GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

MHP GRUBU ADINA ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tekrar hepinizi saygıyla selamlıyorum. 82 sıra sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 4'üncü çerçeve maddesinin geçici 47'nci maddesi üzerinde grubum adına söz almış bulunmaktayım.

Aslında bu konuda söylenebileceklerin pek çoğu söylendi. Bu kanun tasarısının Bakanlar Kurulunda imzaya açıldığı gün ulusal televizyon kanallarında, birçoğunda haber olarak şöyle bir haber geçti. Örneğin bir tanesinin ismini vereyim, NTV Ana Haber Bülteninde: "Bakanlar bedelli askerlik tasarısını görmeden imzaladılar. Tasarıyı sadece Sayın Başbakan biliyor. Hiçbirinin neyi imzaladığından haberleri dahi yok." diye bir haber geçmişti. Ben o zaman bu haberi duyduğumda, gerçekten, yüce Meclis adına hem üzüldüm hem de sayın bakanlar nasıl böyle görmedikleri bir tasarıya imza atarlar diye kendi kendime hayıflanmıştım ama bugünkü tartışmalarda anladım ki o haber doğruymuş. Çünkü Sayın Bakan, kendisinin önüne gelen ve imza attığı bu tasarıyı o gün bilmiyormuş. Bugünkü tartışmalardan da bilmediği ortaya çıktı çünkü yatacak dövizli askerlik paralarının özel, Ziraat Bankasında veya diğer bankalarda açılacak hesapta toplanacağını söyledi. Hâlbuki o madde öyle demiyor. 1111 sayılı Kanun'un o maddesine baktığınız zaman o paranın Merkez Bankasına hazine hesabına yatacağını söylüyor. Demek ki Sayın Bakan bunu okumamış.

Şimdi, ne geçti? Yine, 1999'dan bu yana birçok yığılma oldu. Bakaya kalanlar var. Bunların ayıklanması adına gerekçeyi öne sürdü. Şimdi, size 2009 yılında o günkü Sayın Millî Savunma Bakanı Vecdi Gönül'e sormuş olduğum bir yazılı soru önergesine verilen cevapları okuyacağım.

99-(7/7576) sayılı yazılı soru önergeme verilen 12 Mayıs 2009 tarih ve 470 sayılı resmî yazıyı size okuyorum: Geçmiş dönemlerde 3 kez bunun çıktığından bahsediyor ve 1'inci çıktığında kanundan 18.433 kişinin, 2'nci kanundan 35.111 kişinin, 3'üncü kanundan da 72.290 vatandaşımızın yararlandığını belirtiyor. "Bedelli askerlik uygulamalarının ülke ekonomisine katkısı kanunun çıktığı yılın döviz kurlarına bağlı olarak değişiklik göstermiştir." şeklinde bir cevap veriyor "Ne kadar para toplanmıştır, nereye harcanmıştır?" sorumuzun cevabı olarak.

Yine, bu önceki dönemlerde çıkan tasarılarda "Ne tür sorunlar yaşanmıştır?" sorusuna da özetle söylüyorum: Kapsam dışına çıkarılan vatandaşlarımızın birçoğunun Askerî Yüksek İdare Mahkemesine dava açtığından ve yine yaşlarını büyüterek bundan yararlanamayanların birçok mahkemelerde sıkıntı çıkardığından bahsediyor.

Son paragrafında da "Her celp yılında Genelkurmay Başkanlığınca belirlenen kaynağın Türk Silahlı Kuvvetlerinin ihtiyacından fazla olması durumunda ihtiyaç fazlası olan yükümlülerin temel askerlik eğitimini müteakip bedel ödeyerek veya kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapmak suretiyle askerlik hizmetlerini yerine getirmiş sayılabilecekleri 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun 10'uncu maddesinde düzenlenmiştir. Bugün kaynağın ihtiyacı karşılama oranı yüzde 65 olduğundan bedelli askerlik uygulamasına yönelik bir çalışmamız bulunmamaktadır." Yıl 2009. Askerin kaynağı karşılama oranı yüzde 65. Yine ilgili Kanun'un 10'uncu maddesinde hükümler değişmiyor. Hâlbuki buradaki hükümler o hükümlerle çelişiyor.

Şimdi sormak istiyorum Sayın Bakana. Son iki yılda ne değişti? Yüzde 65 oranında olan askerin kaynağı karşılama oranı bugün yüzde 100'ün üzerine çıktı. Fazla mı var da bu bedelli askerlik tasarısı yeniden gündeme geldi? Diğer taraftan söz konusu Kanun'un 10'uncu maddesinin birinci, ikinci, üçüncü fıkralarındaki hükümler ne olacak? Diyeceksiniz ki bu geçici maddeyle düzenleniyor, dolayısıyla o sürede bir şey olmaz. Ama bu bir çelişki.

