| Konu: | 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 40 |
| Tarih: | 14.12.2012 |
MHP GRUBU ADINA SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Orman ve Su İşleri Bakanlığı ile Orman Genel Müdürlüğü bütçesi hakkında MHP Grubu adına söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle şunu ifade etmek istiyorum: Bir ay önce orman yangın sezonu bitti. Gerçekten Türk ormancısı geçmiş yıllar itibarıyla orman yangınlarıyla mücadelede özverili çalışmaları yapmıştır ve bu sene de çok ciddi, özverili çalışmalar yapmıştır. Ben buradan tüm ormancı çalışanlarına çok teşekkür ediyorum bu özverili çalışmalarından dolayı.
Şunu da hatırlatmak istiyorum sayın bakana: Biliyorsunuz, bu orman yangınlarıyla mücadelede gerçekten orman teşkilatı 108'e yakın şehit vermiştir. Bunların içerisinde orman bölge müdürleri, orman işletme müdürleri, orman mühendisleri, orman muhafaza memuru, işçiler, arazöz şoförlerine kadar özveriyle çalışan orman mensupları şehit vermiştir, ben buradan rahmetle anıyorum ve Sayın Bakana şunu özellikle rica etmek istiyorum: Bakın, 2007 yılında orman işçilerinin bir kısmı kadroya geçirildi, yarıya yakını kadro alamadı. Bunların içerisinde on, on beş, yirmi yıl bu yangınlarda orman sahalarında çalışan işçiler var. O zamanki yöneticilerin iki dudağının arasında, dediler ki: "Altı ay çalışanlara kadro verelim." Ama siz çalıştırdınız da mı çalışmadı bunlar? Hepsi çalıştılar. Şimdi, buradan, orman yangınlarıyla mücadelede ve diğer ormancılık faaliyetlerinde çalıştırılmak üzere bu işçilerimizin mutlaka kadroya geçmesi gerekiyor, bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Yine, şunu ifade etmek istiyorum: Bakın, Türkiye ormanlarının yarısı bozuk vasıflı ormanlar yani rehabiliteye ihtiyacı olan bozuk vasıflı ormanlar ve yaklaşık 5 milyon hektara yakın genç ormanlarımız var ve fakültesini bitirmiş iş bekleyen bir sürü orman mühendisimiz var Sayın Bakan. Bu, her yıl 1 milyon 200 bin hektar civarında genç sahaların bakımlarının yapılması gerekiyor, rehabilitasyon sahalarının teknik özellikler ifa eden ve bunun eğitimini almış ormancılar tarafından yapılması çok önemlidir. Bundan dolayı siz her ne kadar orman mühendisleriyle görüşmeyi bile kabul etmeseniz, Orman Mühendisleri Odasını, orman mühendislerini yok saysanız bile bu mesleğin geleceği açısından bir an önce bu çalışmaları yapmak üzere orman mühendisi alma gibi bir zorunluluğunuz var, bunu özellikle belirtmek istiyorum.
Değerli milletvekilleri, gerçekten orman teşkilatı yaklaşık yüz yetmiş üç yıldır Türkiye'nin en köklü kuruluşlarından bir tanesidir. Bu köklü kuruluşumuz bu süre içerisinde bilgi birikimiyle, deneyimiyle, tecrübesiyle, hafızasıyla çok güzel çalışmalara imza atmıştır. Şimdi, biraz sonra Bakan çıkıp yine övünecek rakamlarla, bunlar bu birikimin sayesindedir ama Sayın Bakan ne yazık ki bu bilgi birikimini, yüz yetmiş üç yıllık tecrübeyi yok sayan bir anlayışla Orman Bakanlığını yönetiyor. Bunun nedeni de şu: Kendisi hocalıktan gelme, hocalığına bir şey demiyoruz ama bakanlık ayrı, üniversite hocalığı ayrı. Hâlâ Sayın Bakan burayı bir üniversite gibi görüyor, çalışanlarını da bir talebe gibi görüyor ve kendisini metheden, kendisine şiirler yazan bürokratlarla çalışınca ormancılık tarihinin kendisiyle başladığı gibi bir yanılgıya ve algıya kapılıyor. Bunlar çok yanlış. Şimdi, getirdiği birçok projelerin bunlarla bağlantılı olduğunu göreceğiz. "Benim zamanımda başladı, ilk başlattık." dediklerinin hepsi elli yıldır, altmış yıldır, yetmiş yıldır, seksen yıldır Türk ormancısının gerçekleştirdiği ve bugüne getirdiği projelerdir.
