| Konu: | TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE ROMANYA HÜKÜMETİ ARASINDA DENİZCİLİK ANLAŞMASININ İMZALANMASI HAKKINDA ( S.S.,41) |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 17.11.2011 |
CHP GRUBU ADINA BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Bakarız, ne konuşulur şimdi. Herhâlde vardır söyleyecek bir şeyler.
Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 41 sıra sayılı Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Romanya Hükümeti Arasında Denizcilik Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunması Hakkında Kanun Tasarısı'nın 2'nci maddesi hakkında Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım.
Değerli arkadaşlar, biraz önce okunan maddeyi dinlediniz. "Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer." diyor madde.
Değerli arkadaşlar, milletlerarası sözleşmeler uygulanmak üzere yürürlüğe girer. Aynı sözleşmenin giriş maddesinde, bu uluslararası sözleşmeyi imzalarken bakın ne denmiş, ne için imzalanıyor bu uluslararası sözleşme. İki ülke arasındaki ticari ilişkileri geliştirmek amacıyla ve buna benzer diğer amaçlarla bir sözleşme imzalıyoruz Romanya'yla Türkiye arasında.
Değerli arkadaşlar, milletlerarası ticari ilişkiler söz konusu olduğunda o ülkenin dışarıyla ihracat ve ithalatı söz konusudur. Bu anlaşmaları niye imzalıyoruz? İthalat yapacağız, ihracat yapacağız. Siz, dokuz yıllık iktidar döneminizde bir ülkede sadece ve sadece ekonominin temelini ithalat üzerine dayandırırsanız ve dokuz yıllık iktidar döneminizde Türkiye'yi ithalat cenneti hâline getirirseniz istediğiniz kadar sözleşmenin yürürlük maddelerini yazın, istediğiniz kadar uluslararası sözleşmeleri imzalayın, o ülkede o uluslararası sözleşmeden beklediğiniz sonucu elde etmeniz mümkün mü?
Bakınız, değerli arkadaşlar, Türkiye'nin dış ticaret açığı daha yeni açıklandı, 83 milyar dolar. Türkiye'nin dış ticaret açığı 83 milyar dolar. Bayram tatilinde bayram ziyareti nedeniyle memleketimdeydim, Aydın'da. Aydın'ın köylerini gezdim. Aydın, dünyanın en güzel tarım ürünlerinin yetiştiği bir bölge. Aydın'da uzun zamandan bu yana çiftçi pamuk eker, yüzü gülerdi, incir çiftçisinin yüzü gülerdi ama AKP İktidarı döneminde 80 bin hektar pamuk ekim alanını dokuz sene içerisinde 40 bin hektara düşürdünüz. Pamukçu perişan.
Bugün Söke Ziraat odası hesabını çıkarmış: 1 kilo pamuğun maliyeti 1 lira 87 kuruş değerli arkadaşlar, 1 lira 87 kuruş. 1,5 lira, 1 lira 40 kuruşa piyasada pamuk satıyor çiftçi, 42 kuruş da prim veriyorsunuz, pamuk çiftçisini 5 kuruşa mahkûm ettiniz, 5 kuruşa çalıştırıyorsunuz pamuk çiftçisini.
Değerli arkadaşlar, dokuz sene içerisinde Türkiye'yi kendi üretebileceği ürünlerin ithal edildiği ve o ithalat üzerinden zenginler yarattığınız bir ülke hâline getirdiniz. Pamuktan kaçtı çiftçi, mısıra yöneldi, şimdi mısırı perişan ettiniz. Toprak Mahsulleri Ofisine mısırı 61 kuruşa verdiler. Toprak Mahsulleri Ofisinde mısır var, çiftçi tarladan mısırını kaldıramadı, arkasından 500 bin ton mısır ithalatı için Toprak Mahsulleri Ofisine yetki verdiniz. 40 kuruşa düştü mısır, şu anda mısır çiftçisi perişan.
