GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:51
Tarih:10.01.2013

CHP GRUBU ADINA İZZET ÇETİN (Ankara) - Değerli milletvekili arkadaşlar, hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, şimdi, az evvel bir ek madde ihdasından sonra ikinci bir ek madde ihdasıyla karşı karşıyayız.

5335 sayılı Yasa 2006 yılında AKP çoğunluğunun oylarıyla, bizim eleştirilerimize rağmen kabul edildi. O zaman da yetersizliklerini anlattık yani Sosyal Sigortalar Kurumuyla ilgili olarak yapılan düzenlemelerin "Ben yaptım oldu." mantığıyla yapılmaması gerektiğini, iyi tartışılması, iyi düşünülmesi gerektiğini söyledik.

Şimdi, bu 10'uncu maddeyle yapılmak istenen, az evvel görüştüğümüz 81'inci maddenin (c) fıkrası bir kez daha ilgili kanunu açıkça? Maddesinden okuyayım, 81'inci maddenin (c) fıkrası: "Kısa vadeli sigorta kolları prim oranı, yapılan işin iş kazası ve meslek hastalığı bakımından gösterdiği tehlikenin ağırlığına göre yüzde 1 ila 6,5 oranı arasında olmak üzere 83'üncü maddeye göre kurumca belirlenir, bu primin tamamını işveren öder." Yani Bakanın da söylediği gibi, işçinin bir kaybı yok gibi. "İşçinin kaybı yok." demek bile sigorta ve sosyal güvenlik mevzuatını bilmiyorum demektir. Değerli arkadaşlar, 83'üncü madde ne oluyor burada? Atıf yapılan madde yürürlükten kaldırılıyor. Aynı zamanda 84'üncü madde de yürürlükten kaldırılıyor. "83'üncü madde nedir?" diye soracak olursanız: Kısa vadeli sigorta kolları prim tarifesi ve iş kollarının ve işlerin tehlike, sınıf ve derecelerinin nasıl belirleneceği düzenlenmiş. Şimdi, millî eğitimin sorunlu okulları kapatarak sorunları çözmeye, benzer bu. Yani bu fabrikaları kapatmıyorsun, bu madenleri, ocakları, taş ocaklarını, kimyasal madde üreten işletmeleri kapatmıyorsun. Ne yapıyorsun? Oraların tehlike sınıflarını kamuoyundan gizliyorsun, toplumdan gizliyorsun, çalışan işçiden gizliyorsun ve bu maddeyi daha altı yıl olmuş bu Meclisten geçirmişsin, altı yıl sonra -üstelik de daha madenlerde, o Afşin Elbistan'da 9 işçinin cesedini çıkartma başarısını gösterememişsiniz, acziniz orta yerde, dün daha 8 işçinin cesedi yeni defnedildi- onlardan kurtulmak için ne yapıyorsunuz? Maddeleri yürürlükten kaldırıyorsunuz ve prim oranlarını düşürüyorsunuz, Sosyal Güvenlik Kurumunu -Bakan ne derse desin- zayıflatırken kötü niyetli işverenlerin kayırılmasını, teşvik edilmesini sağlıyorsunuz. Madde niçin konuldu 2006'da?

Değerli arkadaşlar, yani madde o kadar yeterli de değil. 508 sayılı Yasa da ya da 1475 sayılı İş Yasası'nın yürürlükte olduğu dönemde İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü yürürlükteydi. O tüzükte ağır, tehlikeli ve zehirli işler bir güzel sayılmıştı. Tüzük işlemez hâle geldi. İş kazalarında dünyada 3'üncü, Avrupa'da 1'inciliğe yükseldik. Niye yükseldik? Önlemler alınmadığı için. Hükûmetin himayesinde işverenler istediği gibi, işçiyi köle gibi kullandığı için, sosyal güvenlik kurumları çöktüğü için. Şimdi de kalkıp diyoruz ki arkadaşlar "İşçiler nasıl, hangi koşulda çalışırsa çalışsın, iş yerinin tehlikeli olup olmadığını işçi de bilmesin, ailesi de bilmesin." Yasa koyan milletvekilinin zaten umurunda değil, okumuyor bile, bakan hazırlamış gelmiş, okumuştur ya da bürokrat hazırlamış gelmiştir ya da Dünya Bankası, IMF böyle dayatmıştır "Bunu Meclisinizden geçirin." demişlerdi;, kaldır, indir, yaptım yasa, yaptığın yasa, altı sene sonra da geliyorsun, yürürlükten kaldırma maddesi.

Arkadaşlar, 83 ve 84'üncü maddeler 81'inci maddenin (c) fıkrasındaki değişikliğin kapatılması maddeleridir yani suçu ya da gelecekteki suçlamaları örtbas etme maddeleridir. O nedenle alt komisyonda görüştük, geri çekildi, prensip anlaşmasına varıldı, şimdi iki günden bu yana karşılıklı bir diyalogla iktidar-muhalefet bir şeyler yapılmaya çalışılıyor.

Yani ben bazı şeyleri istismar etme gibi bir düşüncenin adamı hiç olmadım. İyi niyetle yaklaşıyoruz, karşılığında iyi niyet görmek istiyoruz. Pek çok sorun var. Önceki gün bütünü üzerine yaptığım konuşmada da söyledim, Sosyal Güvenlik Kurumunun çözmesi gereken sorunları yukarıdan aşağıya yazsak sayfalarca, bitmez. Onlar için tek tek kanun teklifi vermek ya da önergeyle düzeltmek mümkün değil. Sayın Bakana da dün söyleyince "Ya, yeni bir paket hazırlarız, onun içerisine koyarız." dedi.

Sayın Bakan, bunu da o paketin -nasıl bir paketse- içine koy, hiç olmazsa verdiğiniz sözlere inanalım, güvenelim, biz de ne yapacağımızı -ona göre hareket edelim- kararlaştırabilelim. Yani, güven duymak istiyoruz, destek vermek istiyoruz "Hayır, destek istemeyiz." diyorsunuz. Şimdi ben, az sonra maddenin oylamasında yoklama isteyeceğim, sağlayın çoğunluğu, sağlayabiliyor musunuz? İsteyeceğim bu yoklamayı, şimdi buradan ilan ediyorum. Hadi bakalım, bu saatten sonra yoklama isteyeceğim. Yapmayın, bu Meclisin bu kadar çalışma ilişkilerini germeyin, bozmayın. Bunun hiç kimseye bir yararı yok. Yani, içeriğini bir kenara bırakıyorum, prensibiyle bile milletvekillerinin, muhalefet milletvekillerinin moralini bozan bir yaklaşım içindesiniz.

O nedenle, "Bu maddelerin kuruma zararı yok." demek kurumun işlemlerini, işleyiş mekanizmalarını bilmemek anlamına geliyor.

O nedenle, katılamadığımızı söylüyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Çetin.