GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: 2013 YILI MERKEZÎ YÖNETİM BÜTÇESİ VE 2011 YILI MERKEZÎ YÖNETİM KESİN HESAP KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:3
Birleşim:38
Tarih:12.12.2012

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulu, şahıslarınızı saygıyla selamlıyorum.

Değerli arkadaşlar, bakanlığımızın ve yargı kurumlarının 2013 yılı bütçesi münasebetiyle adalet sistemine ilişkin çalışmalarımız konusunda sizlere bilgi sunmak amacıyla huzurlarınızdayım. Bu vesileye, yüce Meclisimizi tekrar saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, adalet sistemi toplumun tümünü yakından ilgilendirmektedir. Toplumun tüm katmanlarının günün birinde adalet sistemiyle yolları kesişebilmekte ve uygulamalardan şu ya da bu şekilde etkilenebilmektedir. Üzerinden yüzyıllar geçmesine rağmen milletler oluşturdukları adalet sistemleriyle anılırlar. İyi bir adalet sistemine sahip toplumlar tarih önünde yüceltilmekte, aksaklıklar ise zihinlerden silinmemektedir. Bizim çabamız tam da bu noktada toplanmaktadır. Gelecek nesillere iyi işleyen bir adalet sistemi bırakabilmek için gece gündüz demeden çalışmaktayız. Sistemin tüm unsurlarının uyum içinde ve aksamadan çalışması için politikalar geliştirmekte ve bunları kararlılıkla uygulamaktayız.

Yürüttüğümüz çalışmaların ana gayesi, vatandaşlarımızın hukukunun eksiksiz olarak korunduğu gelişmiş bir demokrasiye sahip bir ülkede yaşabilmelerini sağlamaktır. Bunun asgari şartı ise güven veren adaletin tahkim edilmesidir. Güven veren adalet sistemine tam anlamıyla ulaşabilmek için belirlediğimiz ilk  politika, yargı organlarının önüne gelen iş yükünün makul seviyeye indirilmesidir. Geçen yıllarda kanunlaşan mevzuat paketleri ile bunun sağlanması amaçlanmıştır. Zira, makul sürede yargılama gibi adaletin kalitesine ilişkin bir mesele ancak makul sınırlar içerisindeki iş yükü ile mümkün olacaktır. Bu kapsamda, mevzuatımızda yer alan yargılamaları yavaşlatıcı hükümlerin tek tek ele alınmak suretiyle değiştirilmesi uygulamaya konulan yeni bir yöntem olmuştur.

Politika geliştirip uyguladığımız bir diğer alan ise insan kaynaklarının ve teşkilat yapısının güçlendirilmesidir. Yüksek yargı organlarının güçlendirilmesi, hâkim ve savcı sayısı ile personel sayısının arttırılması için yürütülen olağanüstü çalışmalar sorun tamamen ortadan kaldırılıncaya kadar devam edecektir.

 Adalet sisteminde değişimin bir diğer unsurunu ise altyapı konusundaki çalışmalar oluşturmaktadır. Yapılan yeni adalet sarayları, fiziki yapısı ve teknolojik donanımı ile önemli bir ihtiyacı karşılamıştır. Uygulamaya koyulan yüksek standartlara sahip bilişim sistemimiz ise daha nitelikli adalet hizmeti sunulmasına zemin hazırlamaktadır.

Yargılamaların makul sürede sonuçlandırılması yanında adalet sisteminin kalitesinin artırılması amacına hizmet edecek diğer bir faaliyet alanı da ceza infaz sistemimizdir. Bugün için infaz kurumlarımızın dünya ölçeğinde de yaşanan kapasite sorunu dışında çok önemli sorunlar yaşamadığını ifade etmek isterim. Ülkemiz demokrasisinin daha da güçlendirilmesinin ancak mevzuat altyapısında ve zihniyet yapısında değişikliğin birlikte gerçekleşmesiyle oluşacağı inancıyla hareket etmekteyiz. Bu nedenle, şu anda yüce Meclisimizin çatısı altında sürdürülen yeni anayasa hazırlıklarını oldukça önemsiyoruz ama yeni anayasamızı beklerken 1982 Anayasası'nın izin verdiği ölçülerde önemli bir değişimi sağlamaya da devam ediyoruz. Bu değişim, başta yeni temel yasalarımız olmak üzere, tüm mevzuatımızda somutlaşmaktadır. Biz, bu değişime insan hakları uygulamalarının geliştirilmesi amacıyla bakanlığımızda oluşturduğumuz kurumsal yapılanma vasıtasıyla katkı sağlamayı da amaçladık.

