| Konu: | BÜYÜK MENDERES HAVZASININ KİRLİLİĞİNİN ARAŞTIRILMASI VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİNİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 1/11/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 21 ŞUBAT 2013 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE ÖN GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 69 |
| Tarih: | 21.02.2013 |
NİHAT ZEYBEKCİ (Denizli) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından Büyük Menderes havzası kirliliğinin araştırılması ve çözüm önerilerinin belirlenmesiyle ilgili verilen araştırma önergesi aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Saygıdeğer milletvekilleri, tabii, çevre hassasiyeti gelecek nesillerin bize emaneti olan, gelecek nesiller adına korumak görevinde olduğumuz, gelecek nesillere daha çok kirleterek, daha çok kullanarak, daha çok azaltarak devretmeden; daha temiz, daha artırarak, çok daha fazla artı değerler katarak devretmek zorunda olduğunuz zenginliklerimiz var. Bunlar, topraklarımız, havamız, nehirlerimiz, su kaynaklarımız, ormanlarımız, hülasa Allah'ın bize bir armağanı olan, çocuklarımız için bize armağan edilmiş olan bu değerleri korumak hepimizin görevidir.
Bugün, Afyon'un Dinar ilçesinin Suçıkan mevkiinden başlayıp Uşak, Denizli, Aydın, İzmir illerini de kapsayan hatta Muğla dağlarının da bir kısmının sularının aktığı bir vadi olan, tarihteki adı Meander, yani kıvrılarak akmak anlamına gelen, bugün de hepimizin "Menderes" diye adlandırdığımız, etrafındaki illerin, ilçelerin, köylerin ve mahallelerinin her birinin ayrı ayrı güzel hikâyelerinin olduğu Menderes havzasının kirliliğini konuşuyoruz. Tabii, son yüz-yüz elli yıldan bu yana gerek sanayileşme gerekse tarımsal işlerin -yani tarımın farklı teknolojilere bürünmesi- farklı kimyasallar kullanılarak, gübreler kullanılarak yapılır hâle gelmesinden dolayı, Menderes havzası maalesef çok büyük kirliliklere maruz kalmıştır.
Biraz önce konuşmasını yapan milletvekillerimizden bir tanesi 160-170 tane yerleşimin, belediyenin veyahut da köyün olduğu bu Menderes havzasında 6 tane belediyenin kanalizasyonunun olduğunu söylemiştir. Sanırım orada başka bir anlam ifade etmek istemiştir ama son derece yanlış bir -"yanlış" demeyeyim de- istemeden de olsa hatalı bir bilgi vermiştir. Doğrudur, 160-170 tane yerleşim yeri vardır, bunların içinde iller vardır, ilçeler vardır. 6 tane kanalizasyonu olan değil, tamamında kanalizasyon vardır, 23 tanesinde de arıtma tesisi vardır. Bu arıtma tesislerinin hemen hemen tamamı bu son on yıllık sürede yapılmıştır.
Denizli Belediye Başkanı olduğum sürede, Denizli'de olmayan arıtma tesisini Denizli'de hizmete açtık ve bizim Denizli merkezdeki arıtma tesisimizde şehrin bütün evsel atıkları ve şehrimizin içindeki 1'inci, 2'nci, 3'üncü sanayi sitelerinin de atıkları içine dâhil olmak üzere o tesislerimizde arıtıyoruz. Arıtma tesisimizin test cihazı, yani suyun arıtıldıktan sonraki, İyi arıtılmış mı diye test cihazı en son mekanizmanın ucuna koymuş olduğumuz süs balıklarıdır. Yani Denizli'nin suyunu biz öyle arıtıyoruz ki içinde balıklar yaşar hâlde Menderes havzasına veriyoruz. Ama bu Menderes havzasındaki bütün illerin, bütün ilçelerin, bütün beldelerin aynı özelliklere sahip olduğu anlamına gelmiyor. Maalesef, Menderes havzasının kirliliğinin ana sebebi yerel yönetimler anlamındaki bölünmüşlüktür; her beldenin Menderes kenarında imar anlamında, sanayileşme anlamında, gerek kanalizasyon ve diğer atıklar anlamında kendi başına davranması, kendi imkânlarıyla veyahut da kendi siyasi tercihleriyle veyahut da kendi yerelinin özelliklerinin tercihleriyle karar verir olmuş olması. Yani, ben buradan şuna gelmek istiyorum: Bu hâliyle, bu bölünmüş yerel yönetim yapısıyla devam ettiği sürece Menderes havzasının kurtulmasını, Menderes havzasının şu andaki mevcut hâlinin düzelmesini beklemek son derece yanlış olur.