Sayın Bakan, Bakanlığa geldikten sonra, bakın, böyle köklü ve sağlam bir bakanlığın yapısını bozdu. Önce Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, olmadı, Orman ve Su İşleri Bakanlığı. Genel müdürlükleri kapatıyor, bölge müdürlüklerini kapatıyor, işletme müdürlüklerini açıyor, kapatıyor, yani "bu kadar yüz yetmiş üç yıllık tecrübeye sahip bir bakanlığı nasıl yerle bir ederim"in anlayışıyla hareket eden bir yönetim tarzı getiriyor. Yani yaptığı işlerde mantıki bir gerekçe olsa anlarım. Çevre, orman il müdürlüklerini kapattı; bakın, çevre, orman il müdürlüklerini kapattı. Ağaçlandırma ve Erozyon Genel Müdürlüğü, çok övünüyoruz ama 1995 yılında 4122 sayılı Yasa'yla Millî Ağaçlandırma ve Seferberlik Kanunu çıkarılmıştır Sayın Bakan. Öyle 2008-2012 arası falan değil. ORKÖY Genel Müdürlüğünü kapattı. dedi ki: "Orman Genel Müdürlüğü ormancılığın ana çatısıdır, yüz yetmiş üç yıllık bir geleneğe sahiptir." Güzel, peki, bunu anlıyoruz da akabinde 17-18 yerde bunları kapatıyorsun ve bakanlık bölge müdürlüğü veya millî parklar bölge müdürlüğü kuruyorsun. Allah'ını seversen, Allah rızası için bunun bana bir tane haklı gerekçesini açıklayabilir misin? Eğer bu yapıyla devam edeceksen, o zaman Ağaçlandırmada, ORKÖY'de, buralarda yetişen tecrübeli elemanları -şu anda kapattın, birçoğu kuruma geçmedi, yerlerinde kaldı- bunları bunlara bağlasaydın. Şu anda şeflerimizden -emin olun- hiç kimse orman işletme şefliği yapmak istemiyor. ORKÖY'lerin biriken kredileri, iş yoğunluğu, iş yükü, birçok sıkıntıyla karşı karşıya. Bu kadar fedakârca çalışan? Ben söylüyorum ya devamlı ormancılarla ilgili, "Ormancılarla gurur duyuyorum." diyen Bakan, daha önce verilen yangın fazla mesaisini kaldırdı, biraz önce söyledim, bakın, yangın fazla mesaisini kaldırdı ama şimdi ben buradan soruyorum: Orman işçisine yok, orman mühendisine yok, orman muhafaza memuruna yok, orman çalışanına yok. Gensoruda sordum: Özel kalem müdürüne strateji geliştirme başkanlığı kadrosuyla maaşını aldırıyor; nedir bu? 6.400 ek gösterge, beyefendi çok çalışıyormuş. Ya, orman mühendisleri, orman işçileri, orman muhafaza memurları üç gün, dört gün yangında yatıyor, hafta sonu dâhil olmak üzere hiçbirisi görev alanını terk etmiyor. Bunlar bu kadar yoğun çalışırken bunlara yok ama özel kalem müdürüne özel şey ayarla.
Danışmanını daire başkanlığına ata, müşavirliğe ata, oraya getir. Ondan sonra Afyon'da kaybeden milletvekilini danışmanlığa getir, belediye başkanını getir, milletvekillerinin oğlunu özel kalemden kadroya al. Efendime söyleyeyim, yandaşları, akrabaları oradan al ama bunlar yok? Şimdi, süre yetmeyecek bana az geldi.
Bakın, şunu da ifade edeyim: Sayın Bakan, gensoruda bir sürü iddiada bulundum, hiçbir tanesine cevap vermedi. Hâlâ ben diyordum ki: "Burada iddialarımıza cevap vermedi ama bunların gereğini yerine getirir. Orman Bakanlığında yapılan 10 trilyonluk zimmete para geçirmede imzası bulunan yönetimle, kadroyla aynen çalışmaya devam ediyor.