İncir hakeza aynı. İncir çiftçisi, incir üreticisi derdini anlatacak kapı bulamıyor. Soru önergeleri veriyoruz, soru önergeleri verdiğimizde yuvarlak cevaplar. İncir çiftçisi prim istiyor. İncir çiftçisi ithalatla ilgili büyük tüccara ezilmemek için devletin şefkatli kollarını istiyor. İncir çiftçisi hiçbir ihraç ürününde olmayan yükleme tarihi diye bir anlamsız ihracat tarihinin kaldırılmasını istiyor. İncir çiftçisinin derdini çözmeyeceksiniz, pamuk üreticisinin derdini çözmeyeceksiniz, kendi zeytinyağı çiftçinizin problemini çözmeyeceksiniz?
Bakın, bütün Ege'de, sadece Aydın'da değil, zeytinyağcı ağlıyor. Yazmış buraya "Zeytinyağına verilen 50 kuruşluk prim yetmiyor." diyor. Çiftçinin söylediği, bugünkü gazetelerde, önünüzde var, herkese dağıtıldı. Değerli arkadaşlar, son sekiz yılın en düşük zeytin fiyatları diyor zeytin üreticisi, son sekiz yılın. Maliyetler yüzde 100 artmış ama fiyatlar yarı yarıya inmiş. Çiftçi söylüyor, ben söylemiyorum. Perişan çiftçi. Yani siz bir taraftan ticaret anlaşması imzalayacaksınız, öbür taraftan pamukçuyu perişan edeceksiniz, mısır üreticisini perişan edeceksiniz, zeytin yağı üreticisini perişan edeceksiniz?
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Hangi ülkede yaşıyorsun ya!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - ?ve kendi ülkenizde, kendi çiftçinizin üretebileceği malı çıkacaksınız, dışarıdan, Amerika'dan, Yunanistan'dan ithal edeceksiniz. Kendi çiftçinizi yoksulluğa, başka ülkenin çiftçisini zenginliğe mahkûm edeceksiniz. Değerli arkadaşlar, ondan sonra?
HÜSEYİN ÜZÜLMEZ (Konya) - Denizciliğe gel, denizciliğe!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Geliyorum, tabii denizciliğe? Bunları bilmeden denizle neyi taşıyacaksınız, denizle? Bunları bilmezseniz denizle gider dışarıdan pamuk getirirsiniz, benim Aydınlı çiftçimi perişan edersiniz deniz ticaretiyle. Bunları bilirseniz deniz ticaretiyle o ülkede ihracatın ne olduğunu, o çiftçinin, kendi insanınızın malını dışarıya satar, kendi çiftçinizi refah içerisinde yaşatmayı bilirsiniz ama sizin böyle bir yaklaşımınız yok.
Değerli arkadaşlar, bakın?
BAŞKAN - Sayın Tezcan, biraz daha ses tonunuzu azaltırsanız, lütfen?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Peki efendim. Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, bakın, kanunun 2'nci maddesi diyor ki: Bu kanun Resmî Gazete'de yayınlan-masıyla yürürlüğe girer.
Şimdi, biraz yanlış yazmışlar bunu. Bana göre Hükûmet bunu yanlış yazmış, böyle yazmaması lazımdı. Ne yazması lazımdı bunun yerine? Bunun yerine Hükûmet şöyle demeliydi: Bu sözleşme Obama'nın işaretiyle yürürlüğe girer, talimatıyla yürürlükten kalkar. Hükûmetin bunu yazması lazımdı.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Obama'nın Romanya'yla ne alakası var?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Niye? Niye yazar bakın? Obama'nın işaretiyle yürürlüğe girer, talimatıyla yürürlükten kalkar diye yazması lazım.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Obama'dan bu kadar mı korkuyorsunuz? Obama'dan bu kadar mı çekiniyorsunuz?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Şunun için arkadaşlar, meydanda: Bakın, Suriye'yle vize anlaşması imzaladınız bir sene önce. Suriye'yle serbest ticaret anlaşması imzaladınız bir sene önce. Ondan sonra birden bu anlaşmaları askıya aldınız, rafa kaldırdınız, şimdi Suriye'yle savaş hâlindeyiz. Suriyeli muhalifleri Türkiye'de ağırlıyorsunuz.
