GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ (S.S.: 80)
Yasama Yılı:2
Birleşim:23
Tarih:24.11.2011

CHP GRUBU ADINA KEMAL EKİNCİ (Bursa) - Sayın Başkan, değerli arkadaşlar; görüşülmekte olan 80 sıra sayılı sporda şiddetle ilgili yasa değişikliği hakkında grubum adına söz aldım. Teşekkür ediyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Şimdi, arkadaşlar, dünden beri konuşuluyor. Şiddetten söz ediliyor ama şiddeti çağrıştıran temel nedenler, sosyal nedenler, psikolojik nedenler, hiç kimse bunun üzerinde durmuyor.

SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Ertuğrul Kürkçü anlattı.

KEMAL EKİNCİ (Devamla) - Futbolun dışında hiçbir spor dalında -zaman zaman baskette görüyoruz- şiddet yok. "Şiddeti çağrıştıran temel nedenler nedir?" diye konuştuğumuzda herkes siyaset yapıyor. 12 Eylüle kadar sporu bir gözden geçirin: Stadyumlarda herkes birlikte maç seyrediyordu, hatta yiyeceğini, içeceğini alıyor, stadyumun kenarındaki köfteciden köftesini alıyordu, affınıza sığınarak söylüyorum, içkisi dâhil gidip orada stattaydı, hiç kavga da çıkmıyordu. 12 Eylülden sonra bir depolitizasyon gençleri bir yerlere itti, birincisi bu. Gençler, 12 Eylül hareketiyle birlikte ülke meselelerini düşünmek, çözmek, o konuda eylemde bulunmak yerine, o enerjiyi atabilecekleri yer stadyumlardı, stadyumlarda atmaya başladılar, şiddete dönüştürdüler.

İki, şiddeti çağrıştıran bir başka şey, ne yazık ki devletin kolluk güçlerinin uygulamaları, ya yanlış uygulamaları ya da "Bana dokunmayan bin yaşasın." anlayışı içerisinde idareyi maslahat ederek zaman zaman şiddete önayak oldular.

Bir başka olay da -hiçbir arkadaştan gelmedi- şiddeti çağrıştıran temel nedenlerden birisi televizyon yorumculuğuyla ilgili. Televizyon yorumcuları çıkıyor, bir hakemin kararı hakkında beş ayrı görüş ortaya koyuyor, ertesi gün şiddet kahvede başlıyor: "İşte falan yorumcu böyle dedi, filan yorumcu böyle dedi."

Ayrıca, müeyyide uygularken şiddeti hiç kimse savunmaz ama o şiddete önayak olan birtakım basın mensuplarının, televizyon yorumcularının hiçbir tanesi ne sorgulanıyor ne yargılanıyor ne eleştiriliyor ama onların eleştirme gücü var o camdan eleştiriyorlar. Kulüp başkanları taraftar kazanmak adına şiddeti teşvik edenlerin başında geliyor ama dünden beri konuşan arkadaşlarımız sadece Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım'ı kurtarma yasasıymış gibi bunu değerlendiriyorlar. Eski İstanbul Valisi burada, Sayın Valim bilir; Fenerbahçe stadyumunda küfrün önüne Aziz Yıldırım geçti; ciddi küfür vardı, bu küfrün önüne geçen Aziz Yıldırımdı. Ama ne yazık ki, bu yasanın çıkmasında da ön ayak olan Aziz Yıldırım'dı, ilk duvara toslayan da Aziz Yıldırım oldu. Aziz Yıldırım, acaba sporda şike yaptığı için mi, ticarete şike karıştırmak istemediği için mi yargılanıyor? Merak ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

SIRRI SAKIK (Muş) - Onların ticareti A'dan Z'ye şikedir Allah adına. Bu ülkeyi yediler, soğana çevirdiler.

KEMAL EKİNCİ (Devamla) - Sırrıcığım, kulüplerin iç işlerine karışan basın mensupları ve yorumcular var.

Şimdi, soruyorum arkadaşlara: Bu kulüplerin iç işlerine karışan spor yorumcuları acaba oradan besleniyorlardı da o beslenme damarları kesilince mi birden Aziz Yıldırım'a ve Fenerbahçe'ye yüklendiler, yoksa kendi özgür beyinleri ve vicdanlarıyla mı Fenerbahçe'yi linç ettiler?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

KEMAL EKİNCİ (Devamla) - Onu bilmekte zorluk çekiyorum.

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Ekinci.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, toparlıyor efendim.

KEMAL EKİNCİ (Devamla) - Son sözümü söyleyebilir miyim Sayın Başkan?