GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ASKERLİK KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (S.S.:82)
Yasama Yılı:2
Birleşim:25
Tarih:29.11.2011

CHP GRUBU ADINA ÖZGÜR ÖZEL (Manisa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 82 Sıra Sayılı 1111 Sayılı Askerlik Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesiyle ilgili olarak Cumhuriyet Halk Partisi adına söz almış bulunuyorum.

Meclis başkan vekillerimizin demokrasi anlayışlarına ve İç Tüzük'ü yorumlama şekillerine bağlı olarak yerimizden yaptığımız birkaç dakikalık konuşmaları saymazsak yemin töreninden sonra Genel Kurula bu ilk hitap edişim. Bu sebeple 24'üncü Dönemde tüm milletvekili arkadaşlarıma başarılar diliyorum ve bizi buraya gönderen vatandaşlarımızın beklentilerine cevap veren, kişisel hak ve özgürlüklere saygılı, terör ve işsizlik gibi iki yakıcı soruna çözüm bulan, sosyal devlet anlayışını geliştirerek eşitsizliklerin ortadan kalkması için çalışan ve Ulu Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Başkanlık ettiği bu yüce Meclise yakışır bir dönem geçirmeyi ümit ediyor, bu duygularla yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Askerlik Kanunu'yla ilgili görüş, öneri ve eleştirilerimi ifade etmeden önce yine ilk konuşma olması sebebiyle, millî iradeyi temsil etme görevinde bir milletvekili olarak bir konuya daha değinmek istiyorum. Partimizden 2, diğer partilerden ve bağımsızlardan da olmak üzere toplam 8 milletvekilinin, duvarında "Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir." yazan bir Mecliste, her birisi bölgelerinde 70 bin, 80 bin, 100 bin kişiden oy almış, şu anda burada bulunmayan değerli milletvekillerini saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Değerli milletvekilleri, şunu unutmayınız: Bugün Türkiye'nin çeşitli yerlerindeki hapishanelerde tutuklu olan, 8 milletvekilinin bedeni değildir; bugün orada tutuklu olan, millî iradedir. Millî iradeye uygun olarak tecelli etmiş seçim sonuçlarına göre burada görev alması gereken 8 tane arkadaşın bulunmaması, millî iradenin tutuklu olması anlamına gelmektedir.

Aynı partiden milletvekili seçildiğim -ve geçmişten gelen dostluğumuzun- ve davalarını takip ettiğimiz süreçte sürekli görüştüğümüz milletvekilimiz Sayın Mustafa Balbay, bizler Askerlik Kanunu'nu görüşürken -ki bu görüşmeler bu gece yarısını geçtiğinde tam da bininci gününe gelmiş olacak- bin gündür tutuklu olacak. Bunu bir kez daha Meclisteki mevkidaşlarının vicdanlarına arz ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Balbay tutuklandığında dokuz aylık olan oğlu dört yaşını geçti, yedi yaşında bıraktığı kızı Yağmur on yaşını geçti. Oğluna Deniz, kızına Yağmur ismini koyan ve eli bugüne kadar kalemden başka bir şey tutmamış bir babadan bahsediyorum. Bu ülkenin seçmeninden 100 bine yakın oy alarak vekil seçilmiş sizlerden birisinden bahsediyorum ve Cumhuriyet Halk Partisinin milletvekilleri adına Sayın Balbay'ı ve Sayın Haberal'ı saygıyla selamlıyor, onlara buradan özlemle bir selam yolluyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

