GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:10
Tarih:17.10.2012

AYŞE NEDRET AKOVA (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Toplu İş İlişkileri Kanunu Tasarısı'nın 53'üncü maddesi üzerinde konuşmak için söz almış bulunmaktayım.

Gerekçede belirtilen toplu iş ilişkilerini düzenleyen kanunların özgürlükçü bir tutumla ele alınması gerekliliğine yapılan vurgu, maddeler hazırlanırken unutulmuş gözüküyor. Bu kanun tasarısı ile Türk endüstri ilişkileri sistemini ileri taşımak, çağın gereklerini yansıtması ve Türk çalışma hayatının sorunlarına köklü çözüm getirmek mümkün değildir. 12 Eylül yargılanmak isteniyorsa önce onun yarattığı toplumsal ilişkileri bozan antidemokratik bütün kanunları yürürlükten kaldırmak için uğraşmak gerekiyor. Eğer 12 Eylülün antidemokratik yasaları üzerine kurulu bütün yozlaşmış ilişkileri yeni baştan düzenleyeceksen 12 Eylülü gerçekten yargılaman mümkün değildir.

12 Eylülün Türk endüstri ilişkilerini emek aleyhine bozan 2821 ve 2822 sayılı yasalarını baştan yazmazsan, öyle sözde laflarla, hesaplaşılıyormuş gibi dar kapsamlı yaklaşımlarla 12 Eylülün yarattığı tahribat düzelemez. Fiiliyatta o düzenin bütün yozlaşmış antidemokratik düzenini sil baştan -evrensel standartlarda- bütün tarafların görüşleri ve onayıyla tekrar inşa etmek gerekmektedir. 12 Eylül yargılamasının simgesel kalmaması için, uygulamada yarattığı tahribatları ortadan kaldırmak gerekiyor. O zaman anlaşılacak sözde mi demokratsın, özde mi demokratsın.

12 Eylülün, emeğin sömürülmesinin önünü açan tüm sendikalar, özgürlükleri kısıtlayan, toplu sözleşme hakkını yok eden düzenlemelerinin tamamen ILO'nun 87 ve 98 nolu sözleşmeleri ve Avrupa Konseyi Sosyal Şartı'na uygun düzenlenmesi gerekmektedir. Ancak, bu tasarı gösteriyor ki 12 Eylülün yasakçı zihniyeti hâlen devam etmektedir.

Emeğin güvencesiz bir şekilde esnek çalışma biçimlerine zorlanmasını, çalışma hayatından doğan haklarının gasbedilmesini engellemek ve iş ilişkilerinin demokratikleşmesini sağlamaktan uzak olan bu kanun tasarısı, 12 Eylülün yasakçı zihniyetini taşımaktadır. Ülkemizde, gönül isterdi ki toplumun her kesimini ilgilendiren bir kanun tasarısının, Avrupa Birliği müktesebatına uyum çerçevesinde çıkartılmak istenmesiydi. Üstelik, bu amaçla çıkartılmak istenen yasa tasarısı, ILO'nun normlarına uygun hükümler getirmemektedir. Sendikal hakların demokratikleşmesi hususunda, gerekli olan radikal çıkış ve reform hâlen yoktur. AB, ILO ve ilgili taraflara verilen sözlerin hiçbiri yerine getirilmemiştir. İkili barajın korunması, iş kolu sayısının azaltılmasıyla barajların uygulamada daha da yükselecek olması, sendikal özgürlükleri önemli ölçüde kısıtlamaktadır.

Gemi yapım ve deniz taşımacılığı, liman, ardiye ve antrepoculuk gibi iş kollarının kurulmasının, bazı iş kollarının birleştirilmesi ya da parçalanmasının hangi gerekçeyle yapıldığını anlamak mümkün. İş kollarında yapılan azalma, birleştirme ve parçalama uygulamasının arkasında hiçbir bilimsel ve evrensel dayanak yoktur. Üstelik iş yerlerinin hangi iş koluna gireceğinin yönetmelik ile tespit edilmek istenmesi, sendikal haklar üzerinde vesayeti devam ettiren antidemokratik bir yaklaşımdır.

Yüksek Hakem Kurulu sisteminin geliştirilerek sendikaların toplu sözleşme haklarının baskıya alınmak istenmesi, sendikal özgürlüklerin genişletilmesi amacıyla nasıl bağdaştırılmaktadır. 12 Eylül döneminin antidemokratik kurumunun devam ettirilmek istenmesi, grev ertelemelerinde Yüksek Hakem Kuruluna zorunlu başvuru koşulunun getirilmesi, antidemokratik ve hak alma, elde etme sürecini baltalayan bir yaklaşımdır.

İş yeri ve çevresinde greve katılanlar veya grev gözcüleri için işçiler veya işçi sendikası tarafından kulübe, baraka ve çadır gibi barınma vasıtaları kurulmasının yasaklanması, sendikal hakları genişletmek anlayışıyla uzaktan yakından ilgisi olmayan antidemokratik yaklaşımlardır. Bu kanun tasarısı, neoliberal politikalar anlayışına uygun olarak, emek ve sermaye arasındaki eşitsizliği devam ettirecek ve emeğin haklarının yok edilmesine olanak tanıyacaktır.

Umudumuz, emeğin haklarını güvence altına alacak, koruyacak ve geliştirecek düzenlemelerin hayata geçirileceği sendikal özgürlükleri genişletecek yasal düzenlemelerin bir gün yapılmasıdır. Emeklilere, taşeronlara, çıraklara, evde çalışanlara, stajyerlere?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

AYŞE NEDRET AKOVA (Devamla) - Teşekkür ediyorum, sağ olun. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Akova.