Değerli milletvekilleri, "Demokratik hukuk devleti olmanın gereği nedir?" dendiğinde aklımıza ilk gelen cevap hak arama yollarıdır. Gelişmiş bir demokraside vatandaşlar sonuç almaya elverişli hak arama yollarına sahip olmalıdırlar. Tam da bu düşünceden hareketle hak arama yollarına her geçen gün yenilerini eklemekteyiz. Anayasa Mahkemesine bireysel başvuru imkânı bunun bir örneğidir. Yıllarca uzun tartışmalara ve akademik çalışmalara konu olan bu alanda ilk defa somut adım atılmış ve gerekli düzenlemeler yapılmıştır. Sistem zaman içerisinde tüm yönleriyle yerleşecek ve vatandaşlarımızın hayatını kolaylaştıran bir mekanizma olarak işlerlik kazanacaktır. Bildiğiniz gibi, bu uygulama, 24 Eylül tarihi itibarıyla fiilen başlamış durumdadır.

Bir diğer yeni hak arama yolu ise Kamu Denetçiliği Kurumudur. Ülkemiz, tıpkı bireysel başvuruda olduğu gibi, bu alanda da ilk defa somut bir adım atmıştır.

Değerli milletvekilleri, daha iyi bir adalet sistemi için yürüttüğümüz çalışmalarla ortadan kaldırmaya çalıştığımız diğer bir sorun da yargılamaların uzamasıdır. Bu konuda önemli mesafe kaydettiğimizi peşinen ifade etmek isterim fakat kaydettiğimiz gelişmelere rağmen, ülkemizde bu sorunun henüz tam olarak bitmediğini, bu sorunun azalarak devam ettiğini belirtmeliyim. Bu durum karşısında hukuk devletinin kayıtsız kalması kabul edilemez. İşte bu soruna karşı öngördüğümüz çalışmalardan biri de tazmin usulünü iç hukukumuza monte etmektir ki buna ilişkin kanun tasarısı Genel Kurul gündemimizde bulunmaktadır. Bu tasarımızın 7 maddesi Genel Kurulda kabul edilmiş, kalan 5 maddesinin görüşmelerine ise inşallah bütçe kanunundan sonra devam edilecektir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; açıkladığım hususların tümü vatandaşlarımızın hukukunun korunup geliştirilmesi içindir. Yeni kurumlar ve başvuru yolları, ülkemiz hukuk sisteminin önemli bir değişim içerisinde bulunduğunun göstergesidir. Bu değişimin bir diğer alanı ise alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemleridir. Bu yöntemler uyuşmazlıklarını çözmek konusunda vatandaşlarımıza barışçıl fırsatlar sunmaktadır. Ceza adaleti sistemimizdeki uzlaşma ve geçtiğimiz aylarda yaptığımız değişiklikle getirdiğimiz ara buluculuk sayesinde, hukuki sorunları çözmenin tek yolu yargılama olmaktan çıkmaktadır. Vatandaşlarımız 2013 yılı Haziran ayından itibaren, dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında uyuşmazlıklarının daha hızlı çözümü için ara bulucuya başvurabileceklerdir, bu da yeni bir çözüm yoludur.

Değerli milletvekilleri, daha önce de belirttiğim gibi, bizim kamu yönetimi anlayışımızın temelinde sorun alanlarını kalıcı biçimde çözme iradesi bulunmaktadır. Ülkemizde hak ve özgürlük alanlarının genişletilmesi gereksiz gerginliklerin engellenmesini sağlayacaktır. Yargıevlerinde tercüme hizmetlerine ilişkin düzenleme de bu anlayışın bir mahsulüdür ve tasarı komisyonda kabul edilerek Genel Kurula kadar gelmiştir.

