| Konu: | SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ (S.S.: 80) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 22 |
| Tarih: | 23.11.2011 |
MUAMMER GÜLER (Mardin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 80 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde şahsım adına söz almış bulunuyorum. Yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın Başkan, sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi konusu son yıllarda en çok tartışılan ve kamuoyunun, özellikle de spor kamuoyunun gündemini meşgul eden bir konu olmuştur. Bu spor faaliyetlerindeki şiddet olaylarının giderek artması o dönemdeki yönetimi alelacele bir kanunla bunu düzenleme zorunda bırakmış ve hepiniz biliyorsunuz, 28 Nisan 2004 tarihinde 5149 sayılı Spor Müsabakalarında Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun yürürlüğe girmiştir. Ben bu Kanun'un uygulandığı, en çok uygulama alanı bulduğu bir dönemde İstanbul Valiliği görevinde bulundum ve şunu da ifade etmek istiyorum: Göreve ilk başladığım hafta İstanbul'un en önemli konusu iki büyük kulübümüzün karşılaşmasında saha dışına çıkarılan seyirciler nedeniyle bir sonraki maçta hangi tedbirlerin alınacağına yönelik düzenlemeydi. Büyük bir ilgi gördü ve orada alınan tedbirlerle de görüldü ki bir kanun ihtiyacı var.
Şimdi, raporda da belirtildiği üzere, bu kanun düzenlenirken kapsamlı incelemeler ve mukayeseli hukuk verileri yeterince incelenemedi. Ayrıca bu tedbirlerle ilgili uygulamalarda çok eksiklikler görüldü. Tabii, bir uygulama yapılmadan da bir kanunun nasıl verimli sonuçlar, nasıl sonuçlar getireceğini anlamak mümkün değildir. Burada idareci arkadaşlarım var, spor yöneticileri de var. Özellikle, hemen ifade ediyorum, o zaman da biz bunu dile getirdik, hatta spor yöneticileriyle, üst yöneticileriyle de aramızda bazı ihtilaflar da oldu yani "İl spor güvenlik kurulları niçin yeterince çalışmıyor, cesaretli davranmıyor?" şeklinde bazı tarizlere de maruz kaldık ama bakın, o 5149 sayılı Kanun'da taraftar temsilciliği konusu, müsabakalardan men, para cezaları, para cezalarının tahsili, özellikle de basına bilgi ve demeç veren gerek spor muhabirleri, basın ve televizyon mensupları ve spor yöneticileri, yöneticiler dâhil, teknik direktörler dâhil, hatta sporcular dâhil, bunlarla ilgili cezaların biz il spor güvenlik kurullarınca verilmesinin mümkün bulunmadığını, esasen bunların özel bir hukuka tabi olduğunu, bunlarla ilgili disiplin hükümlerinin, idari hükümlerin ilgili ihtisas kurullarında, özerk kurumlarında olması gerektiğini söyledik. RTÜK varken, Türkiye Futbol Federasyonu varken, bunların ayrı hukuk kurulları, ayrı ihtisas elemanları varken, sadece bir spor güvenlik kurulunun vereceği kararla böyle bir uygulamanın yapılmasının mümkün olmadığını söyledik, kimseyi inandıramadık ama sonuçta, bırakın bu tip kararların verilmesini, taraftarlara dahi bunu uygulayamadık. Taraftarlarla ilgili bir ceza veriyorsunuz "Müsabakaya girme." diyorsunuz, kim kontrol edecek bunu? Göz kamerası var mı? Yok. Daha hâlâ Sayın Bakanım, konuşmamda süre kalırsa ifade edeceğim, bundan sonrası için de hem Futbol Federasyonunun hem de Gençlik ve Spor Bakanlığının müsabakalarda zoom'lu kamera sisteminin, girişlerde kontrolü sıklaştıracak, ciddi hâle getirecek düzenlemelerin yapılması elzemdir, yoksa bunu yapamazsınız. Ayrıca, İnternet ortamında bilet alınması zorunludur. Kimin nereye oturduğunu bir anda tespit etmek zorunludur. Ayakta bulunmamaları zorunludur. Bunun gibi daha değişik şeyler vardır.
