GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:40
Tarih:14.12.2012

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Değerli Başkanım, teşekkür ediyorum.

Elbette, Muğla'ya da birçok şehrimizde olduğu gibi on yıllık iktidarımızda yatırımlar yaptık. Bunları değerli milletvekilimize yazılı olarak, harcadığımız miktarlarla birlikte takdim edeceğim.

Bu arada hem Ortaca'da hem Bodrum'da hem de şehirdeki eğitim araştırma hastanesiyle ilgili olarak çalışmalarımız devam ediyor. Özellikle eğitim araştırma hastanesinin üniversitenin kampüsüne yapılması, böylece finansmanının Sağlık Bakanlığı tarafından temin edilmesi ve üniversitemizin de bundan istifade etmesi için bir planlama yapmış durumdayız. Söylediğim gibi, bu konuda çalışmalarımız devam ediyor.

4/C'li personele verilecek döner sermaye ya da aile yardımlarıyla ilgili hususlar şu anda mevcut mevzuatına göre yapılmaktadır. Zaten bizim Bakanlığımızda ciddi sayıda 4/C'li personel de yok; daha ziyade 4/B'li ya da 4924'e bağlı sözleşmeli personellerimiz var.

Sayın Öz'ün döner sermayenin emekliliklere yansıması hususunda bir sorusu oldu.

Aslında, değerli milletvekilleri, yalnızca Sağlık Bakanlığında değil, kamuda "ek ödeme" adıyla alınan hiçbir ücretten sigorta kesintisi yapılmamaktadır ve bunlar da emekliliklere yansımamaktadır. Yani kamuoyunda böyle bir tartışma başlatıldı, sanki Sağlık Bakanlığındaki ek ödemelerde bu yapılmıyormuş da kamudaki diğer çalışanlarda yapılıyormuş gibi. Bu konu tartışılacaksa kamunun ek ödeme alan bütün çalışanları için yapılmalıdır. Aksine, Sağlık Bakanlığında hekimler açısından belli bir miktara kadar da ek ödemelerin emekliliğe yansımasıyla ilgili çalışmaları şu anda yürütüyoruz ama söylediğim gibi, buradaki bütün mesele kamuda yapılacak uygulamanın ortak bir biçimde yapılmasıyla ilgilidir.

Kamu hastane birliklerinde, elbette, yeni atadığımız personeli liyakat ve ehliyetlerine göre atadık.

Yalnız, değerli arkadaşlar, burada görevde yükselmeyle bir  personel ataması, daha doğrusu bir yönetici ataması söz konusu olamaz. Neden? Çünkü görevde yükselmeyle yapılan yönetici atamaları, klasik yönetici atamaları sonuçta o yöneticinin belli bir kadroya sürekli olarak atanmasıyla ilgilidir. Oysa kamu hastane birliklerinin mantığında sürekli yöneticilik yok. Yöneticileri iki yıllığına atıyoruz. Onlara bir strateji ve birtakım hedefler koyuyoruz. Bu hedefler çerçevesinde başarılarına ve performanslarına göre yöneticilikleri devam edecektir. Dolayısıyla, aslında yeni yöntem, yönetici performansını ve başarısını ölçen, son derece çağdaş bir yöntemdir ve kanaatimce, uygulamalarımız bunun ileride bütün kamu yönetiminde de bir örnek teşkil edeceğini gösterecektir.

Araştırmacı kadrosu sayılarıyla ilgili hususu da bilahare Değerli Milletvekilimize ileteyim.

Mersin'deki 1.200 yataklı hastaneyle ilgili projenin geldiği aşamayı da Değerli Milletvekilimize yazılı olarak ileteceğim.

Sayın Özel'in bahsettiği örneği bana da takdim etmesini isterim. Ancak reçete katılım paylarıyla birlikte, biliyorsunuz, muayene katılım payları da eczanelerde alınıyor. Dolayısıyla, bu vatandaşımızın bir özel hastanede muayene edildiğini düşünelim, Değerli Milletvekilimizin ifade ettiği rakamların içerisinde vatandaşın özel hastaneye ya da özel bir merkeze ödediği katkı payı da bulunacaktır. Dolayısıyla, tek bir örnek üzerinden hareket edemeyiz. Bana da verirse ben de incelerim. Kendisinin de söylediği gibi, bu konu Sosyal Güvenlik Kurumunun, Çalışma Bakanlığımızın konusu ama elbette birlikte çalışıyoruz.