Sayın milletvekilleri, 19 Haziran 2004 tarihinde Sayın Başbakan yapmış olduğu bir konuşmada "Biz yürütmeyi tüccar bir zihniyetle, tüccar siyaset mantığıyla yapacağız. Bugün de aynı şeyi düşünüyoruz. Fakat gel gör ki hâlâ sistemdeki tıkanıkları aşabilmiş değiliz. Gönlümüzden geçen tüccar siyaset mantığıdır." demiştir. Hükûmet bu zihniyetle pek çok düzenlemeyi yaptı ama bugün karşı karşıya olduğumuz durum Hükûmetin tüccar zihniyetle yapacağı düzenlemelerde ne kadar ileri noktalara gelebileceğini hepimize bir kez daha kanıtlıyor. Seçimlerden önce Cumhuriyet Halk Partisi, uzun süredir Hükûmetin yaratmış olduğu bedelli askerlik beklentisinin yarattığı tıkanıklıktan ve toplumdaki beklentiye yönelik olarak, hem bedelini ödeme karşılığında bunu yapma gücünde olanların yararlanabileceği hem de bunu ödeme gücü olmayanların da yararlanabileceği bir kanun tasarısını gündeme getirdiğinde ve 23'üncü Dönemde kanun teklifi olarak sunduğunda, Sayın Başbakan meydanlara çıkıp seçim sathı mailinde usta bir oy avcılığı göstererek "Benim vicdanım böyle bir şeyi kabul etmez. Parası olan var, olmayan var. Velev ki böyle bir öneri Meclisten geçse dahi ben bunu referanduma götürmeyi uygun bulurum. Şehit cenazelerinin geldiği böyle bir dönemde bunu kendi kendime izah edemem." demiştir. Ancak 12 Haziran seçimleri geçmiş, maksat hasıl olmuş ve alınan oylardan sonra bugün, bizi teğet geçtiği, hatta yakınımızdan bile geçmeyeceğini iddia ettiği kriz Türkiye'nin kapılarına dayanmış ve artık sadece ve sadece tüccar siyaset mantığını yürütmeyle ilgili bir kaygı kafası olduğu durumda Sayın Başbakan çıkıp hiçbirimizin aklına bile gelemeyecek, gerçekten de vicdanların kabul etmeyeceği ve hepimizi şaşırtan bir teklif ortaya koymuştur. Bugün sizlerin biraz önce geneli üzerinde görüştüğünüz, tüm eleştirileri duymazdan geldiğiniz, şimdi maddelerine geçtiğimiz ve eninde sonunda da bu Meclisten? Ki Başbakan şu anda ameliyatlı hâldedir ve sizin en büyük sıkıntınızın Başbakana ulaşmak, bakanlara ulaşmak olduğu noktada belki de ilk kez sizleri bu kadar yakından takip ediyor ve o şimdi bakıyor: "Bakalım bizim grup bütün eleştirilere rağmen, bütün düzeltme taleplerine rağmen biz Meclise nasıl sevk ettiysek, en ufak bir kenarına bile bir zarar vermeden bu maddeleri teker teker geçirebilecek mi??"

ZEYNEP KARAHAN USLU (Şanlıurfa) - Evvel Allah!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ben sizin içinde bulunduğunuz psikolojiyi çok iyi anlıyorum. Çoğunluğu sağlama noktasında en ufak bir zafiyet oluştuğunda bile Sayın Başbakanın meseleye ne kadar sinirlendiğini, bu yüzden oylamaya geçilmeden önce muhalefet partisi milletvekillerinin yoklama istediği durumda şu dışarıdaki döner kapının nasıl döndüğünü, hatta bazen yoklamaya yetişmek için sayın iktidar milletvekillerinin nasıl yaşamsal tehlikeleri o döner kapının başında geçirdiğini görmüş birisi olarak? (AK PARTİ  sıralarından gürültüler)

AHMET YENİ (Samsun) - Sen kendi işine bak!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ?sizin bugün bu Meclise sevk edilen, Sayın Başbakanın, sizden, size verilen bu görevi yerine getirmeniz dışındaki hiçbir şeyi beklemediği ve?

BAŞKAN - Sayın milletvekili, lütfen?

ÖZGÜR ÖZEL(Devamla) - ?bunu başarısızlık olarak kabul edeceği bir durumda bizim önerilerimizi dinlemeyeceksiniz.

AHMET YENİ (Samsun) - Siz kendi işinize bakın!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ama size çok açıklıkla şunu söyleyeyim: Bugüne kadar yaptığınız beklenti yönetimi, iktidar partisi milletvekili olmanın ne kadar zor olduğunu hep beraber gözlemliyoruz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Ya, sen işine bak ya!

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Ya, sen oraya gelemezsin ki! Sen nasıl geleceksin oraya, iktidar milletvekili olamazsın ki!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Çünkü bir gün Cumhurbaşkanımız startı veriyor, "Güzel şeyler olacak." diyor, ardından Ermenistan'da bir maç izleniyor, ardından Türkiye'ye geliyorsunuz, "Tek millet, iki devlet" denilen Azerbaycan'ın bayraklarını Bursa'daki stada sokmuyorsunuz ve bir Ermeni açılımı yapıyorsunuz. Sonra ne oluyorsa oluyor, bir 360 derecelik dönüş yaşanıyor ve gidiyorsunuz, kendi döneminizde yapılmış Ermeni-Türk dostluğunu sembolize eden heykele "Ucube" deyip sonra da seçime kadar alelacele onu yıkıyorsunuz. Çelişkileri yönetiyorsunuz.

