| Konu: | , (2/206) ESAS NUMARALI 23.10.2011 TARİHİNDE VAN İLİ VE ERCİŞ İLÇESİNDE MEYDANA GELEN DEPREMLERDEN ZARAR GÖRENLERİN VERGİ BORÇLARI VE VERGİ CEZALARININ TERKİNİ HAKKINDA KANUN TEKLİFİ'NİN DOĞRUDAN GÜNDEME ALINMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 103 |
| Tarih: | 14.05.2013 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Mahmut Tanal arkadaşımın vermiş olduğu kanun teklifi üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, konuşmama başlamandan önce ben de Reyhanlı'da önceki gün meydana gelen insanlık dışı terör olayını şiddetle kınıyorum. Ölenlere Allah'tan rahmet diliyorum, yaralılara acil şifalar diliyorum. Umarım son olur ama görünen o ki pek son olacağa benzemiyor. Bugün, Reyhanlı'da meydana gelen ve resmî açıklamalara göre 50'nin üzerinde, yabancı kaynakların haberlerine göre de 100'ün üzerinde insanın yaşamını yitirdiği bu terör olayı, hiçbir şekilde, Türkiye'nin Suriye'ye doğrudan askerî müdahalede bulunmasını isteyen güçleri güldürmemeli. Onların oyununa gelmemeliyiz. Nitekim bugün, sosyal medyada -açıp bakabilirsiniz- 2012'nin Ağustos ayında Amerika'da yapılan bir simülasyon, bir senaryonun aşama aşama gerçekleşmekte olduğunu görüyoruz. Özet olarak, o senaryoda Amerika, Suudiler ve Türkiye, Suriye üzerine bir oyun oynuyorlar ve "Türkiye, bugüne kadar gelinen noktada Suriye'ye doğrudan müdahaleye ikna edilemeyince başta Antep ve Maraş illeri olmak üzere bölgedeki büyük yerleşim yerlerinde büyük can kayıplarına sebep olacak ciddi patlamaların yapılmasından sonra Suriye'ye girme kararı içerisine girer ve bu şekilde amaç gerçekleşmiş olur." diyor. Bu senaryoyu bütün milletvekillerinin... Ki, ABD bu senaryoları sıklıkla uygular ve bütün dünyada kendine göre politikaları o şekilde gerçekleştirir. Onun için, hiçbir şekilde Suriye'ye bir askerî müdahaleyi doğru bulmadığımı açıklıkla ifade etmek istiyorum. Gerçekten, Türkiye bu konuda ne yazık ki çok büyük yanlışlığın içerisinde. Nitekim, bu kanun teklifinde de görülüyor ki kendi yurttaşından esirgediğini, yarın greve çıkacak hava yolları işçilerinden esirgediğini "Özgür Suriye Ordusu" diye bilinen Suriye'deki militanlara bahşetmekte Hükûmet ve onları açık açık desteklemektedir. Bunun Türkiye'ye kazandıracağı hiçbir şeyin olmadığını bilmenizi isterim.
Değerli arkadaşlar, bugün gerçekten hem Eczacılar Günü hem de Çiftçiler Günü. Çiftçiler Günü'nde Türkiye'de çiftçilerin sorunlarını, AKP iktidarları döneminde büyük bunalımlar yaşayan eczacıların sorunlarını konuşmak varken terörün açtığı yaraları konuşmak hepimizin vicdanlarını sızlatıyor.
Yine bugün, arkadaşımın vermiş olduğu kanun teklifi gerçekten hükmünü yitirdi. Yani bu da Meclisteki çalışma düzeninin, Meclis İçtüzüğü'nün ne kadar demode olduğunu açıkça bize gösteriyor. O günün sıcaklığı içerisinde, 23 Ekimde meydana gelen depremden sonra verilen bir kanun teklifi, aradan iki yıl sonra doğrudan Meclis gündemine alınma sırası gelince Meclis gündemine iniyor ve iş işten geçmiş oluyor. Şunu kabul etmek gerekir ki deprem konusunda, Van'daki deprem konusunda bir bakıma depremden hemen sonra Hükûmetin almış olduğu karar bugüne kadar uygulanageldi. Kötü bir karar değil ama o günün sıcaklığı içerisinde borçların terkini konusundaki bir yaklaşım o bölgede depremden zarar gören yurttaşları sevindirebilirdi. Nitekim, biraz evvel arkadaşım da söyledi, o bölgede birtakım hizmetlerle depremin yaraları sarılıyor gibi olsa da bölgede Van Valisinin söylediği "Evsiz kalan kiracılar hâlâ konteynırlarda yaşıyor." Vali, kiracılar için konut yapacağını açıkladı. Bu konuda esas müşkül durumda olan yoksul insanlarımıza da devletin şefkat elini uzatmasını diliyorum ve gerçekten bu konuda Hükûmetin, Başbakanın, yaptığı açıklamalarla Türkiye Mimar Mühendis Odaları Birliğinin Van'daki deprem konutlarına ve onların maliyetlerine, hak sahiplerine veriliş fiyatlarındaki ikilikli duruma bir kez daha bakmasını diliyorum. Terör olayının bir daha yaşanmamasını dileyerek hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Teşekkür ediyorum.