          Vatandaşlarımızın hukukunun korunması ve geliştirilmesi için önlemler aldığımız alanlardan birisi de -biraz önce ifade ettim- ceza infaz sistemimizdir. Ceza infaz sistemimizde süreç içerisinde meydana gelen bazı ihtiyaçların karşılanması ve infaz sistemimizin insan hakları anlayışımız çerçevesinde geliştirilmesi için bazı önemli değişiklikler yaptık bugüne kadar, yeni değişiklikleri de Meclisimizin, siz değerli milletvekillerimizin huzuruna taşıdık. Bu çerçevede hükümlü ve tutukluların, ailelerinin cenazelerine katılabilmeleri, önemli hastalıkları hâlinde ziyaret edebilmeleri bu düzenlemeler içerisinde yer almaktadır. Hayatını tek başına idame ettiremeyen ağır hasta veya sakat olan mahkûmların infazının ertelenmesi, çocuk hükümlülerin anne ve babalarıyla daha çok vakit geçirmelerine imkân tanınması, cenaze amacıyla izne ayrılan hükümlü ve tutukluların evlerinde kalabilmeleri için ise getirdiğimiz tasarıda özel düzenlemeler söz konusudur. Yine, bu tasarıda iyi hâlli hükümlü ve tutukluların eş görüşü yapabilmeleri de düzenlenmektedir.

Ceza infaz kurumlarının idaresinde zihniyet değişiminin bir unsuru da denetim mekanizmalarıdır. Bundan yola çıkarak ceza infaz kurumlarımızda iyileştirmeler yaparak insani yaşam koşullarını en üst düzeye çekmek için mücadelemizi verirken, buralara yönelik denetim mekanizmalarının etkinliğinin artırılması için aynı gayreti sarf etmiş bulunmaktayız. Attığımız her adımın yasalar kapsamında gerek Bakanlığımız ve gerekse Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından, sivil toplum örgütleri ve uluslararası kuruluşlar tarafından izlenmesine imkân tanınmıştır. Bugün geldiğimiz noktada ceza infaz kurumlarımız 5 temel denetim türüne tabidir. Bunlar: İdari denetim, adli denetim, sivil toplum denetimi, Parlamento denetimi ve uluslararası kuruluşların denetimidir.

Değerli milletvekilleri, ceza adalet sisteminin sadece hürriyeti bağlayıcı ceza ya da ekonomik nitelikteki cezalarla sınırlandırılması gelişmiş ülkelerde uzun yıllar önce terk edilmiştir. Bu nedenle, ceza infaz sistemimize denetimli serbestlik uygulaması dâhil edilmiştir. Denetimli serbestlik, şüpheli, sanık veya hükümlünün toplum içerisinde denetim ve takibinin yapılarak iyileştirilmesi ve topluma kazandırılması amacıyla, ihtiyaç duyulan her türlü hizmet, program ve kaynakların sağlandığı alternatif bir ceza ve infaz sistemidir.

Denetimli serbestlik, başta suç sayılan fiilleri işleyenler olmak üzere, tüm toplum açısından insancıl uygulamalar içermekte ve ıslah kabiliyetinin yüksek olması nedeniyle bu alanda önemli fırsatlar getirmektedir. Bu uygulama sayesinde basit suçlardan dolayı cezaevlerinde kalan birçok hükümlünün cezası şu anda toplum içerisinde infaz edilmektedir. Amacımız, adalet hizmetlerinin etkinliğinin tam olarak sağlanması yanında, vatandaşlarımızın hayatlarının kolaylaştırılmasıdır.

