletvekilime buradan sesleniyorum, göremiyorum ama eminim ki tutanakları inceleyecektir: Sayın Milletvekilim, biraz önce bir modelden bahsettiniz. Bu model, süslü laflarla binlerce kişinin ekmek yediği tesisin satışı modelidir. Şimdi, mayıs ayına kadar, benzer modelle Tunçbilek Termik Santrali'nin ve GLİ kömür işletmesinin havzasıyla beraber satılacağı iddiaları Kütahya kamuoyunda ve Bakanlık bürokratlarının ağzında dolaşmaktadır. Ben, Sayın Bakanımdan, onun ağzından "Böyle bir model yok, satmayacağız." veya "Satacağız." sözünü buradan duymak istiyorum.

Şimdi, bu kayıp kaçakla ilgili konuya bir kez daha vurgu yapmak istiyorum. Sayın Bakanım, ulusal tarifeyle 75 milyona aynı günahı çektiremezsiniz. Osmangazi elektrik dağıtım işletmesi, bugün, 21ir dağıtım işletmesi arasında en düşük kayıp kaçak oranının bulunduğu dağıtım işletmesi. Benim ilimin de bulunduğu bölgeyi kapsıyor. Şimdi, benim ilimdeki bir vatandaşın elektriği kesildiği gün veya elektrik ücretini ödemekte geciktiği gün, ertesi gün elektriği kesiliyor ama Diyarbakır'da, Urfa'da, Siirt'te, Şırnak'ta, Van'da sayacı okuyan memurlar oraya okuma için gidemiyor, siz de itiraf ettiniz. Eğer burada PKK terör örgütü "Elektrik parasını ödemeyiniz." diyorsa buna bir tedbir almamız lazım, buna bir çözüm bulmamız lazım. Buranın kaçağını herkese yayarak ve faturalarda gizleyerek bunu çözemeyiz. Buna, bu çözümü sizin bulmanız gerekiyor, hepimizin bulması gerekiyor. Gelin, dürüstçe "Biz kömür dağıtmayacağız, o bölgedeki vatandaşın elektrik parasını ödeyeceğiz." deyin, daha dürüst bir davranış olur. Ama faturaları gizleyerek, Ulusal Tarife'yi uzatarak bunu kamufle etmek, bu ülkeye çok büyük bir haksızlıktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİM IŞIK (Devamla) - Onun için bu kanundaki teşvikin uzatılmasını olumlu buluyoruz ama -biraz sonra önergemiz gelecek- bunu yetersiz buluyoruz. Umarım daha da bu konuyu destekleyecek oylarınızı verirsiniz.

Tekrar hepinize saygılar sunuyorum, hayırlı olsun diliyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Işık.