Bakın enteresandır?
SIRRI SAKIK (Muş) - Sayın Valim, mesela bize bunları uyguluyorsunuz yürüyüş yaparken, basın açıklaması yaparken.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Onları da müsaade ederseniz ayrıca konuşalım Sayın Sakık ama müsaade ederseniz çok vaktimiz olacak.
ALTAN TAN (Diyarbakır) - Bizim kameraların yarısını maçlara gönderin Sayın Valim.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Peki, hayhay efendim.
Şimdi, bu tedbirlerin mutlaka etkin biçimde alınması lazım. Bakın, biz o zaman, taraftarların maçlara gelip gelmemesi konusunu gündeme getirdiğimiz zaman çok oldu. Bugün gelinen noktayı üzülerek görüyoruz ki dört büyük spor kulübü, Futbol Federasyonuyla bu taraftarlarının maça gelmemesi noktasında birleşmek zorunda kalmışlar. Bunun haklı olan yönleri var, tabii etik olmayan yönleri de var. Esasen insanları maçlara getirmektir önemli olan ama taraftarlar da bu konuda gerekli duyarlılığı gösterememişlerdir maalesef. Bunu da bir tarafa koymak lazım.
Değerli arkadaşlarım, Sayın Başkanım; şimdi burada, cezaların ertelenemeyeceğine ilişkin hükümlerin bulunması, bana göre bu tasarının en önemli yönlerinden bir tanesidir çünkü burada hem ertelenemeyeceğine hem de alternatif seçenekli cezaların verilemeyeceğine ilişkin düzenleme, şike ve teşvik priminin en azından teşvik edilmemesi anlamında önemli bir düzenlemedir, bu tasarının en iyi taraflarından birisi budur. Ayrıca, suçtan mahkûmiyet hâlinde yöneticilikten alınması konusu da çok önemli bir düzenlemedir değerli arkadaşlarım. Bana göre bu kanunun da en önemli yönlerinden bir tanesi bu düzenlemedir.
Bir de tabii ki, değerli arkadaşlarım, bana göre en önemli konu, Türkiye Futbol Federasyonunun yani spor ihtisas kurullarının, özerk kurulların bu konudaki yetkilerini kullanmaları cezaların verilmesinden çok daha önemlidir çünkü müsabakalardan veya ligden düşürülme, mali yönden verilecek hükümler, bunun saklı kalması da burada önemlidir.
Şimdi, kamuoyunda tabii bu teklif değerlendirilirken yürütülmekte olan bir davayla ilişkili olarak hep gündeme getirildi. Bunun baskısı altında belki hepimiz, bu rahatsızlığı belki de hisseden arkadaşlarımız var. Şimdi, değerli arkadaşlarım, ben şahsen bunu bu davayla ilgili olarak görmüyorum. Ben de bir kulübün taraftarıyım. Açık söyleyeyim, ben Fenerbahçe Kulübünün kongre üyesiyim. Hepinizin belirli mensubiyetleri de vardır. Ben bunu bir davayla ilgili olarak görmüyorum.
SIRRI SÜREYYA ÖNDER (İstanbul) - Allah başka keder vermesin.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sayın Valim, delikanlı adam renkli takım tutmaz.
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Sizin pek sporla ilginiz olmadığını bana biraz önce söylediniz Sayın Önder, onu ayrıca görüşelim ama sizi ben isterseniz Fenerbahçeli yapmaya çalışayım bundan sonra.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, son operasyon gerçekten de spor kamuoyu için bir milat niteliğini taşıdı. Yani bu operasyondan öncesiyle bu operasyondan sonrası gerçekten kamuoyunun duyarlılıkları, hassasiyetleri bakımından çok önemli bir hâle geldi.