Sayın Korkmaz'ın araştırmacı yapılanların farklı ücretlendirilmeleriyle ilgili sorusuna da, müsaade ederse, araştırmamı yapıp yazılı olarak cevabı kendisine ileteyim.

Sağlık Bakanlığının bu son on senesinde, Sağlıkta Dönüşüm'le, elbette ki otelcilik hizmetleri değil de sağlığın bütün cephelerinde ilerlemeler sağlanmıştır. Yani bugün Türkiye'deki yavrularımızın, çocuklarımızın 13 antijenle aşılanıyor olmasını, bu aşıların dünyanın en gelişmiş aşılarının olmasını otelcilikle mi açıklayacağız? Ya da Türkiye'nin herhangi bir yerinde, bir köyde, kırda, kentte, ilçede kanamalı bir annenin helikopter ambulansla alınıp bir merkeze getirilmesini ya da organ nakli gerektiren bir vatandaşımızın uçak ambulansla alınıp organ nakli yapılmasını, organ nakli yapılan vatandaşların sayısının 10'a katlanmasını otelcilik hizmetleriyle mi açıklayacağız? Dolayısıyla, Sağlıkta Dönüşüm Programı -konuşmalarımda da ifade ettim- bütün dünyanın takdir ettiği, çok önemli bir dönüşüm programıdır ve bütün çıktılarıyla böyledir; mali çıktılarıyla, tıbbi çıktılarıyla, hizmet çıktılarıyla, hizmete erişim ve hakkaniyet çıktılarıyla.

Kocaeli Türkiye'de en çok sağlık yatırımı yaptığımız illerden birisidir. Kocaeli'nde birçok hastane yaptık. Değerli Milletvekilimizin ifade ettiği ilçelerle ilgili bilgiyi de kendisine takdim edeceğim.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - 1923 senesinde yapıldı o hastane Sayın Bakan, sizin zamanınızda yapılmadı.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Sayın Yüceer'in ifade ettiği husus Tam Gün Yasası'nın delinmesi kesinlikle değildir. Gerek Sosyal Güvenlik Kurumunun gerekse Yüksek Öğrenim Kurumunun bu hususta üniversitelerin kendilerine sordukları sorulara verdikleri cevaba bakılırsa olay çok kolay anlaşılır. Eğitimci olarak üniversitelerimizde bulunan ve dışarıda da çalışma hakkı olan öğretim üyeleri, doğrudan gelir getirici işlemleri kendi başlarına yapamamaktadırlar. Dolayısıyla, bir ekip hâlinde yapılan ve sorumluluğu bir ekipte olan ameliyatlara ya da tedavilere katılmaları şu anda hukuken yasak değildir. Bu yani sadece benim yorumum değil, bu husus üniversitelerimiz tarafından gerek YÖK'e gerekse Sosyal Güvenlik Kurumuna sorulmuş ve durumun böyle olduğu açıkça ifade edilmiştir. Dolayısıyla hukuka bir aykırılık yoktur.

Daha önce 57 başvuru yapıldığı için, sorulduğu için, emsal teşkil etmek üzere Bakanlığımız tarafından da bunun kanuna aykırı olmadığı şeklinde üniversitelerimize bilgi verilmiştir.

Bursa'da yapacağımız büyükşehir hastanemiz için, biliyorsunuz, Samanlı'da bir yer belirlemiştik ve burada projeler yapıldı, ihalelerimiz devam ediyor. Maalesef, yürütmeyi durdurma kararı verildiği için alanla ilgili olarak, beklemek zorunda kaldık ama öyle ümit ediyorum ki Yunuseli'ndeki araziyi, silahlı kuvvetlerden oranın bir bölümünü alabileceğiz ve aslında ön görüşmelerimizi yaptık. Bu gerçekleşirse Bursa için daha güzel bir yer imkânı olmuş olacak.

İLHAN DEMİRÖZ (Bursa) - Nilüfer var bir de Sayın Bakanım.

SAĞLIK BAKANI RECEP AKDAĞ (Erzurum) - Kullanılmayan bir domuz gribi aşısı Türkiye'de yoktur Değerli Milletvekilim. Türkiye'de 3 milyon domuz gribi aşısı kullanılmıştır, 3 milyon doz da antijeninin değiştirilme hakkıyla birlikte satın alınmış durumdadır. 43 milyon doz bağlantı yapmıştık ama yalnızca 6 milyon dozla ilgili bir ödeme yaptık. Bunu da tavzih etmiş olayım.

Diğer sorulara yazılı olarak cevap vereyim, sürem bitti.

Hepinize teşekkür ediyorum.