GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: SPORDA ŞİDDET VE DÜZENSİZLİĞİN ÖNLENMESİNE DAİR KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN TEKLİFİ (S.S.: 80)
Yasama Yılı:2
Birleşim:22
Tarih:23.11.2011

AK PARTİ GRUBU ADINA HAKKI KÖYLÜ (Kastamonu) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 80 sıra sayılı Kanun Teklifi üzerinde AK PARTİ Grubunun görüşlerini açıklamak üzere huzurlarınızda bulunuyorum. Bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.

Görüşülmekte olan kanun teklifinin esasına geçmeden önce bu kanun teklifinin verilmesine sebep olan, daha doğrusu hâlen yürürlükte bulunan 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun hakkında birkaç bilgi sunmak istiyorum.

Gene, bu Mecliste 2004 yılında çıkarmış olduğumuz 5149 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanun'umuz vardı. Aradan birkaç yıl geçtikten sonra tekrar yeni bir kanun çıkarılması gerçeği ortaya çıktı. Neydi bunun gerekçesi? O zaman Gençlik Spor Genel Müdürlüğü ile gene Futbol Federasyonu ve diğer federasyonlar tarafından hazırlanan ve çıkarılması istenen kanunda idari para cezaları vardı. Bu idari para cezaları ya uygulanamıyordu ya da para cezası verilse dahi tahsil edilemiyordu. Müsabaka yasağı genellikle konulamıyor ama müsabaka yasağı konulmuş olan kişilerin stadyumlara alınmasına engel olunamıyordu. Taraftarların stadyum dışındaki eylemlerine hiçbir çare bulunamadı ve o eylemler devam etti.

Dolayısıyla kanun istenen amaca ulaşamadı, gereği gibi uygulanamadı ve yeni bir kanuna ihtiyaç doğdu. İşte, bu sebepten dolayı 6222 sayılı Kanun gündeme geldi. Bu Kanun'da neler yapılmıştı, kısaca onlardan bahsetmek istiyorum.

Taraftarların bulundukları ilden başka bir ile spor müsabakası için gitmeye başladıkları zaman, ta kendi illerinden çıktıkları andan itibaren diğer ile varıncaya kadar yolda, diğer ile vardıkları şehir içinde, stadyumun çevresinde ve bütün taraftarların gidiş-geliş güzergâhlarında birtakım tedbirler alınmasını, orada yapmış oldukları şiddet eylemlerinden dolayı bir müeyyideye tabi tutulmasını, bunun akabinde de spor müsabakalarına girmekten belirli bir süre yasaklanmasını öngörüyor.

Bunun dışında, stadyumlar tamamen güvenliği sağlamak için kameralarla donatılıyor. Daha önce de vardı ama uygulanamadı. Bu kameraların izlendiği iki tane bölüm var, bu bölümlerde güvenlik güçleri kamera başında bulunuyor, ayrıca spor kulübünün temsilcisi de bu kameranın bulunduğu yerde, stadyumdaki bütün olaylar kameralara kaydediliyor, bu kamera kayıtları da eğer bir olay çıkmış ise, bir suç işlenmiş ise, bu Kanun'da sayılan eylemlerden birisi gerçekleşmiş ise, bu kayıtlar hem spor kulübüne hem cumhuriyet savcılığına tevdi ediliyor.

Bir başka özelliği, müsabaka esnasında özellikle tribünlerde bulunan kişilerden herhangi birisinin spor düzenini, müsabaka düzenini bozması söz konusu olursa, bu takdirde bu kişiler veya bozmaya yönelik eylemlerde bulunan kişiler, güvenlik güçleri tarafından alınarak stadyumda hazırlanmış olan iki tane, iki kulüp için ayrı ayrı hazırlanmış olan ve 20'şer kişilik kapasiteli iki tane bölüme getiriliyor ve burada güvenlik altında tutuluyor.

