| Konu: | CHP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 10 |
| Tarih: | 17.10.2012 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grubu tarafından verilen ve özellikle birçok gencimizin mağduriyetine yol açtığını bildiğimiz ÖSYM aracılığıyla yapılan sınavların ve bu sınavlarda ortaya çıkan bazı iddiaların araştırılması yönündeki önergenin gündeme alınmasını destekleyerek, önerge lehinde Grubum adına söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Bu konu özellikle son üç yılda, yani ilk olarak 2009 yılında polis meslek yüksekokulu öğrencilerinin belirlenmesi amacıyla ÖSYM tarafından yapılan sınavda sorulan soruların, sınav tarihinden bir hafta önce bir dershanede deneme sınavında tıpatıp aynı çıkmasıyla Türkiye kamuoyunun gündemine gelmiş ve ondan sonra ne yazık ki yapılan her sınavda, iddialar farklı olmakla birlikte mutlaka bir şikâyetin ortaya çıkmasına yol açmış olan bir konudur.
Yani ÖSYM, 2009 yılına kadar iyi kötü, devletin kurumları arasında güvenilirlik açısından en üst sıralarda yer alırken, maalesef AKP hükûmetlerinin tek başına işbaşında olduğu son üç dört yıllık dönemde, önceki dönemlerde yapılan haksız tayinler, işi bilen uzmanların, sadece iktidar partisinden ya da yandaş bir sendikadan olmadığı için başka yerlere sürülüp bu işten anlamayan uzmanların yerleştirildiği ve kadronun yenilendiği bir dönemin arkasından, işte, 2009 yılından bu yana artık Türkiye'nin güvenilmez kurumlarından ve güvenilmediği gibi de idarecilerinin sözüne de güvenilmez kurumlarından birisi hâline gelmiştir.
Benden önceki değerli konuşmacılar, tarihleriyle hangi sınavlarda ne tür sıkıntıların ortaya çıktığına değindiler, zamanımı iyi kullanma açısından, bunları, tekrar sizlerle, tekrar olmaması adına paylaşmayacağım ama ya soru çalındığı ya kopya verildiği ya sızdırıldığı ya da çalınmış soruları bir yerlere dağıtırken yakalanan kişilerin kamuoyu gündemine geldiği birçok örnekler yaşadığımız bir kurumdan ve kurumun yaptığı sınavlardan bahsediyoruz.
Değerli milletvekilleri, bu kurumun yöneticileri ne kadar değerli insanlar olurlarsa olsunlar, hiç kimsenin kişiliğiyle, özel hayatıyla hiçbirimizin ilgisi olamaz ama hepimizi ilgilendiren bu kurumda yürüyen işlerin doğru yürütülüp yürütülmediği, bu kurumun doğru denetlenip denetlenmediği konusu bizleri ilgilendiriyor. Maalesef, bu şaibelerden ve soruşturmalar sonucu, bazı sınavlarda kamuoyuna taşınan iddiaların doğruluğunun ortaya çıkmasının ardından, yıllarca bu kurumun başkanlığını yapan bir değerli kurum başkanı, onurlu bir şekilde davrandı, istifa etti, ayrıldı ve orada yapılan haksızlıkları istifa ederken ya da o günlerde kamuoyuyla paylaştı. Bunun üzerine kuruma atanan yeni idareciler, her türlü haksızlığa rağmen daha hiçbir araştırma, soruşturma, inceleme yapmaya bile gerek duymaksızın, iddia kamuoyuna taşınıyor, İnternet sitelerinde veya herhangi bir haber organında yayınlanıyor, yayınlanır yayınlanmaz bunun doğru olduğunu savunmak zorunda hissediyorlar.
En son örneği 7-8 Temmuz 2012 tarihinde yapılan ve iki yılda bir, milyonlarca gencimizin, üniversite mezunu gencimizin girdiği KPSS 2012 sınavlarıdır. Bu sınavların yapıldığı gün, özellikle genel kültür, genel yetenek ve eğitim bilimleri testlerinde sorulan soruların, sınavdan birkaç gün önce sızdırıldığı ve bazı illerin sokaklarında parayla satıldığı iddialarını hepimiz duyduk ve aynı gün, daha sınav bitmeden ya da bitiminden çok kısa bir süre sonra, saat 13.00-15.00 gibi bir zamanda, Diyarbakır Haber Ajansı ve Beyaz Kalem Yayıncılık isimli bir yayıncılık şirketinin İnternet sitelerinde soruların sızdırıldığı, çalındığı iddiaları ortaya çıkar çıkmaz bu kurumun Muhterem, Sayın Başkanının hemen bir açıklaması oldu, iki saat sonra daha!
