| Konu: | YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 129 |
| Tarih: | 01.07.2012 |
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Sayın Tanal'ın soruları çok sayıda peş peşe geldi, not alabildiklerimi yanıtlamaya çalışacağım ama kaçırdıklarımı da yazılı olarak, Sayın Tanal, cevaplamaya çalışacağım.
"Uzun tutukluluk bir ihsası rey sayılır mı?" Tabii, buna ilişkin tartışmalar yapılıyor. Soruşturma aşamasında tedbir kararlarını alan hâkim, daha sonra iddianamenin düştüğü ve davanın açıldığı mahkemenin üyesi ise bu anlamda ihsası rey noktasında birtakım tartışmalar yapılıyor. Şimdi, bu tasarıda öngörmüş olduğumuz tedbir ile de soruşturma aşamasında ihtiyaç duyulan hâkim kararlarının mahkeme üyesi olmayan hâkimler tarafından verilmesini sağlayan ve işi sadece bu olan hâkimlerce bu kararların alınmasını sağlayan bir düzenleme öngörülüyor. Bahsettiğiniz sorun ve endişe, tereddüt bu uygulamayla giderilir diye düşünüyorum.
Türkiye dışında, cezaevinde yargılama yapan ülke var mı? Bilmiyorum. Bununla ilgili araştıralım, varsa size bilgi verelim.
Uzun tutuklamayla ilgili ihlal kararlarının sayısı? Evet, bu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinde Türkiye'den yapılmış başvurular açısından uzun tutukluluktan ziyade uzun yargılamalardan yapılmış 2.500'ün üzerinde başvuru var. Bu uzun yargılamaların bir kısmı içerisinde tutukluluk itirazları, şikâyetleri de var. Tam sayısını yazılı olarak verelim ama iç hukuk yolu oluşturma noktasındaki girişimimiz ve tasarımız Parlamentoya gelmiştir. İnşallah, ekim ayının ilk günlerinde bu tasarı yasalaşmakla beraber iç hukuk yolu oluşturulmak suretiyle AİHM'de bekleyen ve o tarihe kadar 3 bin civarına ulaşmasını öngördüğümüz uzun tutukluluk şikâyetlerinin Türkiye'de çözülmesi için adım atılmış olacaktır.
"AİHM'de bekleyen kaç dava var?" dediniz. 15 bin civarında Türkiye'den gidip görüşülmeyi bekleyen dosya var ama bu sayı değişken, sürekli Türkiye'den giden dosyalarla değişebiliyor.
Sayın Türkoğlu'nun sorusuna geliyorum. Anayasa'nın 152'nci maddesine dayalı olarak bir soru sordu, buranın ihlal edilip edilmediğini? Bu tasarı içerisinde Danıştayın ya da idare mahkemelerinin Anayasa'ya aykırılık iddiasıyla bir yasa metnini Anayasa Mahkemesine götürmesi hâlinde sadece buna dayalı olarak yürütmeyi durdurma kararı veremeyeceğine dair bir düzenleme var bu tasarıda. "Bu, Anayasa'nın 152'nci maddesini ihlal etmez mi?" diye sordunuz. Sayın Türkoğlu, uygulamada Danıştayın ve idare mahkemelerinin sadece idari işlemin dayanağı olan kanun hükmünün iptali için Anayasa Mahkemesine başvurması sebebiyle Anayasa Mahkemesinin kararını beklemeksizin idari işlem hakkında yürütmeyi durdurma kararı verdiklerine tanık olmaktayız. Burada bizim bu tasarıda engellemeye çalıştığımız şey, yürütmeyi durdurma kararı verilmesi değil, Anayasa'nın 125'inci maddesinde yer alan hukuka açıkça aykırı olan ve telafisi imkânsız zararlar doğurması ihtimali bulunan işlemlerde elbette ki idare mahkemesi ya da Danıştay yürütmeyi durdurma kararı verebilecektir, bunda herhangi bir engel yoktur. Ancak 125'inci maddedeki şartları tartışmadan ve bu gerekçelere dayanmaksızın sadece Anayasa Mahkemesine iptal için gittiğinden bahisle yürütmeyi durdurma kararı verilmesi tarafları mağdur edebilmektedir. Çünkü bu şekilde yürütmeyi durdurma verdikten sonra iki yıl ya da üç yıl sürebilmektedir davalar ve sonucunda başvuru reddedilirse davanın tarafları mağdur olabilmektedir. Tasarıyla getirilen düzenleme sadece budur.
Bahsettiğiniz Anayasa Mahkemesi kararı 6'ya 5 verilmiş bir karardır ve 5 üye de bunun doğru olmadığını savunmuşlardır. Dolayısıyla biz bu düzenlemeyi yapıyoruz. Anayasa Mahkemesi yeniden aykırı görür ise elbette ki hepimizi bağlayıcı bir karar oluşacaktır.