Değerli milletvekilleri, Genel Kurulda, hizmetlerimiz noktasında anlatacağım çok konu olmasına rağmen AK PARTİ Grubundan milletvekili arkadaşlarımız bu konuların birçoğuna temas ettiler. Ben, aynı konuları tekrar etmek yerine, bu kürsüde gelip eleştiri yapan, tenkit yapan, bütçeyi değerlendiren, yargı sistemimizi değerlendiren muhalefet milletvekillerimizin tespitine dönük olarak görüşlerimi paylaşmak istiyorum. Bu çerçevede değerli milletvekillerimiz bu kürsüde önemli tespitler yaptılar. Bu tespitler içerisinde yapıcı, yol gösterici ve öneri sunucu değerlendirmeler için ben teşekkür ediyorum. Tüm sorunlarımızda olduğu gibi yargımızın da sorunları vardır ve bu sorunların çözümü noktasında ortak akıl ürünü adımların atılması öncelikli tercihlerimizdendir. Ancak burada birtakım değerlendirmelerin tavzihe ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. Bunları sizinle paylaşacağım.

Değerli milletvekilleri, bu kürsüden, görülmekte olan birtakım davalara ilişkin değerlendirmeler yapıldı. Bazı milletvekili arkadaşlarımız birtakım davalar içerisinden birtakım alıntılar yapmak suretiyle tespitlerde bulundular. Oysa bu değerlendirmeleri yapabilmek için o dosyaların tamamına vakıf olmak, iddianamenin tamamını bilmek, dosyadaki delillere vâkıf olmak ve ondan sonra bir değerlendirme yapmak gerekir. O değerlendirmenin de bu kürsüden yapılması, yine Anayasa'mızın 138'inci maddesine göre çok uygun düşmemektedir. Ancak yargı sistemimizin sorunsuz olduğunu iddia etmiyoruz. Türk yargısının belli problemleri vardır, bu problemlerin aşılabilmesi için bir plan dairesinde adımlar atılmakta, çalışmalar yapılmaktadır.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Azalmıyor, problemler çoğalıyor.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bunları zaman zaman bu kürsüden sizlerle paylaşıyoruz ve bunların neticelerini de sizlerle paylaşmaya devam edeceğim.

Burada, Pozantı Cezaevi failleriyle ilgili hiçbir soruşturma yapılmadığına dair bir tespit yapıldı. O hadiselerle ilgili olarak hem ceza infaz kurumunda çalışan görevliler hakkında davalar açılmıştır hem de o olaylara katıldığı, dahli olduğu düşünülen, cezaevinde kalan kişilere ilişkin soruşturmalar ve davalar açılmıştır; bu davaların bir kısmı sonuçlanmıştır bir kısmı devam etmektedir.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Ne zaman ama? Davalar ne zaman açıldı Sayın Bakan? Milletvekili arkadaşlarımız gittikten sonra açıldı o davalar.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, onun dışında, buradan bir milletvekili arkadaşımız Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Aslında birden çok milletvekilimiz değindi ancak yine bizim grubumuzdan bir arkadaşımız HSYK'yla ilgili tespitleri paylaştığı için detaylarına girmiyorum ancak burada getirilen bir öneri dikkatimi çekti, o da şudur: HSYK üyelerinin bir sefer seçilmesi, 2'nci defa seçilmemesi yönünde bir öneri getirildi ki -MHP Grubundan bir milletvekili arkadaşımız bunu önerdi- bu düşünülebilecek bir husustur. Belki süreler bir yıl, iki yıl arttırılır ve üyeler tekrar seçilemeyecek hâle getirilir; bu da HSYK üyelerinin daha rahat çalışmasına zemin hazırlayabilir diye düşünüyoruz.

Onun dışında, sadece bir partiden değil birden çok partiden milletvekillerimizin dile getirdiği bir konu var, o da şu: Türkiye'deki tutuklu gazeteciler meselesi ve bunun, dünyada en çok tutuklu gazeteci barındıran ülkenin Türkiye olduğu tespitleri.

Değerli milletvekilleri, bu konu geçen yıl 2011 bütçesinde de dile geldi, o bütçe görüşmeleri esnasında da bu tartışmaları yaptık. Ben, şunu bu kürsüden ifade ediyorum: Türk demokrasisinin ve hukuk sisteminin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve İnsan Hakları Sözleşmesi karşısında atılması gereken adımları olduğunu biz kendimiz ifade ediyoruz. Bu adımların atılabilmesi için ciddi çalışmalar yaptığımızı da ifade ettik.