Bakınız, 7 Temmuz günü, bu iddialar ortaya çıktıktan sonra kurumun Sayın Başkanının kamuoyuyla paylaştığı ifadelerini aynen sizlere okuyorum: "Bazı İnternet sitelerinde sınav sorularına yönelik asılsız iddialar yer almaktadır. İddia edilen sorular incelendiğinde, kesinlikle ÖSYM'nin kullandığı görüntüde ve düzende olmadığı, imla kuralları, noktalama işaretleri, sorulardaki eksiklik ve benzeri diğer detayların, soruların, sınava giren aday ya da adayların hafızasında tutarak bazı yayın organlarına kasıtlı servis ettiği, sonradan zihinde tamamlanmış sorulardan oluştuğu görülmüştür." Sayın Başkanın açıklaması bu. Ne zaman inceledin? Bu ülkenin en zeki adamı sizdiniz de hafızanızda hemen okudunuz mu? Ne zaman bu sonuca vardınız? Sınav bitmemiş ya da yeni bitmiş! Bir incele, açıkla, olayları ortaya koy, ondan sonra istediğiniz gibi açıklama yapın. Amenna, buna saygı duyarız.
Bu yetmiyormuş gibi, Sayın Başbakan aynı gün, temiz bir sınav yapıldığından ve Kurum Başkanının arkasında olduğundan bahseden açıklamalarda bulunuyor.
Sayın ÖSYM Başkanının bu açıklamalarının ardından, yine aynı gün, akşam 21.48'de, bahsettiğim biraz önceki özel yetenek ve eğitim bilimleri sınavında sorulan soruların tamamının, 95'er sorunun ve cevaplarının yayınlandığı sitelerdeki kayıtlarla ÖSYM Başkanlığının 11 Temmuz günü kendi sitesinden açıkladığı master kitapçığındaki soruların dizilimleri, cevap şıkları tıpatıp aynı çıkınca bu yapılan açıklamanın alelacele, kendini kurtarmaya, kamuoyunu yanıltmaya, iktidarı yanlış yönlendirmeye yönelik bir açıklama olduğu kanıtlanmıştır. Bahsedilen İnternet sitesindeki soruların dizilimi, ÖSYM'nin açıkladığı master kitapçığındaki soruların dizilimi ve cevapları, tıpatıp aynı.
Şimdi, buradan kamuoyuyla paylaşmak istiyorum. Sadece ÖSYM Başkanının elinde olması gereken ya da onun görevlendirdiği bir numaralı adamının elinde olan ve milyonlarca kitapçığın içinde bir tane olan kitapçıktaki sorularla bir İnternet sitesinde yayımlanan sorular tıpatıp aynı çıkıyorsa bu hırsız ÖSYM Başkanlığının görevlendirdiği kişi değil midir değerli milletvekilleri? (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
Bu hırsızı araştırmak yerine, haberi yapan haber muhabirinin hakkında İstanbul Cumhuriyet Savcılığında soruşturma açılıyor. Bu nasıl bir ülke değerli milletvekilleri? Hırsız orada, hırsızın haberini haber yaptığı için soruşturulan muhabir bilmem nerede. Şimdi, bu kuruma hangimiz çocuğunu, torununu, onların çocuklarını emanet edebilir? Bunların mutlaka araştırılması gerekiyor.
Bunlar yetmiyormuş gibi, bu sınav sonuçlarına göre, sınav sorularının daha önce satıldığı iddia edilen bazı illerdeki başarılı adaylar sıralamasına baktığınız zaman, zaten iddiaları o iller -biraz önceki değerli milletvekili de bahsetti- doğruladı. Bunlar yetmiyormuş gibi, Sayın Millî Eğitim Bakanı tüm uyarılara, ikazlara, önergelerimize, kamuoyundaki iddiaların aydınlanması yönündeki taleplere rağmen bu sonuçları aynen kabul etti, 10 Eylülde öğretmen atamaları yaptı.
Şimdi, değerli milletvekilleri, soruları çalan hırsızların aldığı en yüksek puanlarla atanmış bazı öğretmenlere bu millet evlatlarını nasıl emanet edecek? Şimdi bunları araştırmayalım mı? Dolayısıyla, bu önerge yerinde bir önergedir. Milliyetçi Hareket Partisi Grubu olarak mutlaka bu konunun bir komisyon tarafından araştırılması talebinin yerinde olduğunu belirtiyor, hepinize tekrar saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Işık.