| Konu: | ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 25 |
| Tarih: | 29.11.2011 |
CHP GRUBU ADINA HASAN ÖREN (Manisa) - Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 3'üncü maddesi üzerinde söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, 22'nci Dönemde bedelli askerlikle ilgili bu konuyu gündeme getiren milletvekillerinden biriyim. Gerçekten Türkiye'de büyük bir sıkıntı. Binlerce, 100 binlerce insanın bedelli askerliği beklemesiyle ilgili, sekiz dokuz yıldan beri bu kanun tasarısının çıkmasıyla ilgili gerçekten bir beklenti var. 74 milyonu ilgilendiren bir tasarı. 74 milyonun birçok kesimini farklı biçimlerde ilgilendiriyor, kimileri "Çıkmasın." diyor, kimileri çıkmasında yarar görüyor ama bu Parlamentoda belki çok az rastlanan, birçok partinin ortak önerisi hâline getirilebilecek bir tasarı ne yazık ki Adalet ve Kalkınma Partisinin tekelinde çıkarılmaya çalışılıyor.
Ben isterdim ki Türkiye Büyük Millet Meclisinde bütün siyasi partilerin görüşleri alınsın. Böylesine toplumu ilgilendiren bir yasanın da ortak bir konsensüs sağlayarak çıkması sağlanabilmeliydi. Ama görüyorum ki, yine iddialaşmalar ve yine bu kanunun çıkmasıyla ilgili Başbakanın söylediği, komisyonun önerdiği ve hiçbir şekilde Parlamentoda biz milletvekillerinin elinde olmayan ve milletvekili olarak bir tasarruf kullanmadan önümüze gelen bedelli askerlikle ilgili kanun teklifini çıkarmaya çalışıyoruz. Peki, bununla ilgili acaba muhalefet partilerinin önerileri bu Parlamentoda değerlendirilemez miydi? Neden bu Parlamento sadece komisyonlardan ve Başbakandan ve Bakanlar Kurulundan gelen kararlarla çalışmayı yeğler? Ne olursa olsun burada siyah ve beyazı oylamaya çalışıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisinin -çok önemli- ve diğer partilerin önerileri komisyonlarda görüşüldü ama Cumhuriyet Halk Partisinin hiçbir önerisi kabul edilmiyor. Yaş 29 olacağına 28 olsa ne olur? 29'sa 30 olsa ne olur? Ama yukarıdan nasıl geldiyse öyle değerlendirmeyi? Artık Türkiye Büyük Millet Meclisi bir noter görevi görmeye başladı.
Değerli arkadaşlarım, yaş sınırıyla ilgili hiçbir öneri kabul edilmiyor. Parayla ilgili Başbakan ne söylediyse sanki Başbakanın söylediği? Artık Meclisin hiçbir önemi ve işlevi kalmayacak şekilde Başbakanın söylediğine parmaklar kalkıyor. Peki, burası Türkiye Büyük Millet Meclisi, milletin iradesinin temsil edildiği yer değil mi? Burada bu kanun tasarısıyla ilgili, bedelliyle ilgili hiçbirimizin hiçbir fikri yok mu? Başbakandan geldiği şekilde, Bakanlar Kurulundan geldiği şekilde, Komisyondan geçtiği şekilde eğer yasalaşacak ise bize ne gerek var? Biz hiçbir yerinde hiçbir tasarruf kullanır durumda değiliz. Burada bağırıyoruz, çağırıyoruz, konuşuyoruz ama sonucunda birilerinin verdiği kararın onay mekanizması hâline geliyoruz. Bu doğru değil arkadaşlar. Türkiye Büyük Millet Meclisinin de burada yasalar üzerinde bir değişiklik yapabilme hakkı olması gerekli. Hepimize yüzlerce, binlerce, on binlerce mail geliyor, insanlar dertlerini anlatıyorlar ama Başbakanın dışında hiçbir insanın, hiçbir bakanın, hiçbir milletvekilinin bu konuda bilgisi veya katkısı olmadığını görüyoruz. Kim açıklayacak bedelliyle ilgili? Başbakan açıklayacak. E, peki, Başbakan yanılamaz mı? Başbakanın eksik kalan bir yerini Parlamento tamamlayamayacak mı? Bakanlar Kurulunun yanlış düşündüğü, Komisyonun eksik bıraktığı bir yeri bu Meclis, bu Parlamento değiştiremeyecek mi? Şu saate kadar Parlamentoda, bedelli askerlikle ilgili hiçbir maddede, iktidar partisinin olumlu bir yaklaşımını görmüyoruz. 30 olmaz 28 olur; 28 olmaz 27 olur, 32 olur. Ama niye yukarıdan gelen her şeyi kabul etme anlayışı içerisinde, burada sözümüzün hiç geçmeyeceği hâlde parmaklarımızı indirip kaldırıyoruz?