2011 yılında Avrupa Konseyiyle Ankara'da bir çalıştay düzenledik ve bu çalıştayda, Türkiye aleyhine verilen ihlal kararlarının gerekçeleri, nedenleri ve bu nedenleri ortadan kaldıracak atılması gereken adımların tespiti noktasında uzunca bir çalışma yapıldı ve bu çalışma sonucunda ortaya çıkan ürün "4'üncü Yargı Paketi" adı altında kamuoyunda bilinen çalışmadır ki şu anda Bakanlar Kurulumuzun gündemindedir. İnşallah, oradan bu paketi Parlamentomuza gönderdiğimiz gün, ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü konusunda dile getirilen eleştirilerin önemli bir kısmını karşılamış olabileceğimizi düşünüyorum.

Yalnız, benim Genel Kuruldan bir istirhamım var, o da şudur: Gerek tutuklu gazeteciler konusu gerekse bu ülkedeki tutuklu öğrenciler konusu hususunda çok rahat değerlendirmeler yapılmaktadır.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Milletvekilleri Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Milletvekillerini de buna katabiliriz. Milletvekillerinin sayısı bellidir, o konu üzerinde bir spekülasyon yok, onun için ifade etmedim ama tutuklu gazeteciler ve tutuklu öğrenciler konusunda çok afaki ve farklı rakamlar ortada dolanmaktadır. Geçen yıl bütçe görüşmelerinde CPJ'nin 2011 yılı Türkiye raporunda Türkiye'de cezaevlerinde 8 tutuklu gazeteci olduğunu raporladığını ifade etmiştim bu kürsüden. Bunun üzerine, CPJ'ye karşı meslek örgütlerinden ciddi bir tepki yöneldi. 2011 yılındaki bu rapordan sonra CPJ, 2012'de 76 kişilik bir rapor yayınladı. Ne hazindir ki bu 76 kişilik rapordan 70 tanesi 2011'de de olmasına rağmen, 2011 yılında bunlar gazeteci olarak görülmemişti. 2011 yılında CPJ'ye sorulduğunda "Niçin `8 gazeteci' diye raporladınız? Cezaevinde çok sayıda gazeteci var." denilmişti. O zaman CPJ şu açıklamayı yaptı: "Gazetecilik mesleği ile cezaevinde bulunmaları arasında bağ kurabildiğimiz 8 kişi var." demişti 2011'de.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - İşte bu bağı neye göre kuruyorsunuz Sayın Bakan?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - CPJ'nin bu açıklaması Milliyet gazetesinde yayınlanmıştı. (CHP sıralarından gürültüler)

Değerli arkadaşlar, burada bir polemik yapmak amacıyla bunları söylemiyorum ama şunu ifade edeceğim.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Yani bakın, gazetelerde de var, İran'dan ve Çin'den daha fazla tutuklu gazeteci Türkiye'de var mı yok mu Sayın Bakan?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sorunlarımız olduğunu söylüyorum ama bu sorunları olduğundan büyük göstermek için, ülkemizi, içeride ve dışarıda, olmayan bir şeyle itham etmek için aşırı gayretkeşliğin hepimize zarar vereceğini ifade ediyorum.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, yarın 100 bin kişi Silivri'de olacak, 100 bin kişi!

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - 76 kişilik raporu ekim ayında açıklayan CPJ, dün itibarıyla bu 76 kişilik raporu revize etmiştir, 49'a indirmiştir. Ekimden bu yana ne değişti de 76 kişilik rapor 49'a indirilmiştir?

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - Gene dünya birincisisiniz.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - 49 da olsa yine dünyada birinci sıradayız Sayın Bakan. 49 az mı?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Adalet Bakanlığının açıklamaları hem yurt içinde hem yurt dışında ilgili platformlarda paylaşılmıştır, bunun üzerine 76 kişilik liste dün itibarıyla 49'a indirilmiştir.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Peki, az mı 49, az mı?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ben buradan ilan ediyorum, bu 49 kişilik liste de indirilecektir çünkü hâlen bu 49 kişilik liste içerisinde -buradan çok net ifade ediyorum- banka soyan, adam öldüren, polis öldüren, bekçi öldüren, adam kaçıran, gasp yapan?

