GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TOPLU İŞ İLİŞKİLERİ KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:6
Tarih:10.10.2012

İZZET ÇETİN (Ankara) - Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu'nu görüşüyoruz. İki yasanın birleştirilmiş hâli dedik ama son derece özensiz, özden yoksun ve 12 Eylül mantığını olduğu gibi içinde taşıyan düzenlemelerin ne yazık ki yine "daha ileri bir yasa" diye önümüze koyulduğuna tanıklık yapıyoruz.

Gerçi biraz evvel kabul edildi ama bir örnek vermek istiyorum söylediğime: Örneğin, organlara ait ortak hükümleri içeren 9'uncu maddede 12 Eylül öncesindeki 274 sayılı Yasa'dan çok geri, 2821 sayılı, yani askerlerin getirip dayattığı kanun hükmü aynen korunuyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bir sendikacı milletvekili seçildiğinde ya da sendika organlarına seçilen bir kişi milletvekili seçildiğinde görevi kendiliğinden sona ermez. Yani o tercih hakkını kullanıyor idi, şimdi sona erer noktaya getirdik. Yani, Kenan Evren'in hazırladığı yasada bile, bir ay içerisinde karar verir, ona göre sendikacılığı ya da milletvekilliğini tercih ederdi. Şimdi "sona erer" hükmünü koyarak 12 Eylül mantığından geri bir Sendikalar Yasası'nı Türkiye'ye ileri bir yasa diye getiriyorsunuz. Bu, AKP'nin ileri demokrasi anlayışının somut bir göstergesi.

Bu maddeye gelince değerli arkadaşlar, eğer sendikalar toplu iş sözleşme haklarını etkin olarak kullanabileceklerse bunun temel koşulu demokratik bir ortam, gelişmiş bir demokrasidir. Eğer bu yoksa çalışanların temel haklarını, örgütlenme hakkını,  sendika hakkını, toplu sözleşme hakkını kullanabilmelerinin olanağı yoktur.

Biraz evvel tartışılan konu da bu minvalde değerlendirilmesi gerekir. Sendikaların asıl olan iç denetimidir. Yani, sendikaları ben mutlak suretle piyasalaştıracağım, onların kasalarını, varlıklarını piyasaya açacağım ve onlara güvenmiyorum, onun için de yeminli mali müşavire denetlettireceğim yaklaşımı da doğru değildir. İç denetimi asıldır sendikaların. Organlarını sayıyorsanız tüzüğünde,  o organlarında görev alan işçilere, çalışanlara güvenmek zorundasınız. Eğer siz onlara güvenmiyorsanız, onların da bu konuda tepkilerini ortaya koymaları beklenir. Ama ne yazık ki, on yılda sendikal yaşam, sendikalı işçi sayısı yüzde 50 azaldığı için devri iktidarınızda, sendikaların bunu dillendirecek bir şeyi kalmadı.

Şimdi, genel kurulun kararları, evet, özgürce olmalı. Bazı kararlar salt çoğunlukla alınabiliyor, bazı kararlar? Biz burada da bazı önemli kararları Sayın Bakan, nitelikli çoğunlukla alıyoruz. Yani bir sendika hakkında, sendikanın geleceğine ilişkin bir kararda, üye sayısının üçte 1'iyle toplanılan bir genel kurul salt çoğunlukla karar alacak ise toplananların, katılanların salt çoğunluğu mu yoksa üye ya da delege sayısının salt çoğunluğu mu? O nedenle sendikaların geleceğine ilişkin birleşme, fesih, üst kuruluşlara iştirak gibi konularda nitelikli çoğunluk aranmasında hiçbir mahzur yoktur. Yani orada salt çoğunluk derseniz, kongreye katılanların, genel kurula katılanların salt çoğunluğu derseniz, pek çok karar kavram kargaşası içerisinde geçiştirilir.

Değerli arkadaşlar, bir de burada olağanüstü kongre ve genel kurullarda kimlerin oy kullanacağı zaman zaman pratikte karşılaştığımız zorluklardır. Yani 2821 sayılı Yasa'da, yasa koyucu? O zaman "Delegelerle toplanan genel kurullarda delege olmayanlar, üyelerle toplanan genel kurullarda üye olmayanlar genel kurullarda oy kullanamazlar." hükmü bilerek konulmuş bir hükümdü. Şimdi bunun çıkarılması hiçbir amaca hizmet etmiyor. Yani sadece o paragrafı çıkararak "Sendikalar Yasası'nda değişiklik yaptık, ileriye taşıdık." demenin de bir mantığı yoktur. O nedenle, nitelikli çoğunluk sayılabilecek nitelikte üçte 2 çoğunluğun esas alınması, maddeyle ilgili bir öneridir, kabul edilmesi gerekir.

9'uncu maddede de Sayın Bakan, eğer iddia ediyorsanız, 12 Eylülcülerden daha ileri bir Sendikalar Yasası diyebilmeniz için 9'uncu maddenin altıncı fıkrasını o metinden çıkartın, tekriri müzakere yapın.

Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.