GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ORMAN KÖYLÜLERİNİN KALKINMALARININ DESTEKLENMESİ VE HAZİNE ADINA ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN YERLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ İLE HAZİNEYE AİT TARIM ARAZİLERİNİN SATIŞI HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:96
Tarih:18.04.2012

OĞUZ OYAN (İzmir) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; niçin böyle bir önerge? Aslında, esas olan bu rayiç değer meselesiydi ama rayiç değer konusunda geri adım atılmadığına göre hiç olmazsa burada özellikle orman köylüsü açısından bakarsanız, bu kanun kapsamındaki devir ve satışlarda esas alınan bedeli emlak vergisi değeri olarak alırsanız ödeme gücü ilkesini dikkate almış olursunuz. Aslında yüzde 70'ine, rayicin yüzde 70'ine satarken ödeme ilkesini asla dikkate almıyorsunuz, zengin, fakir herkese aynı şeyi uyguluyorsunuz. Ama burada ödeme gücü ilkesinin hiç olmazsa vergi karşısındaki sorumluluk bakımından, emlak vergisi ve tapu harçları konusunda dikkate alınmasını öneriyoruz. Umarım bu kadarına razı olursunuz.

Değerli arkadaşlarım, bu görüştüğümüz tasarı tamamen paracı bir tasarıdır, tamamen rantçı bir yaklaşımla orman köylüsünün sorunlarına sözde çözüm getirecektir. Biz 2003 yılında 22'nci Yasama Döneminde Anayasa'nın 169 ve 170'inci maddelerinin değişikliğini burada görüşürken komisyonlardan itibaren üç tane önerge vermiştik. Bunlardan bir tanesi, orman köylüsüne bu toprakların, arazilerin bedelsiz devriydi. İkincisi, diğer alanlardan, üzerinde konut, villa, turistik tesis, vesaire, neyse olmuş olanlardan elde edilecek gelirlerden kaybedilen alan kadar -o zaman "500 bin hektar" deniyordu, şimdi 410 bin hektar olarak- alanın ağaçlandırılması ikinci önerimizdi ve üçüncüsü de elde edilen gelirden orman kadastrosunun tamamlanması idi. Üç tane önerimiz vardı, üçüne de "hayır" dediniz ve o Anayasa değişikliği gerçekleşmedi. Şimdi aradan dokuz yıl geçmiş, karşımıza aynı rantçı, paracı yaklaşımla çıkıyorsunuz. Yani tek derdiniz, bir, başta bütçe açıklarını yamamak, ikincisi de yüzde 90'ını Çevre ve Şehircilik Bakanlığına, tabii, TOKİ'ye aktararak oradan büyük rantlar peşine gitmek. Şimdi, sadece mart ayında 5,5 milyar açık veren bir bütçeden bahsediyoruz. Buradan elde edilecek gelir, bu yılın, muhtemelen sadece 2012'nin bütçe açığını karşılamaya yetecektir.  Yani bir yılın bütçe açığını orman köylüsünün sırtına yıkarak karşılamayı düşünüyorsunuz. Bu, hakka, adalete sığar mı? Bu ne biçim vergi önünde eşitlik? Anayasa'nın 73'üncü maddesi var, ödeme gücü ilkesi. Nerede sizin, Adalet ve Kalkınma Partisinin "adalet" tarafı; tabii nerede "kalkınma" tarafı? Bu kanunun adında "orman köylülerinin kalkındırılmasının desteklenmesi" var. Bu tasarıda, Allah aşkına, orman köylülerinin kalkındırılmasına dönük somut bir şey var mı? Olsa olsa, o yüzde 10 içinde kaldı ki köy nakilleri, bilmem ne üzerinden harcanacak şeyler de var, hiçbir somutluk yok. Kaldı ki köylünün buradaki talebi "Buradan elde edilecek gelirle bize, orman köylüsüne de kalkınmamız için destek sağlanmasın." değil, sağlanmasını talep etmiyor. Orman köylüsünün talebi gayet basit: "Bu rayiç değer olursa ben bunu satın alamam, dolayısıyla bunu başkaları, üçüncü şahıslar elimden alır." Yani onlarca yıldır zilyetlik olarak işlediği alanları kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyadır. Bu bir dolaylı vergi gibidir, ödeme gücü ilkesi hiç dikkate alınmadan ve rayiç değerleri? Benim bildiğim birçok örnek var. Metrekaresi 10 liradan 80 liraya kadar mesela bir köyün örneği, 10 dönüm tarlası olan birisi, metrekare üzerinden hesapla 100 milyar ile 800 milyar gibi ödemeler karşısında, bırakın yüzde 70'ini yüzde 10'u deseniz bile, bunu ödeyemeyecek durumda. Yani siz, burada gerçekten orman köylüsüyle alay ediyorsunuz. Aslında bu, orman köylülerini topraksız bırakmanın ve onları yeni kentlere göç kervanlarına katmanın bir aracı olacaktır.

Bu tasarının bu şekliyle size hayırlı olmayacağını düşünüyoruz. Dolayısıyla hayırlı bir iş yapmak istiyorsanız, hiç olmazsa şu önergeye bir "evet" deyin, daha sonra da bence tasarıyı geri çekip bu rayiç bedel meselesini bir daha bir değerlendirin.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)