Bunun dışında, stadyuma girebilmek için artık bundan sonra futbolda en üst lig ve bir alt lig ile basketbol ve voleyboldaki en üst liglerde elektronik bilet uygulaması getiriliyor. Bu bilet uygulamasıyla, maça gitmek isteyenler, spor müsabakasına gitmek isteyenler kulüplerin bulunduğu yerde, stadyumlarda veya önceden gösterilen yerlerde kurulan sisteme gitmek suretiyle çok kısa bir süre içerisinde bir kart alıyorlar, aynı banka kartı gibi, bu karta gidecekleri maçlarla ilgili konu işleniyor, bu kişi elindeki kartla beraber maça gidebiliyor. Eğer kendisinin bir yasağı varsa, yasaklanmış ise kapıya geldiği zaman kart sinyal veriyor ve içeri geçişi yasaklanıyor. Şöyle veya böyle geçmiş ise tekrar tespit ediliyor ve dışarı çıkarılıyor. Ayrıca herkesin yeri önceden belli ediliyor, bir başkasının yerine kesinlikle oturmak yasak, biletsiz olarak gene spor müsabakasına girmek yasak. Bunlar şu anda da yasak fakat bu yeni düzenlemeyle bu yasaklar uygulanmaya başlanacak.

Bunun dışında, müsabaka alanına getirilmesi, taşınması, stadyumun etrafında bulundurulması ve stadyuma sokulması yasak olan bazı maddeler var. Zaten bizatihi taşınması, bulundurulması suç teşkil eden ateşli silah veya patlayıcı maddelerle ilgili hüküm 6136 sayılı Kanun'da ve Ceza Kanunu'nda var. Buradaki suçlar artırılarak hükmediliyor ama bunun dışında, en çok şikâyet ettiğimiz kesici aletler, hatta özellikle döner bıçağı diye tabir edilen bıçak da dâhil olmak üzere çeşitli kesici, delici, bereleyici, ezici aletler ile patlayıcı maddelerin de stadyumlara girmesi yasaklanıyor ve bu yasağa uymayanlara önemli cezalar getiriliyor. Ayrıca, bu saydığımız maddeleri spor alanına sokup da başkalarına temin edenler için daha da ağır bir ceza getiriliyor.

Bunun dışında, en çok rastladığımız, stadyumlarda, karşı taraftarlara, hakemlere, futbolculara veya diğer kişilere çok ağır hakaretler yapılıyordu. Bu hakaretlere elbette ki Ceza Kanunu'muzda suç öngörülmüş ama bir de uluorta hakaret edenler var yani dinleyenler, görenler, duyanlar tarafından bunun bir hakaret olduğu net bir şekilde anlaşılan bazı fiiller var ama karşısında bunun bir muhatabı yok, o zaman kimse bir şey yapmıyordu. İşte bu kanunda buna da önemli bir ceza getirildi ve bu saydığımız cezaların hepsinin sonunda spor müsabakalarına gitmekten yasaklama cezası verildi.

Ayrıca, spor müsabakalarında özel güvenlik görevlilerinin ve resmî görevlilerin hangi şartlarda, nasıl bulundurulacağına dair hükümler getirildi.

Bunun dışında, işte bugün görüşmekte olduğumuz şike ve teşvik primine ilişkin bir düzenleme de yapıldı. Hepinizin bildiği gibi, bir spor müsabakasının sonucunu etkilemek amacıyla bir başkasına kazanç veya sair menfaat temin eden bir kişi şike suçundan dolayı cezalandırılıyor. Bundan dolayı bir menfaat alan kişi de aynı şekilde bu suçun ortağı olarak cezalandırılıyor.

Bu suçun oluşması için iki tarafın birbirine para vermesi şart değil, müsabakanın bu şekilde oynanması da şart değil. Eğer taraflar şike konusunda anlaşmışlarsa, belirtilen menfaat, kazanç yerine getirilmiş olsun olmasın, müsabaka yapılmış olsun olmasın ve müsabaka istenilen anlaşmaya uygun olarak isterse yapılmasın, sadece şike anlaşmasının yapılması hâlinde dahi suç teşekkül ediyor ve tamamlanmış sayılıyor. Dolayısıyla tamamlanmış olarak cezaya hükmediliyor.

Ancak bir taraf şike teklifinde bulunur, karşı taraf kabul etmezse; bu takdirde suç teşebbüs derecesinde kalmış sayılıyor ve teşebbüsten ceza kuruluyor.

Peki, buraya nereden geldik, bu teklife? Şimdi, herkesin düşündüğü ve karşımıza çıkan mevcut Kanundaki şikeye verilen cezanın alt ve üst sınırlarının yüksek olduğu; yani beş yıldan on iki yıla kadar bir ceza bu fiilden dolayı yüksek bir ceza, adil olmayan bir ceza olarak kabul edildi. Dolayısıyla?