Şimdi ben size o günden bugüne ne değiştiğini müsaade ederseniz açıklamak istiyorum:

1) Genelkurmay Başkanı değişti. Dersiniz ki Genelkurmay Başkanı değişti, doğal olarak yönetimde ve birçok politikada değişiklik olabilir. Makul karşılayabilirim.

2) Çok önemli bir değişiklik oldu. 1 Ağustos 2009 tarihinde Sayın Koordinatör İçişleri Bakanının koordinatörlüğünde Polis Akademisinde bir toplantı başladı. Demokratik Açılım Projesi kamuoyuna açıldı. İşte bu Proje bu verilen cevaptan yaklaşık üç dört ay sonra başladı. Bugünkü bu Tasarı, kim ne derse desin, Demokratik Açılım Projesi dediğiniz, bizim "yıkım projesi" olarak nitelendirdiğimiz Proje'nin devamıdır.

Ne değişti? Oslo görüşmelerinde deşifre edilen bilgilerden anladık ki yüzde 95 oranında anlaşıldığının, yüzde 5 oranında da anlaşmazlıklarının olduğu ortaya çıktı. İşte anlaşmazlık maddelerinden birisi bu. Vicdani retçilerin dediği oluyor sayın milletvekilleri. Bunu hiç yabana atamayız. Açılım projesiyle beraber bu değişiklikler gündeme geldi.

Bir değerli milletvekili arkadaşım dedi ki: "Önceki tasarılar ekonomik nedenlerle çıkmıştı, bu sosyal nedenlerle çıktı." Değerli milletvekili arkadaşıma şunu söylemek isterim: Peki, ekonomik nedenlerle çıkmadı da bu tasarı neden 30 bin veya 5 bin avroyu 10 bine çıkardınız değerli kardeşim? Bunu söylemek, herhâlde bir milletvekili için gerçekten zor olsa gerek.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Millî gelir arttı.

ALİM IŞIK (Devamla) - Millî gelir arttı, doğru! Çok büyük arttı, bir gecede 3 katına çıktı, yüzde 35 arttı, evet!

Şunu deseydiniz: Biz de bu kaynaktan toplanacak paraları depremde zarar gören vatandaşlarımıza, depremde açılan yaraları sarmaya harcayacağız deseniz, gerçekten bir makul sebebi olduğunu anlayabilirdim. Esnek?

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Şehit ailelerine.

ALİM IŞIK (Devamla) - Efendim, bunu hiç söylemeyin. Şehit ailelerine eğer siz bu parayla "Oğlunun kanının bedeli, al bunu, gönlün rahat etsin." derseniz bunu bir kez daha incitmiş olursunuz. Demeyin bunu.

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Hiç alakası yok.

ALİM IŞIK (Devamla) - O zaman şimdiye kadar şehit ailelerine niye bir çözüm bulmadınız? Referandum öncesinde, bizzat Sayın Başbakan Yardımcısı şehit ailelerinin derneklerini ziyaret ettiğinde şunu söylemişti: "İkinci bir şehit ailesi çocuğunu işe alacağız." demişti. O günden bugüne bir yıldan fazla zaman geçti. O gün yok muydu şehit ailesi?

ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elazığ) - Alınıyor.

ALİM IŞIK (Devamla) - Nerede alınıyor? İkinci bir evlat alınacaktı, daha o çıkmadı.

Onun yerine, bu "Şehit ailesine para vereceğiz." diyeceğinize keşke buna ikinci bir çocuğa iş bulma imkânını bu tasarıya ekleseydiniz de onlar rahat etseydi.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - O da olacak.

ALİM IŞIK (Devamla) - Yani hiçbir gaziyi, hiçbir şehit ailesini bu bir cümlelik gerekçeyle ikna edemezsiniz. Tam tersine bunları rencide edersiniz. O nedenle, bu tasarı gerçekten vicdanları yaralamıştır. Yarından itibaren birçok insanın vicdanını artık yaralı olmaktan çıkartıp kanatacak hâle gelmiştir.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Yarın oldu, yarın.

ALİM IŞIK (Devamla) - Yarın sabahtan itibaren o zaman.

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Yarın oldu artık.

ALİM IŞIK (Devamla) - Bugün sabahtan itibaren diyelim, evet.

Değerli milletvekilleri, inanıyorum ki aldığınız bilgiler doğrultusunda burada hiçbir değişiklik yapmadan? Biraz önce küçük bir değişiklik yaptınız. Ona da ben şahsen vicdanen çok karşı çıkmıyorum. Birkaç gün arayla bu haktan yararlanamayacak birkaç kişiyi belki kurtarmış olabiliriz, o da bir kazançtır. Hayırlı olsun o arkadaşlarımıza da diyorum.

Bu tasarının inanın kamuoyunda çok tartışılacak, ileride birçok olumsuzlukla karşılaştığımızda da "Keşke ben bu tasarıya oy vermeseydim." diyerek bizleri de sorgulayacak bir tasarı olduğunu düşünüyorum.

Her şeye rağmen, yine de çıkacak kanunun hayırlara vesile olmasını diliyor, tekrar hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)