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Kaç tane?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kaç tane, Sayın Bakan söyleyin, tek tek söyleyin.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Kaç tane Sayın Bakan, kaç kişi var?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Sayarım buradan.

ERTUĞRUL KÜRKCÜ (Mersin) - O, suçlama; karar değil.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bu yargılananlardan 7'sinin davası bitmiştir, mahkûmiyetleri kesinleşmiştir.

Benim değerlendirmelerim bu kürsüde, yargılaması bitmiş, mahkûmiyetleri kesinleşmiş olanlar içindir. Onun dışında, yargılaması devam edenler için herhangi bir tespit yapmıyorum, o yargılamalara saygı gereği, etkilememe endişesinden dolayı bunları değerlendirmiyorum.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Kaç tutuklu öğrenci var Sayın Bakan?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - 7 kişi kesinleşmiş. Bu 7 kişinin fiillerini okurum burada; bunların gazetecilikle ilgisi yoktur.

Dün İstanbul'da 1 polisimiz şehit edildi. O polisi şehit eden katilin tabi olduğu örgüt mensuplarının işlediği fiillerdir bunların bir kısmı. Bunlara, sadece gazeteci sayısını arttırmış olmak adına lütfen sahip çıkmayalım. (AK PARTİ sıralarından alkışlar, CHP sıralarından gürültüler)

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, hiç kimse sahip çıkmıyor.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Gerçekten gazetecilik faaliyetinden dolayı bu ülkede cezaevinde olan varsa?

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Balbay? Balbay?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?onların sorunlarını çözmek için beraberce burada çalışalım. Bunu reddetmiyoruz. Bunlar için?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Mustafa Balbay kimin katili Sayın Bakan? Mustafa Balbay'ın suçu ne?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Onlar için de çalışılabilir. Gerçekten gazetecilik faaliyetinden dolayı cezaevinde olanlar için oturur ortak akıl ürünü çözümler üretebiliriz, ama?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Soner Yalçın banka mı soydu Sayın Bakan? Dört yıldan beri tutuklu Soner Yalçın banka mı soydu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?elinde silahla soygun yapıp, adam öldürenleri, ne olur, bu kürsüye, Türkiye'nin önüne gazeteci olarak getirmeyin. Sizlerden bunu rica ediyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sayın Bakan, Mustafa Balbay adam mı öldürdü, Soner Yalçın adam mı öldürdü?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, Ergün Poyraz, Soner Yalçın banka mı soydu?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, bir diğer konu, aynen tutuklu gazeteciler gibi tutuklu öğrenciler mevzusudur.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Zeynep Kuray adam mı öldürdü?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu memlekette tutuklu öğrencilerle ilgili çok sayıda haberler yapıldı.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Böyle adalet olmaz.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bakın, ben sizi dinledim, az sabrederseniz az bir sürem kaldı.

KAMER GENÇ (Tunceli) - Doğru bilgi vermiyorsunuz ki.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Yarın 100 bin kişi Silivri'de olacak Sayın Bakan. Silivri'de adaletten bahsedebilir misiniz?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu Parlamentoda milletvekili olan bir arkadaşımız bir açıklama yaptı cezaevlerinde üniversitelerden 500 öğrenci tutuklu diye.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Az söylemiş Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Biz, bu arkadaşımızı aradık, kendisinden şunu rica ettik: Dedik ki; değerli milletvekili arkadaşım, bu isimleri bizimle paylaşır mısın, biz de bir çalışma yapalım. Israrla istedik, bize 227 kişilik bir liste gönderebildiler. 500 kişi açıklama yapıldı, 227 kişilik bir liste geldi.

İDRİS BALUKEN (Bingöl) - Az mı Sayın Bakan!

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bu liste üzerinde çalışma yaptık, sizinle paylaşıyorum. 40 tanesi cezaevine hiç girmemiş, kaydı yok cezaevlerinde, 52'si tahliye olmuş, 25'i ilkokul mezunu, 110 kişi üniversite öğrencisi.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Tahliye olanlar kaç ay sonra tahliye olmuş Sayın Bakan? Tahliye olanlar kaç ay cezaevinde yattılar Sayın Bakan?

