| Konu: | ELEKTRİK PİYASASI KANUNU İLE ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 53 |
| Tarih: | 16.01.2013 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 393 sıra sayılı Kanun Teklifi'nin 1'inci maddesi üzerine vermiş olduğumuz önerge hakkında söz aldım, bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, benden önceki değerli, grubumuz konuşmacılarının da ifade ettiği gibi bu madde teknik olarak ayrıştırma sırasında oluşacak ek yüklerin tüketiciye yansımaması amacıyla, ayrışan şirketlerde KDV ve ÖTV'den muafiyeti öngörüyor. Dolayısıyla, maddenin bu şekliyle yazımı her ne kadar gereksiz olsa da yazılmasında fayda olacağı düşüncesiyle kanun teklifine eklenmiştir. Bu bölümüne katılıyoruz ancak önergemizin ikinci bölümü bugüne kadar, 2006 yılında başlayıp, uygulanan "ulusal tarife" olarak isimlendirilen kayıp kaçakların Türkiye'de yaşayan 75 milyona eşit oranda yansıtılmasını öngören sistemin değiştirilmesini öngörüyor. Artık on yıldır iktidarda bulunan AKP Hükûmetinin 2005 yılında Diyarbakır'da verdiği açılım mesajıyla başlayan ve 2006 yılından bu yana bu ülkenin bazı bölgelerinde bir kuruş elektrik parası dahi tahsil edilmeyen sahaların olduğu gerçeğinden hareket ederek "Bundan sonra kaçak tüketilen elektrik paralarını hiçbir kuruş kaçak elektrik tüketmeyen diğer vatandaşların ödemesine müsaade etmeyelim." diyoruz yani "Ulusal tarifeyi bırakın, bölgesel tarifeye geçin." diyoruz.
Bunun anlamı şu: Her elektrik dağıtım şirketi, şirket sahası içerisindeki bölgede kayıp kaçak oranını kendisi karşılayacak. Böyle olunca güneydoğudaki Dicle ya da doğudaki Van Elektrik Dağıtım Şirketinin yaptığı zararı veya İstanbul'daki Boğaziçi Elektrik Dağıtım Şirketinin yaptığı zararı güneydeki ya da batıdaki veya Orta Anadolu'daki bir dağıtım şirketinin üyesi ya da kayıtlı abonesi ödemekten kurtulacaktır.
Değerli milletvekilleri, daha önce Sayın Bakana verdiğimiz bir önergeye, yine 2012 yılı Nisan ayında Sayın Bakanın verdiği cevabı sizlerle paylaşmak istiyorum. Bu kayıp kaçak oranlarının düşürülmesiyle ilgili hedefleri sormuşuz, "2012-2015 arası, sırasıyla, yüzde 13'ten başlayarak yüzde 9'a kadar her yıl 1'er puan azaltacağız." diyor. Sayın Bakan 2013 yılı bütçe görüşmeleri sırasında, kendi ifadeleriyle, bu konuda, 2012 yılında kayıp kaçak oranının ortalama yüzde 16,8 olduğunu söylüyor. Şimdi hedef yüzde 13, gerçekleşen yüzde 17. Aynı yıl nisanda cevap vermiş, aralık ayında 4 puan fazla gerçekleşmiş.
Şimdi, Sayın Bakan "2015 yılında yüzde 10'lar düzeyine ineceğiz." diyor -daha önce olarak 9 beyan etmişti- iki yılda yüzde 17'den yüzde 10'a hangi sistemle geçeceksiniz Sayın Bakanım? Siz diyorsunuz ki?
Sayın Başbakan da Şanlıurfa'ya gittiğinde teyit etti ve bir nevi itiraf etti "Ben, 2006 yılından bu yana, size, ey vatandaşlarım, kaçak elektrik parası ödetmedim. Bundan sonra kaçak elektrik kullanmayacaksınız değil mi?" dedi ama bir tane alkış alamadı. Yani şimdi, siz, iki yılda, 7 puan kayıp kaçak oranını nasıl düşüreceksiniz? Biraz önce sorduk "Düşüreceğiz." diyorsunuz. Bu mümkün değil Sayın Bakan. Dolayısıyla, bunun mutlaka önergemizde öngörüldüğü şekliyle -düzenlemenin- değiştirilip bölgesel sisteme artık derhâl geçilmesi gerekiyor. O zaman, o bölgede kayıp veya kaçak elektrik kullanan herhangi bir aboneyi gören komşusu "Kusura bakma senin paranı ben ödüyorum." Diyecek, ona engel olacaktır. Başka türlü bu sistemle?
Siz, eğer, Oslo sürecinde "Biz, size, kesinlikle elektrik parası ödetmeyeceğiz." diye söz verdiyseniz, geliniz açıklayınız. Bunun anlamı bu. Bu önergeyle bunu değiştireceğiz. Dolayısıyla, 75 milyonun hakkını korumak varsa bu önergenin kabul edilmesi gerekiyor. Aksi takdirde, bundan sonra o bölgeden sizin herhangi bir tahsilat yapmanız mümkün değil, zaten verdiğiniz rakamlar tahsilat oranının yüzde 20'ler dolayında kalmasıyla çelişiyor. Yani o bölgede siz ne kadar ceza keserseniz kesin bu parayı tahsil edemiyorsunuz, bundan sonra da edemeyeceksiniz.
Önergemizin kabulünü diliyor, tekrar saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkürler Sayın Işık.