GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:129
Tarih:01.07.2012

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkanım, değerli milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Tasarının 95'inci maddesiyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun tutuklama nedenlerini tanımlayan 100'üncü maddesinde değişiklik öngörülüyor. Ceza Muhakemesi 100'üncü maddesi tutuklama nedenlerini sayıyor. Bunun için bir kuvvetli suç şüphesinin varlığını, kaçma ya da delilleri karartma tehlikesinin varlığını esas olarak genel tutuklama nedeni olarak kabul ediyor. Buna ilave olarak da suçun katalog suçlardan olması nedeniyle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100/3'üncü fıkrasında katalog suçlarıyla soruşturma yapılmış olması hâlinde o genel tutuklama nedeni dediğimiz kaçma ve delilleri karartma tehlikesinin varsayılabileceğini bu nedenle de tutuklanabileceğini öngörüyor.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tutuklama için her şeyden önce kuvvetli suç şüphesinin yeterli olmadığını, aynı zamanda kuvvetli suç şüphesi gösteren somut olguların varlığını şart koşuyor. Bu nedenle de bizim birinci değişiklik önerimiz, kuvvetli suç şüphesini gösteren somut olguların varlığı hâlinde, soruşturulan kişiyle ilgili olmak üzere, somut olguların eklenmesi.

İkincisi: Suçun vasıf ve mahiyeti, ağırlığı ya da hafifliği tutuklama ile ilgili bir sorun değil, yargılama sonunda verilecek ceza miktarıyla ilgili bir sorun olduğunu belirtiyor. O nedenle, suç hangi cezayla müeyyidelendirilirse müeyyidelendirilsin vasıf ve mahiyetinin tutuklama nedeni olamayacağını söylüyor. Bu nedenle de biz, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100/3'üncü maddesinde otomatik tutuklama nedeni hâline gelmiş olan maddenin madde metninden çıkarılmasını talep ediyoruz.

Yine, 100'üncü maddede arkadaşlar "tutuklama yasağı" tanımlanıyor. Tasarıyla da adli para cezasını gerektiren veya hapis cezasının üst sınırı iki yılı aşmayan suçlar için tutuklama yasağı öngörülüyor. Bu, doğru bir düzenlemedir ancak bu yetmez değerli arkadaşlarım.

Burada, aynı zamanda milletvekili seçilen kişilerin, tutuklu kişilerin milletvekili seçildikleri anda tutukluluk hâllerinin sona erdirilmesine ilişkin bizim bir önerimiz vardır. 24'üncü Dönem Parlamentosu açılırken 8 milletvekili arkadaşımızın tutuklu olması nedeniyle bir ayıpla açıldı ve bu Parlamento kendi üyesi olan milletvekilleriyle ilgili uygulamadan kaynaklanan bir sorunu bir türlü çözemedi. Hep çözermiş gibi yapıldı, bu sorun çözülemedi. Şimdi birinci yasama yılını tamamladık ve tatile çıkacağız. Yine bu Parlamento kendi üyelerinin tutuklu olması ayıbıyla tatile çıkacak. Değerli arkadaşlarım, bu ayıptan kurtulmamız lazım. Bu ayıptan kurtulmak için birinci görev de iktidar partisine düşüyor. Aslında bu konuda iktidar partisi 24'üncü Yasama Yılı başlarken muhalefetin bu konuda bir önerisi olup olmadığını ısrarla söylemişti "Muhalefet bir öneri getirsin." demişti. Hâlbuki sorunları çözme görevi iktidarındır. Buna rağmen bir öneri getirildi, tarafımdan Ceza Muhakemesi Kanunu'nda değişiklik yapılmasına ilişkin kanun teklifi verildi. Burada genel olarak tutukluluk müessesinin sorunlarının çözümü, özel olarak da tutuklu milletvekillerinin sorununun çözümü var idi ama her nedense bu öneri kabul görmedi. "Muhalefet anlaşsın." denildi, onda da anlaşıldı, yine kabul görmedi. Demek ki iktidar partisi istediği önerileri, istediği düzenlemeleri buradan önergeyle de olsa, Anayasa'ya aykırı da olsa geçiriyor ama bu konuda bu sorunu çözmekten kaçındı.

97'nci maddede yine bu konuda milletvekillerinin tutuklu olmasının Anayasa'nın 83'üncü maddesinin ikinci fıkrasıyla açıklanamayacağını belirteceğim. Bu nedenle, Parlamentonun bu ayıptan kurtulması için, öncelikle iktidar partisi üstüne düşen görevi yerine getirmelidir.

Önergemize bu nedenle destek istiyorum.

Teşekkürler. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.