GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:3
Birleşim:7
Tarih:11.10.2012

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, çok değerli milletvekilleri?

Değerli arkadaşlarım, bu klasör, on yıllık süreçte Mecliste olduğum sürece benim ve arkadaşlarımın muhtarlarla ilgili yaptığı öneriler, görüşler ve Hükûmetin verdiği cevapları kapsıyor. Size sadece 24 Temmuz 2003, on yıl önce yine yaptığım bir konuşmaya Hükûmet adına o günkü bir Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanının verdiği cevabı okuyarak başlamak istiyorum.

"Çok teşekkür ederim Sayın Aslanoğlu'na." diyor. "Bize muhtarların sorunlarını getirdi. Hakikaten çok önemli, bunlar demokrasinin ilk beşiğidir." diyor. "En uç noktasıdır." diyor ve "Bunlar halkın içindeki insanlardır." diyor. "Zaten biz hemen hazırlıyoruz. Muhtarların özlük haklarıyla ilgili Türkiye Büyük Millet Meclisine, kamu yönetimi temel kanununu hazırladık, getiriyoruz. En kısa sürede, üç ay içinde bu sorun çözülecektir." diyor. Tarih 24 Temmuz 2003. Ben bu konuyu sadece vicdanlarınıza sunuyorum ve tüm muhtarların vicdanlarına sunuyorum. 24 Temmuz 2003, bugün Ekim 2012, on yıl geçmiş hâlâ bir adım yol alınmamışsa verilen sözlerin ne anlama geldiğini hepinizin takdirine bırakıyorum.

Değerli arkadaşlarım, kimdir bu insanlar? Bir taraftan diyoruz ki "Halk iradesi." Evet, muhtarlar bir yüzü devleti, bir yüzü de halkı temsil eden insanlar, demokrasinin ilk beşiği.

Şu anda Yerel Yönetimler Kanunu görüşülüyor. Yerel, bütünşehir kanunu görüşülüyor. Burada köylerle ilgili kararlar alınıyor, burada -büyükşehir, bütünşehir, ona ayrıca geleceğiz- ama köyler ve mahallelerle ilgili bir karar alınıyorsa öncelikle muhtarların içinde olduğu koşulları, şartları ve görev ve yetkilerini belirlemeniz lazım.

Gelin, bu okuduğum tarihten bu yana? şu andaki İçişleri Bakanımız, Plan Bütçe Komisyonunda, onun da burada ifadeleri var: "Hazırladık, Köy Kanunu'nu getiriyoruz, en kısa sürede bitireceğiz." Arkadaşlar, bunun kısa süresi yok. İçişleri Komisyonunda artık bir tasarı var, görüşülüyor. Eğer sözünüzün eriyseniz, eğer verdiğiniz sözü on yılda tutmayıp, tutmak istiyorsanız, gelin bir önergeyle, bir önergeyle muhtarların kim olduğunu, ne olduğunu, bunlar in midir, cin midir tarif edelim yasayla. Bu insanlara ızdırap çektirmeyelim, bu insanların çektiği çileyi hepiniz benden daha iyi biliyorsunuz. Çile çekiyor muhtarlar.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bilmiyorlar, bilseler yaparlar.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Okulların açıldığı günde İstanbul'da ve başka bir ilde, muhtarlıklar önünde bin kişinin, 2 bin kişinin sıra bekleyip gece sabaha kadar bu insanlara hizmet ettiklerini hepiniz çok iyi biliyorsunuz. Ama bu insanlara para mı veriyorsunuz? Verdiğiniz 368 lira, 368 lira. Bir de buradan BAĞ-KUR primini de bu insanlara ödetiyorsunuz.

VAHAP SEÇER (Mersin) - Çay parası değil çay parası!

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Kira mı veriyorsunuz? Kirasını mı veriyorsunuz? Kırtasiye giderini mi veriyorsunuz? Telefon giderini mi veriyorsunuz? Neyini veriyorsunuz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - İnterneti mi veriyorsunuz?

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (Devamla) - Muhtar Karun mu? Peki, muhtar gelen kimseden para mı alıyor? Hiç kimseden para alamıyor. Bunları demokrasi uğruna? Hakikaten ben o insanların önünde saygıyla eğiliyorum. Ama bir tarafta devlet memuru gibi görüyorsunuz, en küçük bir yasal boşlukta muhtarın yakasından yapışıyorsunuz ve devlet memuru gibi ceza veriyorsunuz.