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - 110 kişinin cezaevinde bulunma nedenlerini burada paylaşırsam, gene ortaya birtakım nizalı şeyler çıkacak.

Değerli arkadaşlar, gazeteci, avukat, öğrenci, mühendis, dişçi, kim olursa olsun?

VELİ AĞBABA (Malatya) - İçeride çocuklar var Sayın Bakan.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?eğer hırsızlık yapıyorsa, adam öldürüyorsa, gasp yapıyorsa, birtakım kasıtlı taksirli suçlar işliyorsa, bununla ilgili çalışmalar elbette yapılacaktır.

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Hırsızlar dışarıda, milletvekillerimiz içeride.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Daha sonra Tutuklu Öğrenciler Dayanışma İnisiyatifi 771 kişilik bir liste yayınladı, tutuklu öğrenci. Onların listesini aldık, çalışma yaptık. Burada tek tek detaylarını satır satır paylaşabilirim. Üniversite öğrencisi olan 87 kişi?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Sayın Bakan, bu tabloyu ne olur savunmayın, Adalet Bakanı olarak bu tabloyu savunmayın ya! Bu savunulacak bir tablo değil, utanılacak bir tablo.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Bize bir soru önergesi verilmiş.

Değerli milletvekilleri, var olan sorunlarımızı abartarak, olduğundan fazla göstererek?

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas)  - Sayenizde bu memlekette adalet kalmadı, adalete güven kalmadı.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - ?Türkiye'yi yurt dışında, yurt içinde farklı gösterme çabalarını doğru bulmadığımı ifade ediyorum.

3'üncü Yargı Paketi çıktı, milletvekili arkadaşlarımızın bir kısmı dediler ki: "Bu yargı paketi çıkarıldı ama hiçbir şeye yaramadı." Bakın, o paket içerisinde adli kontrol uygulamalarının üst sınırını kaldırmıştık. Onun sonucunu sizinle paylaşayım. 2012 Ocak ayında adli kontrolden dolayı tutuksuz yargılanan kişi sayısı 1.775 kişiymiş. Temmuz'da 3'üncü paketi çıkarttıktan sonra üst sınırı kaldırdık. Kasım ayı rakamlarını veriyorum: Kasım ayında 5.323 kişi tutuksuz yargılanmak üzere adli kontrolle serbest bırakılmış.

ALİ ÖZGÜNDÜZ (İstanbul) - Milletvekilleri hariç. Onu söyleyin Sayın Bakan, milletvekilleri hariç.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - 3 kattan fazla işe yaramış, sonuç vermeye başlamış.

Başka? 3'üncü Yargı Paketi sonucunda 34 bine yakın denetimli serbestlik suretiyle cezaevinde bulunan kişi tahliye olmuş, cezasını toplum içerisinde çekmeye başlamış. Başka? Gazeteci, yazar çizerlerin de içerisinde olduğu 500'e yakın kişi bu 3'üncü Yargı Paketi'ndeki düzenlemelerden yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmış.

ALİ İHSAN KÖKTÜRK (Zonguldak) - Sayın Bakan, adi suçluları bırakıyorsunuz, siyasi suçlular içeride.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Devri iktidarınızda adalet kalmadı Sayın Bakan. Bir bardak su daha iç bu söylediklerinin üzerine! Bir bardak su daha iç!

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Değerli milletvekilleri, ben burada beş saatten beri sabırla muhalefeti dinledim ama benim yirmi dakikalık, yirmi beş dakikalık konuşmama tahammül edilemedi.

MALİK ECDER ÖZDEMİR (Sivas) - Ama tahammül edilecek gibi değil ki Sayın Bakan. Bu ülkenin en büyük problemi adaletsizliktir. Sizin devrinizde oldu.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Devamla) - Ben Türkiye'de her geçen gün yargının sorunlarını küçülterek, geleceğe dönük, güven veren adaleti tesis etme yolunda attığımız adımlara kararlılıkla devam edeceğimizi ifade ediyor, Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

DİLEK AKAGÜN YILMAZ (Uşak) - Kaç milletvekili daha tutuklayacaksınız Sayın Bakan!

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.