Değerli arkadaşlarım, buranın kutsal bir görevi var, Komisyondan geldiği şekilde geçecekse, Başbakanın söylediği şekilde buradan geçecekse ve hiçbir şeyini değiştirmeyeceksek o zaman Parlamentoya ne gerek var? Hiçbir maddesinde değişiklik yapmadan, Sayın Başbakanın söylediği gibi Parlamentoda bedelli askerliği çıkarıyoruz. Cumhuriyet Halk Partisinin 28 yaşı kabul edilse dünya mı batar? 30 bin lira 28 bin liraya inerse Parlamentoya saygısızlık mı olur? Veya 21 günlük askerlikle ilgili insanların 7 gün yapmasını, 6 gün yapmasını, 15 gün yapmasını Parlamento olarak biz değiştirirsek saygınlık kazanmaz mıyız?
"Komisyondan böyle geçti.", "Komisyon düşünmüştür.", "Bakanlar Kurulu düşünmüştür?" Onların düşüncesi de yeterli değil, Başbakanın düşündüğü şekilde burada yasa çıkarıyoruz.
En önemli konulardan birisi, binlerce mail geliyor, "Ben hâkimlerin verdiği kararla yaşımı büyülttüm. Hâkimlerin verdiği kararla yaşımı büyülttüğümden dolayı 1111 sayılı Askerlik Kanun'un 81'inci maddesine göre bedelliden yararlanamıyorum."
Peki, hâkimin verdiği karara saygı yok mu? Hâkim ne karar vermiş? Hâkim bir karar vermiş, demiş ki? Bedelliden yararlanmakla ilgili yaşını büyültmüş olanın gerçek yaşını hâkim tespit etmiş.
Şimdi, on binlerce insan yaş büyültmeden dolayı, 81'inci maddeden, fi tarihinde çıkmış 81'inci maddeden dolayı bedelliden yararlanamayacak. Resmî doğumevinde doğumuyla ilgili resmî belgeleri alıp gelmiş, hâkime vermiş, üç yıl önce, beş yıl önce, yedi yıl önce, on beş yıl önce, askerlik çağına gelmeden önce yaşını büyültmüş, şimdi diyoruz ki: Hâkimin verdiği karar geçerli değildir, 1111 sayılı Askerlik Kanunu'nun 81'inci maddesi böyle düşünmüş, ona boyun eğeceğiz. Meclis boyun mu eğecek? Onların hakları değil mi? Nüfus dairesinin yaptığı bir hatadan dolayı, resmî belgesi elinde olan, hâkimin istediği hastanede doğumuyla ilgili resmî belgeyi hâkime getirip veren o yurttaşın bu yasadan yararlanma hakkı yok mu? "Kusura bakmayın, yukarıdan böyle söylendi." E böyle söylenen her şeyi yapacak isek buranın bir işlevi var mı? Örneğin?
RECEP ÖZEL (Isparta) - Meclis çıkardı o yasayı.
HASAN ÖREN (Devamla) - Meclisin yasa çıkarması başka bir şey, Bakanlar Kurulundan veya komisyondan gelen veya Başbakandan gelen her şeyin burada kabul edilerek çıkması başka bir şey. Hiç mi muhalefet partilerinin bu yasayla ilgili olumlu bir düşüncesi yok, hiç mi muhalefet partisinin bu yasaya koyabileceği katkı yok, hepsini elinizin tersiyle reddetme anlayışı nereye kadar gidecek? Türk Ticaret Kanunu, 1.554 maddeyi çıkarırken konsensüs sağlanıp bir günde çıkabiliyor ise, bu kadar parti bu meseleye, bedelli askerliğe olumlu bakıyor ise niye bir konsensüs sağlanmıyor? Niye bizim dediğimiz dediktir -affedersiniz- çaldığımız düdüktür anlayışı buraya hâkim bir görüş olarak kalıyor?
Değerli arkadaşlarım, Anayasa'nın 72'nci maddesi ve İç Hizmet Kanunu'nun 2'nci maddesi birlikte değerlendirildiğinde askerliğin tarifi yapılmıştır. Askerliğin tarifi "harp sanatını öğrenmek ve yapmak" diye geçer. Şimdi, Anayasa böyle söylediğinde bizim yirmi bir gün veya bir gün dahi askerlik yapmayan arkadaşlarımız, bu Anayasaya aykırılık teşkil etmeyecek mi? Bunların askerlikle ilgili, "harp sanatını öğrenmek ve yapmak" kavramı, 30 bin lirayı bastırıp askere hiç gitmeden bu harp sanatını ve yapmayı öğrenmiş mi sayacağız? Orada bir çelişki olmayacak mı?
RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Yirmi bir günde öğrenecek mi?
HASAN ÖREN (Devamla) - Ne söylersen söyle, hangi lafı atarsan at televizyonlar göstermiyor. Televizyonlar göstermediği için senin seçmenin de senin söylediğini dinlemiyor. Ona hiç tevessül etme. Zaten, eğer bu ülkede Parlamentonun çalışmaları halktan kaçırılıyor ise, parlamentoların çalışması halkın dinlenmesine kapanıyor ise, artık, bu Meclisin sadece noter hizmetinden başka hizmeti yok demektir.
Ben yine öneriyorum: Yaşla ilgili, hâkim kararıyla yaşını büyütmüş insanların da bu kapsama alınması en doğal haklarıdır.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
HASAN ÖREN (Devamla) - Eğer hukuka inanıyor isek, hâkimin verdiği karara saygı gösterecek isek, o, yalan beyan değildir.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Bedelliyle alakalı değil ki bu.
HASAN ÖREN (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)