Şimdi, biz, hepiniz illerinizde, ilçelerinizde spor kulüpleriyle ister istemez ilgilenmek durumunda kalıyorsunuz. Spor yöneticilerinin nitelikleri de çok önemli. Spor kulüplerine nitelikli insanların gelmesi de çok önemli. Onları böylesine, böyle çok ağır cezalarla korkutacak, sindirecek, onları görev yapmaktan alıkoyacak bir ceza düzenlemesi bana göre zaten uygun değildi. İfratla tefrit arasında bir yerdeyiz şu anda. İfrat çok ağır cezaların gelmiş olmasıdır. Tefrit de böyle sanki hiç uygulanamayacak bir kanun uygulaması ortamıdır. Bu ikisinin arasındaki şeyin ben bundan sonra sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesinde daha yararlı olacağına inanıyorum.
Şimdi, düşünüyorum ki esasen bu, cezadan da öte değerli arkadaşlarım. Spor yöneticileri için, spor kulüpleri için uğranılan bu disiplin veya ligden düşürülme gibi sonuçlar prestij bakımından gerçekten çok insanları etkileyecek konulardır. Kulüpler için onların spor geçmişlerine, onların misyonlarına hiç yakışmayan hareketlerdir ve özellikle mali yönden de çok önemli sonuçlar doğurur. Yani bence bu konudaki etkiler cezalardan da daha etkili olabiliyor.
Şimdi, bilinen bir söz vardır. Biliyorsunuz, bir musibet bin nasihatten evladır. Şimdi, bu operasyondan sonra da kamuoyunda öyle bir duyarlılık oluştu ki ben bundan sonra -yani bir söz daha var, hani "Bu abdestle epey namaz kılınır." diye bir söz var- bu operasyondan sonra, bu olaylardan sonra kamuoyunda öyle bir dikkat, öyle bir takip var ki bundan sonra spor yöneticileri için de, herkes için de esasen bir caydırıcılık ortamı kendiliğinden gelmiştir diye düşünüyorum ve bu operasyonla da ilgili görmüyorum.
Tabii, bundan sonraki uygulamalarda? Bu kanunun, 6222 sayılı Kanun'un da nasıl uygulanacağını göreceğiz. Bakalım, 5149 sayılı Kanun'dan belki biraz daha etkin, daha sonuç alıcı uygulamalar da gelebilecektir gündeme ama hem Türkiye Futbol Federasyonunun hem de Gençlik ve Spor Bakanlığımızın bu statlardaki şiddet ve düzensizliğin önlenmesine ilişkin tedbirlerde daha takipçi, bu yaptırımları gerçekten sonuç olabilecek bir şekilde? Yani en çok kararları, yaptırım kararlarını biz verdik İstanbul olarak ama bunların uygulama sonuçlarına baktığımız zaman, hiçbir sonucun, hiçbir caydırıcılığın, hiçbir ıslah amacının sağlanmadığını da bu şekilde görmüş olduk. İnşallah, bundan sonra alınacak tedbirlerle de hem sporda şiddet ve düzensizliğin önlenmesi mümkün olacaktır hem de bunun doğal sonucu olarak şike gibi, teşvik primi gibi olayların da önüne geçilmiş olacaktır.
Ben teklifin kanunlaşması hâlinde bu amaca hizmet edeceğini düşünüyorum ve sporda şiddet ve düzensizliğin bizim diğer alanlardaki düzensizliklere de çok önemli ölçüde etki yaptığını da söylemek istiyorum çünkü eğitim seviyemizle spordaki seviye birbirleriyle tabii tutarlı. Bu anlamda, inşallah bu teklif şiddet ve düzensizliğin daha olumlu şekilde, giderilecek biçimde oluşmasına fırsat verir.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
MUAMMER GÜLER (Devamla) - Bu teklif yasalaşırsa hayırlı olmasını diliyor, yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)