| Konu: | TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 7 |
| Tarih: | 11.10.2012 |
İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri, 197 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 18'inci maddesi üyelik aidatlarıyla ilgili bir düzenleme. Partim adına verdiğim önerge üzerine söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli arkadaşlar, tabii, Sayın Bakan bu kanun tasarısını sunarken de söyledi, tarafların görüşünü alarak, üçlü istişare toplantılarında kararlaştırdıkları konuları olduğu gibi getirdiklerini söyledi ama aidat gibi bir konudaki düzenleme bile keyfîliğe dayanıyor. Tam anlamıyla Bakanlığın hiçbir zaman sendikaların burnundaki halkayı çıkartmak istemediği açıkça ortada. İstediği zaman, istediği noktaya getirebilmek için aidat konusunun bile çözümünü yönetmeliğe bırakıyor. Şimdi, bundan evvel eleştirildiği tüzükle ilgili olarak, Üçlü Danışma Kurulu toplantısında taraflarla mutabakata vardığı bir metni biz olduğu gibi önerdik. Eğer sendikalarla bir araya geldi ve bir mutabakata vardı ise Bakana düşen görev, o mutabakatı değiştirmeden buraya getirmekti. Şimdi, aidat gibi bir konuda genel kurula bırakırsanız ve de o genel kurulda alınacak bir kararın sendikaların işleyiş mekanizmalarına gelecekte zarar verecek bir noktaya taşınmasını engellemezseniz, bir tane sendikanın yapmış olduğu hatadan sendikal hareketin bütünü zarar görür. Bundan evvelki tüm düzenlemelerde, ta 274 sayılı Sendikalar Yasası'nda, 2821'de ve Üçlü Danışma Kurulu kararında hiç olmazsa bir yevmiyeyi geçemeyeceği gibi bir üst sınır belirtilmiş idi.
İkincisi, aidat kesilebilmesi için bir sendikanın gerçekten faaliyette olması gerekir. Faaliyeti sona ermiş bir sendika, üyeleri devam ediyor ya da -"sona erme" tabiri uygun olmadı- yetkisi düşmüş bir sendika, herhangi bir işletmede eğer işçilerin üyeliği devam ediyorsa, işverenden aidatını almaya devam edebilir değerli arkadaşlar. Yani, özensiz, düzensiz bir düzenleme önümüze geliyor.
Değerli arkadaşlar, bir şeyi daha belirtmek istiyorum. Gerçekten, bu "Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi, Grev, Lokavt Kanunu" olarak adını değiştirdiğimiz bu kanun, iyi hazırlanmamış, iyi olgunlaştırılmamış. Öncelikle bir yıldan bu yana bir sürü engelle karşılaştı, şimdi öğreniyorum ki, yine Bakan hâlâ taraflarla bir araya gelerek bir konsensüs oluşturmaya çalışıyor. Bu doğru gibi gözükse bile, bu, yasa çıkarken bile egemenlerin etkisi altında olduğunu ortaya koymaya yetiyor.
Yani, ben AKP'nin yaklaşımlarını anlayamıyorum, Hükûmetin yaklaşımlarını anlayamıyorum. Yani "Biz güçlüyüz." diye neredeyse kışlalara giriyorsunuz, kozmik odalara giriyorsunuz, bunu başarıyorsunuz ama iş Sendikalar Yasası'na geldi mi "Gücümüz yetmiyor." diye işverenlerin isteği doğrultusunda yasa yapıyorsunuz. Yani, bu yasayı TOBB mu yapıyor, Hükûmet mi bu tasarıyı hazırlıyor, ben hâlâ öğrenebilmiş değilim. Ülkeyi siz mi yönetiyorsunuz, işveren kuruluşları mı yönetiyor, öğrenebilmiş değilim. En azından Bakanlığın belli konularda teslim olmaması gerekir. Eğer Bakan gerçekten getirmiş olduğu baraj konusunda binde 5 öneriyi, tasarıdaki ilk öneriyi, 7 tane Bakan imzalamadığı için geri çekiyorsa burada demin değindiğim gibi değerli arkadaşlar, sınıfsal bir sorun var demektir, AKP'nin tercihinin güçlüden yana olduğu, sermayeden yana olduğu gibi bir durum ortaya çıkıyor. Hele hele Başbakan da bu tasarıyı geri çektirerek ve değiştirerek bu duruma katılıyorsa zımni olarak destekliyor demektir ki bu tam olarak AKP'nin emek karşıtı bir tutum izlediğini, işçinin, çiftçinin, emekçinin, emeklinin karşısında yer aldığını somut olarak ortaya koyuyor.
O nedenle, düzenlemeler yapılırken, dünkü yasadan daha çağdaş, daha demokratik bir yasanın yapılması zorunlu. Özellikle Sendikalar Yasası'nda işleyiş mekanizmaları demokratikleştirilemez ise arkasından görüşeceğimiz Toplu Sözleşme Yasası bölümünde hiçbir şey yapamazsınız. Yani sendikalarla ilgili düzenlemeler son derece özensiz, yetersiz düzenlemeler.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
İZZET ÇETİN (Devamla) - Önergemizin kabulünü diliyor, hepinizi selamlıyor, saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.