GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: BDP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:104
Tarih:15.05.2013

YILMAZ TUNÇ (Bartın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Barış ve Demokrasi Partisinin grup önerisinin aleyhinde söz almış bulunuyorum. Bu vesileyle Genel Kurulu saygılarımla selamlıyorum.

BDP'nin, cezaevlerindeki kötü muamele ve keyfî uygulamaların tespiti ve yol açtığı sorunların araştırılmasıyla ilgili araştırma önergesinin bugünkü Meclis gündemine alınması yönündeki bir grup önerisinin burada görüşmelerini yapıyoruz.

Değerli milletvekilleri, cezaevlerimizin durumu, tutuklu ve hükümlülerin içinde bulunduğu şartlarla ilgili olarak öncelikle geçmişi bir hatırlamakta fayda var. Geçmişte neydi, AK PARTİ hükûmetleri döneminde nereye gelindi, öncelikle bunu bir ortaya koyalım.

2002 yılında ülkemizde toplam 528 ceza infaz kurumu bulunmaktaydı. Ceza infaz kurumları kalabalık koğuş sistemine göre inşa edilmişti. Bu yapı isyan ve firar girişimlerine, haraç alma, kurum içinde sorgulama ve cezalandırmaya, diğer hükümlü ve tutukluları ölüm orucu veya açlık grevine zorlamaya, personele saldırıya, pankart veya afiş asmaya, terör eğitimi yapmaya, duruşmaya göndermeme gibi olaylara zemin hazırlıyordu.

Son on yılda Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılamayan 208 ceza infaz kurumu kapatılmıştır. Yine, aynı dönemde 50 bin kişi kapasiteli 68 ceza infaz kurumu açılmıştır. Bugün itibarıyla ülkemizde toplam 388 ceza infaz kurumu bulunmaktadır. 2002'den bu yana toplam 73 adet ceza infaz kurumu tamamen oda sistemine dönüştürülmüştür. Ayrıca, bu ceza infaz kurumlarında büyük onarımlar yapılarak fiziki zafiyetleri giderilmiş, banyo, mutfak ve yemekhaneleri yenilenmiştir. 20 adet ceza infaz kurumuna iş atölyesi, kapalı-açık spor alanları, kültürel faaliyet sahaları olan ek üniteler inşa edilerek faaliyete geçirilmiştir.

Görüldüğü üzere, ceza infaz kurumlarının sayısı artırılırken nitelikleri de artırılmıştır. 2009 yılında Sağlık Bakanlığıyla yapılan protokol çerçevesinde cezaevlerimizde tutuklu ve hükümlülerin sağlık şartlarıyla ilgili de, sağlık tedavi imkânlarıyla ilgili de önemli düzenlemeler yapılmış, kampüs şeklindeki ceza infaz kurumlarına 50-100 yatak kapasiteli devlet hastanesi projelerinin uygulanmasına başlanmıştır. İçinde banyo ve tuvaleti bulunan, 24 saat esasına göre iyileştirme memurunun görev yaptığı, zaman zaman aileleriyle de kalabilecekleri misafirhanelerin bulunduğu tek kişilik oda sistemine sahip çocuk cezaevleri oluşturulmaya bu dönemde başlanmıştır.

Ceza infaz kurumlarında yaşanan sorunları çözmek için sadece fiziki imkânların iyileştirilmesiyle yetinilmemiştir. Tutuklu ve hükümlülerin, insan onurundan kaynaklanan haklarıyla ilgili olarak önemli mevzuat değişiklikleri yapılmıştır.

Araştırma önergesinde ifade edilen "cezaevlerinde darbe dönemlerine has uygulamaların bugün de devam ettiği" şeklindeki eleştiriler son derece haksız eleştirilerdir. Eğer uygulamada kötü muamele örneği varsa bunun üzerine elbette ki gidilmelidir. Tüm bu iyileştirmeleri, mevzuat değişikliklerini, infaz sistemindeki iyileştirmeleri gölgede bırakacak birtakım kişiden, memurdan kaynaklanan münferit olaylar varsa elbette üzerine gidilmeli ve sorumlusu cezalandırılmalıdır. Cezaevlerinde darbe dönemlerini aratan uygulamaların yaygın olduğunu, devam ettiğini söylemenin bu kadar yasal düzenlemeye, fiziki imkânların artırılmasına karşılık son derece haksız bir eleştiri olduğunu belirtmek istiyorum.