"PKK'yla görüştüğümüzü ispat etmeyen şerefsizdir." deyip Oslo görüşmelerinin memnuniyetle karşılanmasından, yeteri kadar tepki gösterilmemesinden memnuniyet duyuyorsunuz.

AHMET AYDIN (Adıyaman) - Konuya gel, konuya gel!

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Yahu, askere gel, askere! Yaptın mı askerliğini?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Şimdi bu çelişkileri yöneten iktidarınız şöyle bir durumla karşı karşıya: "Ben bunu?"

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Gündem bedelli!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - "?bedelli askerliği, ben bedelliği askerliği vicdanıma anlatamam. Bunu nasıl izah ederiz? Bunu referanduma götürün." derken Cumhuriyet Halk Partisi 12 bin liradan az geliri olanlara yani ayda 1.000 liradan az geliri olanlara bedelli askerlik yasasından bedelsiz yararlandırmayı teklif ederken siz "Hayır" diyorsunuz.

Ben hafta sonu Manisa'nın Kırkağaç ilçesindeydim ve Kırkağaç'ta bana köylü vatandaş şunu sordu, dedi ki: "Eskiden biz askerdeyken komutanlar bizi koştururdu, biz de avazımız çıktığı kadar bağırırdık `Her Türk asker doğar!' diye." Artık bu memlekette her Türk asker doğmuyor, sadece fakir fukaranın çocukları mı asker doğuyor? (CHP sıralarından alkışlar)

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Sivil doğuyor! Her Türk sivil doğuyor!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ben verecek bir cevap bulamadım.

Bir başkası dedi ki: "Şöyle bir şeye hazırlıklı olun Sayın Vekilim: Bir babayla, bir devlet memuru babayla karşılaşacaksınız. Bu baba, devlet memurudur ama gidecek belki bir yerde soygun yapıyor olacak, belki zimmetine para geçirmekten yakalanmış olacak. Bir maddi hata, bir maddi yanlışlıkla karşı karşıya olacak. Hâkim ona soracak: "Bunu niye yaptın?" Diyecek ki: "Ben bu devletin memuruyum. Devlet bana, çocuğuma bedelli askerlik yaptıracak kadar bir gelir temin etmedi. Ben de bu gelirim olmadığı için?"

OSMAN AŞKIN BAK (İstanbul) - Ne alakası var?

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ne alakası var?

BAŞKAN - Sayın milletvekilleri, lütfen yerlerinize oturunuz.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - "?annesi de bir rüya görmüş, bu çocuk askere gidecek ama dönmeyecek diye. Ben tam bu kadarlık bir hırsızlık yapmaya kalktım. Sorumlusu ben miyim?" Ve size şunu söyleyeyim, şunu söyleyecekler: "Siz onu hangi kanunla yargılayacağınızı biliyorsunuz ama hâkim bu durumda vicdanıyla nasıl bir karar verecek?" Bunun cevabını kendi vicdanlarınızda verebiliyor musunuz?

AHMET YENİ (Samsun) - Ne kadar boş konuşuyorsun!

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ben size?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - ?açıkça şunu ifade edeyim: Cumhuriyet Halk Partisinin değişiklik önergeleri son derece gerçekçi? (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

BAŞKAN - Sayın Özel, teşekkür ediyorum.

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Gruplar adına bir dakika ek süre vermiyor musunuz?

BAŞKAN - Vermiyorum, yok. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - O zaman selamlamama izin verin.

BAŞKAN - Sayın Özel, lütfen?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - Ben size şu kadarını söyleyeyim: Elinizi vicdanınıza koyun, teker teker değişiklik önergeleri gelecek, bu değişiklik önergelerinin sonucunda fakir fukaraya "sen askere git" deyip, zengine?

BAŞKAN - Sayın Özel? Sayın Özel?

ÖZGÜR ÖZEL (Devamla) - "?sen muafsın" diyecek bir yasa tasarısına onay vermeyin, bunu kendinize ifade edemeyebilirsiniz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar, AK PARTİ sıralarından gürültüler)