Sayın Türkoğlu'nun bir diğer sorusu: "MİT soruşturmasına bağlı olarak Başbakandan istenen soruşturma izninin akıbeti nedir?" Şu ana kadar buna ilişkin bir karar verilmediği yönünde bende bilgi var. Bu inceleme, dosya kapsamlı bir dosya. İncelemeler devam ediyor diye biliyorum.
OKTAY VURAL (İzmir) - Süresi yok mu onun Sayın Bakan?
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - 4483'ten ayrı nevi şahsına münhasır bir düzenleme olduğu için olmadığı düşüncesindeyiz.
Sayın Akçay'ın sorusu? "Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasası'nda yapılan değişiklik ile yargılama harçlarının avanslarının peşin alınmasına dair uygulamadan dar gelirli vatandaşlarımız mağdur olabilmektedir. Bu konuda bir yeni düzenleme yapmayı düşünüyor musunuz?" mealinde bir soru sordunuz.
Değerli arkadaşlar, bu düzenleme yakın tarihte yapıldı. Yaklaşık bir yıl kadar oluyor. Düzenlemenin amacı da yargılamada avans masraf ödemelerinden kaynaklanan gecikmeleri önleyebilmek için getirilmiş bir tedbirdir bu madde. Ve burada kesinlikle tarafların dosyada ödeyecekleri masrafa herhangi ilave bir yük gelmemektedir. Süreç içerisinde belli aralıklarla ödemeleri gereken masraflar peşin alınmaktadır ve bu şekilde tarafları masraf ödemeye davet eden zaman kayıplarını önlemek amaçlanmıştır.
Türkiye'de yargıdan yapılan en büyük şikâyetlerin başında uzun süren yargılamalar, makul sürede dosyaların sonuçlandırılamaması şikâyeti vardır. Bu, şikâyetin sona erdirilebilmesi için alınan tedbirlerden bir tanesidir. Davaları makul sürede sonuçlandırabilmek için bu tür tedbirleri almamız zarureti vardır Sayın Akçay.
"Adliye yazı işleri müdürlerinin ek göstergesinin düzeltilmesine ilişkin bir çalışmanız var mı?" diye sordunuz. Bu konuda, Başbakanlıkta, kamu personeli arasında eşitsizlikler, dengesizliklere dönük genel bir çalışma var. Gene Başbakanlığın almış olduğu bir prensip kararıyla, kurumlar, artık her biri ayrı ayrı kendi personelinin bu tür özlük düzenlemelerini yapmasınlar. Tüm kamu personelinin çalışma şartlarını ve ücret politikalarını adil bir şekilde belirlemeye dönük çalışmaya bağlı olarak biz de sonuç bekliyoruz.
SIRRI SAKIK (Muş) - Bizim sorumuza da cevap verin.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Özel, kadın cezaevindeki uygulamalara ilişkin bir soru sordular.
Sayın Özel, buna ilişkin ayrıca özel tim, A takımı ya da Robocop diye adlandırılan bir birim bizde bulunmamaktadır ancak kurumların iç yönetmeliğiyle oluşturulan, kurum içinde meydana gelen olaylara acil müdahale etmek üzere hazırlanmış infaz koruma memurlarının kendi içerisinden silahsız ani müdahale grupları söz konusudur. Bunlar diğer personele göre daha atletik, daha bu konularda başarılı elemanlardan seçilen infaz koruma memurlarımızdır. Özel bir misyonu, özel bir mevzuatı söz konusu değildir.
Kadınlara dönük kötü muameleye ilişkin iddialara dönük olarak da daha önce de bu iddialar gündeme getirildi. Buna ilişkin incelemeler yapıldı. Bu tür iddiaların tamamı tarafımızdan ciddiyetle incelenmektedir ve bu konuda gerçekten kötü muamele yapan personel varsa bunlarla ilgili de işlemler kesinlikle tavizsiz şekilde yapılmaktadır ancak bu tür iddiaların çok az bir kısmı doğru çıkmakla beraber önemli bir kısmı da kamuoyu oluşturma ya da sesini duyurma maksatlı yapılmış birtakım değerlendirmeler olarak sonuçlanıyor.
Şakran Cezaevi'yle ilgili olarak şu ana kadar yaptığımız incelemelerde bahsettiğiniz manada bir uygulamaya rastlanmamıştır.
Sayın Kuşoğlu, İmralı'yla ilgili?
BAŞKAN - Sayın Bakan, lütfen toparlayınız.
ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Son olarak bunu söyleyeyim Sayın Başkanım.
İmralı'yla ilgili, isteyen gitsin baksın, bizde bilgi yok dediniz. Aslında benim ilk cevabım Sayın Vural'ın sorusu üzerine kürsüden yapılmıştır ve bu iddialar temelsizdir, külliyen yanlıştır diye reddettiğimiz bir iddiadır bu. Şu an da aynı şeyleri söylüyoruz. Bizim bilgimiz olmaksızın, Adalet Bakanlığının bilgisi olmaksızın o kampüsten dışarıya çıkartılması imkân dâhilinde değildir, bunu da ifade edeyim.
Diğer sorulara da yazılı olarak cevap vereyim Sayın Başkanım.
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.