GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

AK PARTİ GRUBU ADINA RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 72'nci maddesinde askerlik hizmeti tanımlanmıştır. "Vatan hizmeti" adı altında geçen bu maddede askerlik hizmetini bir görev, bir hak olarak tanımlamaktadır. Yani Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı için askerlik hizmeti bir hak, aynı zamanda bir görevdir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bedelli askerlik tarihine baktığımızda, ilk bedelli askerlik, Islahat Fermanı, 1856 tarihinde çıkmıştır. 1856 tarihinde gayrimüslimler için askerlik bir görev olmuştur. Bununla birlikte, o dönemde çıkarılan kanun metniyle gayrimüslimlere ve Müslim tebaaya "bedeli askeriye" adı altında bir meblağ tutarında bedelli askerlik ilk defa Osmanlı devrinde tanımlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Türkiye Cumhuriyeti dönemindeki uygulamalara baktığımızda, 1987 yılında yine bedelli askerlik çıkartılmıştır. Dönemin iktidarı Anavatan Partisi. 1992 yılına geldiğimizde yine Askerlik Kanunu'nda değişiklik yapılmıştır. Dönemin iktidarı, Doğru Yol Partisi ve Sosyaldemokrat Halkçı Parti koalisyonu iktidarıdır. 1999 yılına geldiğimizde yine Askerlik Kanunu'nda değişiklik yapılmıştır ve bu değişiklikte bir bedel karşılığında askerlik imkânı tanınmıştır. Burada da koalisyon var. Koalisyonda Milliyetçi Hareket Partisi, Anavatan Partisi ve DSP iktidarı bulunmaktadır. Milliyetçi Hareket Partisi sözcüleri, burada gelip konuşuyor ve açıkça kanuna karşı olup olmadıklarını da belirtmiyorlar ancak sanki AK PARTİ İktidarının bedelli askerlikle ilgili bir durumu söz konusuymuş gibi bahsediyorlar. Hâlbuki 1999 yılında da koalisyonun bir parçası idiler.

HASAN HÜSEYİN TÜRKOĞLU (Osmaniye) - Biz, PKK'lıların affedilmesine, PKK'lıların askerliklerine itiraz ediyoruz kardeşim, anlamadın mı?

EMİN HALUK AYHAN (Denizli) - Başka bulaşacak yerin yok mu?

RAMAZAN CAN (Devamla) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 1987 yılında 198 bin kişi müracaat hakkını kazanmış iken, müracaat edebilecekken, 18 bin kişi yararlanmıştır; 1992 yılında 243 bin müracaat olabilecekken 35 bin kişi; 1999 yılında da 344 bin kişi müracaat edebilecekken 74 bin kişi yararlanmıştır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; yabancı devletlerdeki askerî tanımlamalarla ilgili de örneklemek gerekir ise: Çin Halk Cumhuriyeti'nin ordusu büyük bir ordu. Çin Halk Cumhuriyeti'nin nüfusu da dünyanın en büyük nüfusu. Buna rağmen askerlik orada zorunlu değildir, orada gönüllüler fazla olduğu için, ordu da büyük olduğu hâlde bu ihtiyacı karşılamaktadır. Diğer taraftan, İsviçre gibi ordusu bulunmayan devletlerde ise bir hafta, on beş günlük, yükümlülerin yaşam süresinde belli bir dönemde bu ihtiyaç giderilmektedir. Ordusu olup İsrail gibi ülkelerde ise askerlik zorunludur, hem bay hem de bayan için zorunludur.

Dünyada bu örneklerden sonra Türkiye'ye geldiğimizde de, Türkiye'de askerlik zorunlu olduğu için -Sayın Bakanımız da burada bahsetti- yaklaşık kırk beş yaşın üzerinde 70 bin civarı bakaya ve saklı bulunduğu göz önüne alındığında dönem dönem bedelli askerliğe maalesef ihtiyaç hasıl olmaktadır. Bu bir gerçektir; bu bir, Türkiye'nin realitesidir. Buradan siyaset çıkarmak doğru değildir diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; diğer taraftan, buradan sağlanacak gelirlerin kamu yararına, şehit yakınlarına, er ve erbaş mağdur olanların ailelerine, özürlülere harcanacak olması da bu kanun için bir artı durumdur diye düşünüyorum.

Diğer taraftan, dövizli askerlikle ilgili kanun düzenleyicisi tasarı hâlindeki bu metni güzel kaleme almıştır diye düşünüyorum. 5 bin avro karşılığında meri kanun uygulanacakken, yirmi bir gün askerlik yapmayla ilgili de ileri kanundan yararlanılacaktır. Yani şöyle ki: Kanun yürürlüğe girmeden önce müracaat eden, yurt dışındaki, dövizli askerlik yapan yükümlüler 5 bin avro verecektir; diğer taraftan yirmi bir günlük zorunlu askerliği de yapmayacaktır. Bu şu manada çok önemlidir: Mevcut askerin moral durumu ve yükümlünün hayatında, yaşamında bir kesinti olmaması anlamında da kanun tasarısının lehinde bir hükümdür diye düşünüyorum.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; tasarının milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, heyetinizi tekrar saygıyla selamlıyor, teşekkür ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)