GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

AK PARTİ GRUBU ADINA MEHMET MUŞ (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesi üzerinde konuşmak için söz almış bulunuyorum.

Değerli milletvekilleri, kısa adı kamuoyunda "bedelli askerlik" olarak bilinen ve bugün yüce Meclisin gündeminde olan yasa tasarısını birkaç açıdan ele almak istiyorum.

Hepinizin bildiği gibi, Türkiye'de bugüne kadar ilki 1987, ikincisi 1992 ve son olarak da 1999 yılında olmak üzere üç kez bedelli askerlik konusu Türkiye Büyük Millet Meclisinin gündemine gelmiş ve yüce Meclis tarafından onaylanmıştır. Bugün ise dördüncü kez bedelli askerlik hakkında yeni bir kanun tasarısı hazırlanmıştır.

1987 ve 1992 yıllarında kabul edilen yasa tasarılarında, büyük miktarlara ulaşan saklı, bakaya ve yoklama kaçağı birikiminin engellenmesi amaçlanmıştır. 1999 yılında, 4459 sayılı Kanun ile uygulama ise Türkiye Büyük Millet Meclisinde kabul edilerek, Marmara Bölgesi'nde meydana gelen deprem felaketinde uğranılan ağır kayıpların ve bu afet nedeniyle doğan zararların giderilmesine katkıda bulunmak amacında olmuştur.

Bedelli askerlik uygulamasından 1987 yılında 18.433, 1992 yılında 35.111 ve 1999 yılında 72.290 kişi olmak üzere toplamda 125.834 kişi faydalanmıştır. Bu yasa tasarısıyla birlikte yıllardır tartışılan meselelere bir çözüm getirilmiş olacak, yüz binlerce vatandaşımız bundan faydalanma imkânına sahip olacaktır. Yüz binler diyorum çünkü diğer dönemlerle karşılaştırıldığında bugün bedelli askerlikten faydalanacak vatandaşlarımızın sayısı en az 3 katına çıkmıştır. Bugün bu sayı 460 bin civarındadır.

Bu bakımdan, hem önemli bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmesi hem de önemli ölçüde askere alma konusunda ciddi bir yığılmaya dönüşen ve adli ve askerî kurumlar için bir çözüm üretmesi bakımından bu yasa tasarısı oldukça önemlidir. Her şeyden önce, bu yasa tasarısıyla birlikte buradan elde edilecek gelirin de sosyal sorumluluk alanında kullanılması getirilmiş oluyor. Bu nokta da oldukça önemlidir.

Öncelikle, dikkat ederseniz, yasa tasarısı kendi içinde kendini, elde edilecek gelirin nerede kullanılacağına dair bağlayıcı bir ifade içermesi bakımından dikkati haizdir. Başta şehit aileleri olmak üzere, engelliler, muhtaç erbaş ve er aileleri, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup vazife malulleri ile emniyet sınıfına mensup vazife malullerine sosyal hizmet ve yardım faaliyetlerinin finansmanında bu kanun tasarısıyla elde edilecek gelirden faydalanılacaktır. Böylece, özellikle devletin ekonomik yardımlarının yanı sıra birçok dernek ve vakıf çatısı altında da bir araya gelen vatandaşlarımıza buradan elde edilecek gelirle daha fazla olanak sağlanacaktır. Özellikle şehit ailelerine yönelik, gerek toplumun gerekse devletin her an yanlarında olduklarını hissettirmek bu milletin onlara en önemli borcudur. Bu nedenle, bu yasa tasarısını aynı zamanda bir sosyal sorumluluk projesi olarak düşünmek gerekmektedir.

Bu yasa tasarısıyla birlikte elde edilecek gelir, özellikle terörden kaynaklanan mağduriyetlerin daha sistemli bir şekilde giderilmesinde, şehit ailelerine toplumsal alanda daha fazla yapısal kolaylıklar sağlanmasında, en önemlisi de onların ihtiyaçlarının karşılanmasında oldukça kolaylaştırıcı bir katkı sağlayacaktır.

Değerli milletvekilleri, yasa tasarısının sosyal, toplumsal ve ekonomik katkılarının yanı sıra, hem askerlik görevini hâlen yapmayanlar için hem de özellikle yüksek eğitimine devam eden, başta üniversite öğretim görevlisi olarak çalışanlar için çok önemli bir işlev sağlayacağı da kesindir. Her iki kategoride de azımsanmayacak bir sayının olduğunu rahatlıkla ifade edebiliriz. Bu kategoride olan vatandaşlarımızın bu kanun tasarısını yıllardır beklediğini, malumunuz, hepimiz biliyoruz.

Bir devletin görevi, vatandaşlarının sorunlarına en faydalı ve adil bir biçimde çözüm bulmaktır, vatandaşlarının sorunlarına en faydalı ve adil bir biçimde çözüm ortaya koymaktır. Yasa tasarısına bu gözle baktığımızda, bundan faydalanacak insanların sayılarının hayli yüksek olduğu anlaşılacaktır. Bu insanların sorunlarını ve taleplerini göz ardı etmektense onların sorunlarını çözmek bir devletin en temel görevlerinden biridir.

Yasa tasarısıyla yirmi bir günlük temel askerlik eğitiminin de kaldırılacak olması oldukça önemli bir konudur. Böylece, özellikle yurt dışında çalışan ve bedelli de olsa iş yerlerini kapatarak ülkesine gelmek zorunda olan kişilerle ve akademik çalışmalarına ara vermek zorunda kalacak olan öğretim görevlileri bu tasarıyla üniversitelerde yıllardır tartışılan bu meseleye de çözüm bulmuş olacaklardır. Böylece hem yurt dışında çalışan vatandaşlarımız hem de büyük rakamlara ulaşan öğretim görevlileri çalışmalarına kesintiye uğramadan devam edebileceklerdir.

Bu nedenle bedelli askerliği sadece toplumun belli bir kesiminin faydalanacağı bir imkân gibi görmek de oldukça yanlıştır. Tersine ağırlıklı olarak bedelli askerlikten faydalanan büyük bir kesim ailesini geçindirmek için emeğinden veya küçük işletmesinden başka bir servete sahip olmayan insanlardan oluşmaktadır. Bu insanlar askere alındıklarında yerine kimseyi bırakacak durumda olmayanlardır. Bu haliyle ele alındığında bu yasa tasarısının gerek toplumsal gerekse ortaya çıkan sorunlara çare üretmesi gibi  birçok açıdan fayda sağlayacağı muhakkaktır.

Bu vesileyle yasa tasarısının milletimiz için hayırlı olmasını temenni ediyor, hepinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)