Biraz önce bahsettiğim fiziki iyileştirmeler ve mevzuat alanındaki gelişmeler AK PARTİ iktidarının sağladığı imkânlardır. Birleşmiş Milletler ve Avrupa Konseyi standartlarını karşılamayan cezaevlerinin kapatılması bu dönemde gerçekleştiriliyor, standartları karşılayan cezaevleri de bu dönemde açılmaya başlıyor. Cezaevlerinde görüşmelerin ana dilde yapılabilmesini sağlayan düzenleme AK PARTİ iktidarının getirdiği bir imkândır. İnfaz mevzuatındaki değişikliklerle hapis cezasına seçenek yaptırımlar ve erteleme imkânı bu dönemde getirilmiştir. Ceza infaz kurumlarının bağımsız kurullar aracılığıyla denetimi, ceza infaz kurumlarında gerçekleştirilen her türlü işleme karşı yargı denetimi, ceza infaz kurumlarında görev yapan personelin eğitimi konularında önemli düzenlemeler bu dönemde yapılmıştır. Denetimli serbestlik tedbiri uygulanarak cezaların infazıyla hükümlülerin dış dünyaya uyumlarını sağlamak, aileleriyle bağlarını sürdürmelerini ve güçlendirmelerini temin etmek amacıyla ceza infaz kurumunda bulunup da koşullu salıverilmesine bir yıl ve daha az süresi kalan hükümlülerin denetimli serbestlik tedbiri altında yeniden topluma kazandırılması bu dönemde gerçekleştirilmiş ve bu imkândan 40 bine yakın hükümlü yararlanmıştır.

Hükümlülerin Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılmaları Hakkında Yönetmelik'te değişiklik yapılarak iyi hâlli hükümlülerin topluma kazandırılmalarının sağlanması için kapalı ceza infaz kurumlarından açık ceza infaz kurumlarına geçişleri yine bu dönemde kolaylaştırılmıştır. Üçüncü yargı paketiyle adli kontrolün kapsamını genişleterek adli kontrol tedbirinin uygulanabilmesi için öngörülen üç yıllık üst sınır kaldırılmış, tüm suçlar yönünden adli kontrol uygulama imkânı getirilmiştir. Tutuklu ve hükümlülere yakınlarının cenazesine katılma ve ağır hastalık durumlarında ziyaret imkânı getirilmiştir. Tutuklu ve hükümlülerin ikinci derece dâhil hısımlarından birinin ya da eşinin ölümü nedeniyle cenazesine katılması için yol süresi hariç iki gün, birinci derecede yakınlarına ağır hastalık durumlarında ise ziyaret için yol süresi hariç bir gün izin verilmesi imkânı sağlanmıştır. Cezaevinde bakıma ihtiyacı olan ağır hastalar için cezanın infazının ertelenmesi yine en son yaptığımız yargı paketinde getirdiğimiz imkânlardan birisidir.

SIRRI SAKIK (Muş) - Orada herkes cezaevinde ölüyor sevgili kardeşim.

YILMAZ TUNÇ (Devamla) - Bazı tedbirler yönünden hükümlü ve şüphelilerin elektronik izleme sistemiyle tutuksuz olarak takibine imkân sağlanmıştır. Cezaevlerindeki şartlar hükümlü ve tutukluların hakları konusunda son derece hassas ve on buçuk yıldır yapılan bir uygulama vardır. Uygulamalarımız on buçuk yıldır insan haklarına uygun, evrensel standartlar, Avrupa Konseyi standartları, Birleşmiş Milletler standartları ne ise bu imkânlar Türkiye'deki ceza adalet sistemine de aynı şekilde adapte edilmektedir. Bu konuda evrensel standartlar ne ise onun gereği yapılmaktadır. Eğer bir hak ihlali varsa bu tespit edildiği takdirde bunun için Meclis araştırması açılması da beklenmeden hemen olaya müdahale edilmekte ve gerekli idari ve cezai soruşturmalar yapılmaktadır.

Bu nedenle BDP grup önerisinin aleyhinde olduğumu belirtiyor, yüce heyetinizi saygılarımla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)