Bakın, gazete kupürleri burada? Gazete kupürleri burada? Suriye'de isyan ordusunun sahiplerini burada eğitiyorsunuz. Niye? Çünkü Obama talimat verdi "Bir sene önce yürürlüğe giren sözleşmeleri koyun bir kenara." dedi. Obama'nın talimatıyla sözleşmeleri yürürlükten kaldırdınız.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Hangi maddede var bu?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, Kuzey Afrika'da Arap baharı size yansıdığı zaman, AKP'ye yansıdığında Obama baharına dönüşüyor?
İHSAN ŞENER (Ordu) - Hangi maddeyi konuşuyorsun?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - ?ve korkarım böyle devam ederseniz Türkiye'yi Orta Doğu cehenneminin içine sokacaksınız.
İHSAN ŞENER (Ordu) - Vay be, felakete bak!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Değerli arkadaşlar, başka bir şey daha var. Şimdi, Anayasa? Bu kanunun 2'nci maddesi üzerine konuşuyoruz. Ne diyor kanunun 2'nci maddesi? Diyor ki: "Bu Kanun yayımı ile yürürlüğe girer."
Değerli arkadaşlar, evet, uluslararası sözleşmelerin nasıl uygulanacağı konusunda Anayasa'mızda da bir hüküm var. Anayasa'mızdaki hüküm de diyor ki bakın, 90'ncı maddenin son fıkrası "Uluslararası sözleşmeler iç hukuk hükümlerinin üstünde ise uluslararası sözleşmelere itibar edeceksiniz." diyor.
AHMET AYDIN (Adıyaman) - Temel haklarla ilgili?
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - E peki, siz bu maddeye bunu yazmışsınız. Avrupa insan hakları sözleşmelerinde Türkiye defalarca mahkûm oldu haksız tutuklamalar nedeniyle. Türkiye'de dört yıldır tutuklu insanlar var, Türkiye'de daha neyle suçlandığını bilmediği hâlde tutuklu insanlar var. Nerede kaldı Anayasa'nın 90'ncı maddesi, nerede kaldı uluslararası sözleşmelerin iç hukuka üstün olduğu? Yani siz önümüze bir kanun maddesini getireceksiniz, diyeceksiniz ki: "Bunu çıkaralım ama uygulayıp uygulamamak, bir, bizim keyfimize bağlı, iki, Obama'nın işaretine bağlı." Yok öyle şey, yok öyle şey. (CHP sıralarından alkışlar) Kanun, uygulanmak üzere çıkarılır.
Değerli arkadaşlar, son olarak?
ZÜLFÜ DEMİRBAĞ (Elâzığ) - Sen yargıyla iktidarı karıştırıyorsun ya!
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Rahatsız olmayın.
Bakın, 2'nci madde çok net?
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
BAŞKAN - Lütfen sözünüzü bağlayınız Sayın Tezcan, bitiriniz.
BÜLENT TEZCAN (Devamla) - Bitiyorum Sayın Başkanım.
Son olarak şunu söylüyorum: Denizcilik anlaşmasıyla ilgili konuşuyoruz. Değerli arkadaşlar, bugün 17 Kasım. Bugün son Padişah Vahdettin'in deniz yoluyla Türkiye'den kaçtığı gün, İngiliz'lere sığındığı gün ve her ne hikmetse Abdülmecid'in 150'nci ölüm yıl dönümünü kutladığınız 17 Kasım Abdülmecid'in ne doğduğu gün ne öldüğü gün. Anlaşılan o ki saltanat sevdası devam ediyor, saltanat kayığına binme hevesiniz devam ediyor ama şunu unutmayın: Saltanat kayığı her daim su üstünde yüzmez.
Hepinize saygılar sunuyorum, teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)