Sayın Gök, siz de burada konuşacaksınız, gelin yol yakınken, İçişleri Komisyonunda bu yasa görüşülürken, bir önergeyle, tüm Meclisin, hepimizin katkısı olsun, herkesin katkısı olsun, siz yapmış olun, bir önergeyle bu insanların sorunlarını hep beraber çözelim.

Bak, 2003 okudum, 2003'ten beri? Ben buna "Bir hikâye" diyorum, bunu bir kitap olarak bastıracağım.

Değerli arkadaşlar, bir "adrese dayalı sistem" çıkardınız, sahtekârlara, düzenbazlara adres çıkardınız. Bunu muhtarlıklardan aldınız, kim kimin evini boş bulursa gidip "Ben bu evde oturuyorum." beyan usulü? Ve bir sürü sahtekâr türettiniz. Nüfusa kayıt sistemi getirelim, Nüfus görevini yapsın ama bu belgelerin gerçek olup olmadığını da bir yerin denetlemesi lazım. Ve özellikle büyükşehirlerde adrese dayalı sistemle bir sürü sahtekârlıklar, bir sürü paravan şirketler kuruluyor. Gelin, muhtarlıklara tekrar bu yetkiyi verin, tekrar Nüfusa gidecek bilgileri muhtarlıklarla birlikte paylaşalım. Yani nüfusa kaydolan herkesi kaydetmeden önce bir süzgeçten geçirelim ama bunu yapmıyoruz.

Değerli arkadaşlarım, BAĞ-KUR primini cebinden ödüyor. Özellikle büyükşehirlerde yanında en az bir kişi çalıştırmak zorunda, bunun maaşını vermek zorunda. Etmeyin, tutmayın, demokrasi bu değil. Demokrasi, eğer demokrasinin ilk beşiği olarak görüyorsak, seçme ve seçilme hakkına benim gibi değil, beni ve sizleri sayın genel başkanlar önermezse, biz milletvekili olamayız, ama bu insanlar böyle alınlarının akı gibi, isimleriyle, anlarıyla, şanlarıyla seçiliyorlar. Demokrasi orada var, demokrasi orada var. Burada demokrasi yok. (CHP sıralarından alkışlar)

Bu kadar? Eğer demokrasiye inanıyorsak ve demokrasinin gerçeğine, hakikaten gerçek demokrasiye inanıyorsak bu insanlar ilk beşiği. Bu beşikte hepimizin bunu desteklemesi lazım.

Sayın Başbakana, geçen hafta, İstanbul'dan bir grup muhtar geldi. Şu mektubu Sayın Başbakana iletiler. İstedikleri bir şey yok, söylediklerim bu. Ama her gün geliyorlar? Çok saygılı insanlar bunlar. Bir kuruş parası olmasa cebinde yine devletine bağlı, bir devlet memuru gibi, saygıda kusur etmeden hem görevini yapıyor, her şeyini yapıyor, ama bir arpa boyu yol ilerlemiyor. Bu Mecliste 2002, 2005 yılında, muhtarların özellikle sorunlarını bir Danışma Kurulu önerisiyle hep beraber görüşelim dedik. "Evet, haklısınız, bu yasayı getirelim" demesine rağmen, Sayın Elitaş, bugün sizin yerinizde oturan bir grup başkan vekili de "Başımla beraber, Meclis iradesi kabul etmiştir, getirelim" demesine rağmen bir türlü gelmedi.

Gelin, yasa İçişleri Komisyonunda, yol çok yakın, zannediyorum ki Alt Komisyona havale edildi. Tüm partiler birer kişi -veya kaç kişiyse- temsilci verelim, bir şekilde? 4 madde, fazla değil arkadaşlar, 4 madde. Bunların ne olduğunu, kimliklerini? Bunlara onurlarını iade edelim. Etmeyin, tutmayın, ben sadece bunu söylüyorum. Ama hakikaten üzülüyorum, on yıldır üzülüyorum. Zamanı gelmiştir, geçiyor, hepinizden rica ediyorum, bu önergeyi kabul edin, önergeyle birlikte İçişleri Komisyonuna her parti bir temsilci versin ve ortak bir metin hazırlayalım, önergeyi ortak hazırlayalım veya siz hazırlayın, siz imzalayın, biz de sizi alkışlayalım.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.