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Sadece şike değil, öteki cezaları da düşürün.

HAKKI KÖYLÜ (Devamla) - Teşvik primi de var.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Seyircilerle ilgili cezalar da yüksek.

HAKKI KÖYLÜ (Devamla) - Onları da söyleyeceğim tabii ki. Onlar için ne yaptığımızı, onu da izah edeceğim.

Şimdi, teşvik primi ve şikeyle ilgili ceza, zaten teşvik primi şikenin yarısı olarak değerlendirilmiş ceza açısından.

Bu kanun düzenlenirken rüşvet suçuyla mukayese edildi. Esasında Futbol Federasyonu ile Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü yetkililerinin birlikte hazırlamış olduğu, özellikle Federasyonun ağırlıklı olarak içinde olduğu kanun taslağında bu cezalar çok daha yüksekti. Yani o günlerde belki bazı maçlarda meydana gelen olayların, yani kamuoyunu bayağı rencide edecek tarzda, rahatsız edecek tarzda meydana gelen olayların da belki etkisiyle çok daha yüksek hazırlanmıştı. Ama biz, sonradan bu kanun görüşmeleri sırasında hatta tasarının son şekli verilirken buna müdahil olduk ve cezayı buraya kadar getirdik ama buna rağmen, bu ceza yüksek görüldü.

Cezanın bu şekilde olmasının asıl sebebi, bu suçun rüşvet suçuna benzer bir suç olmasıydı. Rüşvetin Ceza Kanunu'muzdaki karşılığının alt sınırı dört yıldan başlamaktadır. Rüşvet suçunda 2 kişi vardır, bazen 3 kişi olur, bazen bundan mağdur olan birisi de olmayabilir ama 2 kişi arasında kanunsuz bir iş yapılmıştır. Burada ne vardır? Buradaki taraflar, bu şike anlaşmasından zarar gören taraflar kimlerdir? Şike anlaşmasından, bu şike ile maçın şikeye uygun olarak sonuçlanmasından dolayı zarar gören karşıda başka bir futbol kulübü vardır, bu kulübün yöneticileri, futbolcuları vardır, bu kulübün binlerce, on binlerce taraftarı vardır, Toto oynayanlar vardır, İddaa, bahis oynayanlar vardır. Bunların hepsi bundan mağdur olmuştur, zarar görmüştür. İşte bundan dolayıdır ki, bu suçun mağdurlarının, zarar görenlerinin çok daha fazla olmasından dolayı şike suçunun cezası daha yüksek tutulmuştur.

Ama görünen o ki kamuoyunda veya siyasi parti gruplarının nezdinde ve futbol camiasında, bunun cezasının bu kadar da çok olması anormal olarak kabul edilmiştir; olabilir, ona bir şey demiyorum. Bu ceza düzenlemesi belki bizim tarafımızdan yapıldığı sırada fazla olmuş olabilir, bunu tabii ki takdirle karşılıyorum. Dolayısıyla, ceza "beş yıldan on iki yıla kadar" olan ceza, "bir yıldan üç yıla kadar" olarak değiştirilmiştir. Başka ne yapılmıştır? 

Tabii ki kamuoyunda şöyle bir algı var şu anda, onun da olmamasını istiyoruz: Beş yıllık ceza bir yıla inince, bu sanki bir afmış gibi değerlendirmeler olabilir. "Hemen hapisten çıkar, ceza da paraya çevrilir, tecil eder." diye düşünenler olabilir ama şunu da gözden uzak tutmamak lazım: Ceza miktarı aşağıya inmiştir, bir yıllık ceza paraya da çevrilebilir, seçenek yaptırımlara da çevrilebilir, hükmün açıklanması da geri bırakılabilir ama işte bu algıyı ortadan kaldırmak için de burada bir denge kurulmaya çalışılmış. Dolayısıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, seçenek yaptırımlara çevrilmesine ve paraya çevrilmesine, ertelenmesine imkân tanınmamıştır. Dolayısıyla bu suçtan ceza alan kişiler hapis cezasını fiilen cezaevinde üçte 2'sini yatmak suretiyle çekecekler, ondan sonra tahliye olacaklardır yani mahkûm olanlar.