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; AK PARTİ olarak biz, bunun bilinciyle, bu bölünmüş yapının Menderes'e vermiş olduğu veya Menderes benzeri doğal tabiat zenginliklerimize, kültürel ve tarihî yapılarımıza vermiş oldukları? Yani sahillerimizdeki koyların, nehirlerimizin, göllerimizin, ormanlarımızın, bize emanet olan bütün bu zenginliklerimizin etrafındaki yerleşimlerin kendi başlarına çözemedikleri bu problemlerin çözümü için AK PARTİ olarak bu Meclisten Büyükşehir Yasası'nı çıkardık. Türkiye'de 29 tane ilimizin il sınırlarının tamamını birlikte karar veren, birlikte planlayan? Çok büyük maliyetleri olan katı atık depolama ve ayrıştırma tesislerini, çok büyük maliyeti -yapım anlamında maliyeti ve işletim anlamında da maliyeti- olan arıtma tesislerinin yapımını büyükşehirlerin görevleri arasına koyduk. Eminim, bundan sonra, önümüzdeki süreçte Afyon'dan başlamak üzere, Uşak'ta, Denizli'de, Aydın'da, İzmir'de, bu havzadaki büyükşehirler il sınırları içinde, havza bazında, gerek imar planlarında, sanayileşmenin, tarım alanlarının ve diğer yapılaşmaların nasıl yapılacağını büyük il meclislerinden karar verdiklerinde, başta katı atık depolama ve ayrıştırma tesisleri olmak üzere havza bazında planlamalarla ve arıtma tesislerini de yine birkaç ilçeyi de içine alan veya ilin tamamını da içine alan bir yapılaşmayla çözer hâle geldiklerinde Büyük Menderes havzasının problemleri büyük aşamada çözülmüş olacaktır.
Menderes vadisinde yolculuk yaparsanız, Denizli'den yola çıktığınız zaman İzmir'e varana kadar, havaalanına varana kadar, Söke Ovası da dâhil olmak üzere bazı yerlerde su baskınlarını görürsünüz. Biraz önce vekilimizin dediği gibi, pamuk ekilecek, mısır ekilecek, buğday ekilecek tarlalarda su baskınlarını görürsünüz. Buralarla ilgili Orman ve Su İşleri Bakanlığımızın çok yoğun müdahaleleri vardır. Başta Denizli olmak üzere Uşak ve Afyon illerinde de teraslama ve sel baskınlarını önlemekle ilgili, Aydın, İzmir'e kadar hepsi devam etmektedir. Ama bunun behemehâl çözülmesi için yapılması gereken şey, büyükşehir il belediyelerinin de o havzalarda kendi sınırları içinde Menderes'in akışkanlığını düzenlemeleri, daha düzgün akar hâle getirmeleridir.
Ben özellikle Meclisimizde çevre duyarlılığı anlamında bölgemizde 5-6 tane ili ilgilendiren, yaklaşık olarak 2-3 milyon vatandaşımızı ilgilendiren Büyük Menderes Nehri'nin gündeme getirilmiş olmasından dolayı memnuniyetlerimi dile getirmek istiyorum. Ama çözüm önerileri olarak Büyükşehir Belediyesi Yasası'nın içinde defalarca birçok maddede bu tarz problemlerin çözümleri önerilmiş olmasına rağmen, Büyükşehir Belediye Yasası'nda da bunların hepsinin çarelerinin önerilmiş olmasına rağmen isterdim ki Büyükşehir Yasası da Meclisimizden bu güzelliklerle çıksın.
Şimdi, ben sizlerle bir bilgiyi de paylaşmak istiyorum: 2008'de Büyük Menderes Nehri'nde kirlilik anlamında 200 ppm sayısı gündemdeyken bugün 2012 sonu itibarıyla -biraz önce Milletvekilimizin sormuş olduğu soruya cevap vermiş olayım- 50 ppm'e düşmüştür. Yeterli midir? Kesinlikle değildir. Dünyada örnekleri var, çok başarılı örnekleri var. Ama biz bunu başarabilecek olan bir yoldayız. Eğer iş birliğiyle, el birliğiyle yani Afyon, Uşak, Denizli, Aydın, İzmir, Muğla da dâhil olmak üzere hep beraber bir birliktelikle, bir beraberlikle yürürsek, önümüzdeki süreçte bu Büyükşehir Yasası'nın da çözüm sürecine çok güçlü bir şekilde dâhil olmasıyla Büyük Menderes'imizde yine balık avlanan, avlanan balıkların gönül rahatlığıyla tüketilebildiği o önceki günlere ulaşırız diye düşünüyorum. Öyle bir günlerdeydik ki -bundan kırk sene elli sene önce yani 1940'larda, 50'lerde söyleyeyim- Denizli'den Menderes'e katılan çaylarda dahi balıkların olduğu günleri anlatırlar. Bize ecdadımız böyle bir Menderes, böyle bir çevre devretti. Biz de bu bilinçle önümüzdeki günlerde Menderes'imizi inşallah o hâllere getireceğiz diyorum.
Ben bu duygularla yüce Meclisi saygıyla selamlıyor, çalışmalarında başarılar diliyorum (AK PARTİ sıralarından alkışlar)