Çanakkale Destanı Tanıtım Merkezi'yle ilgili iddialarda bulundum yok, birçok iddiada bulundum yok. Ama bunun üzerine bir baktım ki devasa bir reklam kampanyası. 12/12/2012'de "112 Dev Eser" diye bir kampanya başlatıyor. Gazetelerin arkasına sayfalarca reklam veriyor, tüm gazetelere, tüm gazetelerin arkasına sayfalarca reklam veriyor. Hatta yetinmiyor Digiturk'te Süper Lig maçlarının devre arasına reklam veriyor, billboardları kiralamış. Bakın, bu karda kışta bu Ankara'da yaptığı toplantıya Kayseri'den, Kastamonu'dan, Erzincan'dan, Erzurum'dan, Balıkesir'den otobüslerle adam getiriyor. Bakanlıkta çalışan herkese oraya getirme mecburiyeti getiriyor. Yahu, yazık değil mi Sayın Bakan, bu karda kışta o çalışanları buraya getirmenin ne mantığı var?
Şimdi, ben size soracağım, "112 Eser" diyor ya, 112 eserin içerisinde ne var biliyor musunuz? Yangın göletleri var, yangın havuzları var. Ben orman bölge müdürlüğü yaptım. Adana'da, Antalya'da, Mersin'de, Muğla'da biz 500'e yakın havuz açtık, havuzyaptık kampanya çerçevesinde. Bunların maliyetleri ne kadar biliyor musunuz? Eski parayla 3 milyara, 6 milyara, 7 milyara, 10 milyara mal edildi. Ve Sayın Bakan, Başbakana bunları açtırıyor.
Şimdi, Sayın Başbakan dese ki: "Ya Veysel Hocam, şu açtığımız yangın göletiyle havuzunu bir göreyim." Hakikaten 6 milyarlık yatırımın, 10 milyarlık yatırımın neyini açıyorsunuz?
Orman yolları? Bakın, orman yolu açılışları yaptı bu şeyin içerisinde. Sanırsınız ki duble yollar, efendime söyleyeyim otobanlar, asfaltlar döşenmiş. Ya, bu bizim zaten mutat işimiz. Beni izleyen ormancılar ve arkanızda oturan bürokratların hepsi bilir. Biz her sene kendi dozerlerimizle ve ihalelerle bu orman yollarını zaten yaparız. Sizin bakanlığınızda altı yılda yapılan yol miktarını 1980'lerde, 90'larda Orman Genel Müdürlüğü bir yıl içerisinde yaptı. Bu yollar ne kadarlık yollar biliyor musunuz? İkişer, üçer, beşer, on kilometrelik orman içerisinde üretime dayalı, ağaçlandırmaya dayalı yollar. Yani bildiğiniz stabilize yol. Burada şeyi de var.
Şimdi, Sayın Başbakan dese ki: "Ya Sayın Bakan, bize bir sürü yol açtırdın, havuz açtırdın, gölet açtırdın şunları bir görelim." "Hakikaten biz bunları mı açtık?" diyecek yani. Şimdi, 112'ye tamamlayacağım diye niye zorlanıyorsunuz? Gensoru verildi, şimdi birtakım sıkıntılar var ya, Sayın Bakan bir şaşaayla açılış yapacağım dedi ve bunu gördü.
Şimdi, bakın, Ağaoğlu olayında Maslak'ta? 2010 yılında iptal etme gerekçesi... 2010 yılında Ağaoğlu devralmış. Şimdi, diyor ki: "Ben bunu şeyden dolayı iptal ettim." Ya 2010 yılından beri neredeydiniz Sayın Bakan? Orada, bizim verdiğimiz gensoru ve kamuoyunun baskısı olmasaydı? Orasının imar planları Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onaylandı.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi aynı sıkıntı Parkormanlarında olmasın. Bakın, Parkormanları geçen yıl kaç liraydı şimdi kaç lira?
MAHMUT TANAL (İstanbul) - Bir de Ağaoğlu'ndan villa satın alan bakan var mı, yok mu, onu da sor.
SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ben şunu da belirteyim: Birçok iddialar da var ama bunu ikinci gensoruya? İnşallah ikinci gensorumuzda cevap verir Sayın Bakan.
Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP ve CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Yılmaz.