GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ERZURUM İLİ TORTUM İLÇESİ BAĞBAŞI BELDESİNDE YAPILMAK İSTENEN HİDROELEKTRİK SANTRALLERE İLİŞKİN
Yasama Yılı:2
Birleşim:4
Tarih:06.10.2011

OKTAY ÖZTÜRK (Erzurum) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Erzurum ilinin Tortum ilçesine bağlı Bağbaşı beldesinde aslında iki yıldır, ama son bir aydır HES projesinden dolayı yaşanan birtakım hadiseler var. Tokat Milletvekilimiz, Genel Başkan Yardımcımız Sayın Reşat Doğru Bey ve Elâzığ Milletvekilimiz Enver Bey'le beraber Erzurum'a gittik hadiseleri yerinde inceleyelim diye. Vatandaş karşımıza dikildi "Bizim söylediklerimizi Mecliste dile getirebilir misiniz?" Biz de dedik ki: "Yazın verin, aynen okuyalım." Ben şimdi o dilekçenin bir kısmını sizlere arz etmeye çalışıyorum:

"Sayın milletvekillerim, bizler Erzurum ili Tortum ilçesi Dikmen köyünde yaşamaktayız. Köyümüzün de bulunduğu vadimizde Bağbaşı beldesi, Serdarlı beldesi, Pehlivanlı beldesi, Uzunkavak köyü ve Çataldere köyü bulunmaktadır. Vadimizde kış aylarında yerleşik olarak 10 bin kişi, yaz aylarında ise 20-25 bin kişi yaşamaktadır. Ama maalesef, vadi halkı yok sayılarak vadimizde 3 adet HES projesi yapılmak istenmektedir.

Sayın milletvekillerim, bu vadide yaşayan insanların yasal bilgilendirme hakları kullandırılmadığı gibi, HES projesi uygulandıktan sonraki yaşamlarının ve geçim kaynaklarının ne olacağı, projeden nasıl ve ne şekilde etkileneceği hakkında hiçbir yetkili tarafından gerekli açıklama yapılmamıştır. Bizler HES projelerinin vadimizde yapılmasının uygun olmadığı kanaatindeyiz. İki yıla yakın zaman içerisinde çekmediğimiz sıkıntı kalmadı. Kendi hâlinde olan vadi insanını bu projeler sürekli jandarmayla, polisle karşı karşıya getirmiştir ve istenmeyen olaylar çıkmıştır. Hayatları boyu suç işlememiş insanlar karakollardan, mahkemelerden ayrılmaz oldular. Öyle ki, yediden yetmişe kadın, çoluk çocuk bu durumla karşı karşıyadır. Vadimizde 5 kişi dört buçuk ay hapis yatmış, davaları sürmekte, 1 kişi on ay hapis cezası almış, 15 kişiye kimseyle görüşmeme, 53 kişiye tazminat davası, 10 kişiye para cezası, yüzlerce kişiye de soruşturma açılmıştır. Bizler bunları hak etmedik. Halka rağmen yapılmak istenen bu projeler uygulanırsa neler olacağı ve sizlerden beklentilerimizi aşağıda belirtmek istiyorum:

Vadimizde yaşamını sürdüren on binlerce insan, milyonlarca ağaç, binlerce canlı suya dayalı bir yaşam sürmekte. HES projeleri uygulanırsa bu suya dayalı hayat, burada yok olacaktır. Vadi kenarında bulunan bağ, bahçe ve çayırlardan elde ettiği suya bağımlı ürünler olan ağacından organik meyvesine, hayvanların kışlık otuna, aynı zamanda bu ürünlerin fazlasını satarak okuttuğu çocuğunun okul masraflarına kadar her türlü ihtiyaçlarını temin etmektedir. HES projesi uygulanırsa insanlarımızın tüm geçim kaynaklarının elinden alınacağı kesindir.

Vadimiz, tarihi ve kültür yapısıyla da çok önem arz etmektedir ve vadimizde geçmişte yaşamış çok sayıda uygarlığın izlerini bulmak mümkündür.

Vadimizde şu anki şartlara göre oluşan taşınmazlarımızın bir değer arz ettiği gerçektir. Fakat HES projesi uygulandıktan sonra vadinin doğal dengesi bozulacak ve cazibesini kaybedeceği için herhangi bir değeri kalmayacaktır.

Vadimizin şu anki şartları ve yaşam koşullarının yok olmasıyla birlikte topraklarında geçinemez hâle gelecek olan halkımızın zorunlu bir göçe mecbur kalacağı, bu zorunlu göçün koşullarının çok ağır ve sürgün benzeri olacağı da kesindir." Böyle devam ediyor.

Sayın milletvekillerim, HES projesi çalışmalarında, bölge yaşayanları, sulanabilir tarım arazileri ve suya ihtiyacı olan hayvan sayısı bakımından suyun kadim kullanma hakkının miktarının belirlenmesi maksadıyla yapılan keşif ve alınan bilirkişi raporlarının ilkinde, suyun on iki aya yayılan ve değişkenlik gösteren debisine oranla HES projesinin suyun kadim kullanma hakkına tecavüz edeceği rapor edilmiş ve her ne hikmetse ortada veriler rakamsal olarak bilimsel temelde değişmemesi gerekirken, bu konu yorumla değiştirilemezken tamamen baskıyla hazırlatılan ikinci raporda aksi görüşle, HES işletmesinin suyun kadim kullanma hakkına tecavüz etmeyeceğini belirterek, subjektif bir Hükûmet, artı, proje baskı raporu alınmıştır.

Sayın milletvekillerim, enerji politikanızı insanların yaşamlarına ve doğaya müdahaleyle yürütemezsiniz. İdari dikta, baskıcı kararlar ve yanlı tahkikat sistemleri ile sindirme ve korkutma politikalarını terk etmelisiniz.

Bölge halkı ülkesine, milletine sevgi dolu bir halktır. İsyankâr değildir. Devletine, yöneticilere karşı canlarını da alsanız, mallarını da alsanız kışkırtamazsınız. Bu kadar munis, karakterinin temelinde milletine bağlı, devletine saygılı halkı uydurma suçlarla suçlayacağınıza, idari, adli cezalar dayatacağınıza onları dinleyin. Onlar size büyük çoğunlukla oy vermiş bir halktır. Onlar ülkesine sevdalı bir halktır.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OKTAY ÖZTÜRK (Devamla) - Efendim beş dakika konuşmayı bize bahşedenlere teşekkür ediyorum. Ezkaza on dakika olsaydı sayın bakanlar buna kırk dakika cevap verecekti, vaktimizi de onlar alacaktı.

Hepinizi saygıyla selamlıyorum efendim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Öztürk.