Ayrıca, bu suçlar art arda işlendiğinde Ceza Kanunu'nun 43'üncü maddesindeki zincirleme suça bağlanmıştır, birden fazla ise bu takdirde tek suç olarak kabul edilecek ancak cezası dörtte 1'den dörtte 3'e kadar artırılacaktır. Bunun yanında, başka bir artırma hükmü vardır, zaten Kanun'da da vardı fakat o genişletilmiştir, sadece spor kulübünün yöneticileri özellikle buna tabi iken burada kulüplerin teknik heyeti, menajerler veya temsilciler de buna dâhil edilmek suretiyle bu kişiler tarafından eğer bu suç işlenirse ceza buna ilaveten ayrıca yarı oranında daha artırılacaktır. Dolayısıyla bu şekilde dengeli bir yere gelecektir. Bir suç örgütü tarafından, eğer çıkar amaçlı suç işlemeye yönelik kurulmuş bir örgüt tarafından işlenmiş ise ceza yine yarı oranında artırılacaktır, iddia ve bahis olaylarını etkilemek amacıyla yapılmış ise yine ceza yarı oranında artırılacaktır.

ALTAN TAN (Diyarbakır) - Bunu nasıl tespit edeceksiniz?

HAKKI KÖYLÜ (Devamla) - Dolayısıyla yani biraz işin içine girdiğimiz zaman o kadar da çok basite indirgenmemiş ve yine de önemli bir ceza bu suçu işleyenler için kalmıştır.

Şimdi, bir şey daha burada söylemek istiyorum. Bu Kanun yani şu anda yürürlükte olan Kanun bugün Avrupa'da bu konuda düzenlenmiş en iyi kanunlardan birisidir ama henüz biz bunun uygulamasını görmedik. Eğer bunun uygulamasını görürsek özellikle ağırlıklı olarak sporda şiddetin önlenmesiyle ilgili.

Demin Sayın Uzunırmak bir şey söyledi, ona cevap vermek istiyorum.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Cevap değil, ben sana yardımcı olmak için söyledim.

HAKKI KÖYLÜ (Devamla) - Diğer cezalar da şikenin cezasına paralel olarak düzenlenmişti bu Kanun'da. Beş yıldan on iki yıla kadar olan ceza esas alınarak, diğer şiddete ve önceden saydığım yasaklara uymayanlarla ilgili cezalar da buna uygun düzenlenmişti. Ama bunun cezası aşağıya indiğine göre, diğer maddelerde de ister istemez buna paralel olarak bir ceza indirimi sağlanmıştır. Yani o ceza indirimi de ister istemez şu anda dengeye gelmiş denilebilir. Daha önce bu yüksek olduğuna göre o da ona paralel olarak yapıldığı için?

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Eleştirmek için söylemedim, hatırlatmak için söyledim.

HAKKI KÖYLÜ (Devamla) - ?o cezalar da yüksek olarak ister istemez kabul edilmiştir buna paralel düzenlendiği için. Şimdi bunun cezasını aşağıya indirdiğimize göre diğerleri de bir miktar aşağıya çekilmiş ve hapis cezalarından bazıları adli para cezasına çevrilmekle birlikte, önemli bir kısmı da yine hapis cezası olarak muhafaza edilmiştir.

Mahkemelerin yetkisinde bir değişiklik olmuş, ağır ceza mahkemesinin görevinden çıkmış, asliye ceza mahkemesinin görevine girmiştir. Şu hâlde bu suçları soruşturmakla görevli olan savcılar ve mahkemeler, Adalet Bakanlığının teklifi üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu tarafından özel olarak belirlenen ihtisas mahkemeleri olarak çalışmaya da başlamıştır. Bundan maksat, bu suçların çok çabuk soruşturulması ve kovuşturulması ve uzamaya, gecikmeye sebebiyet verilmemesi olarak düşünülmüştür.

Avrupa Konseyi, şu anda Avrupa Konseyine üye ülkelerin bir kısmında sporda şiddetin önlenmesine dair yeterli kanun bulunmadığını, bir kısmındakilerin de eksik olduğunu tespit etmiş ve Türkiye'deki bu kanunun mart ayında Avrupa Konseyinin yapacağı bir toplantıda diğer ülkelere emsal kanun olarak gösterilmesine karar vermiştir. Bu hususu da gözden uzak tutmamak gerektiğini düşünüyorum.

Bu düşüncelerle de yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar )