GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESİ HAKKINDA KANUN TASARI VE TEKLİFLERİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:128
Tarih:30.06.2012

SEYFETTİN YILMAZ (Adana) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 278 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 51'inci maddesiyle ilgili verdiğimiz önerge hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Son dönemlerde siyasi iktidar tarafından yargı paketi adı altında ve birbiri ardına yasalaştırılan düzenlemelerin ortaya çıkardığı tablo karşısında bugün tartışılan kanun tasarılarının dikkat ve özenle ele alınması, toplumsal hayata yapacakları etkinin de tüm yönleriyle ortaya konulmasını gerektirmektedir.

Evet değerli milletvekilleri, Adalet ve Kalkınma Partisi, on yıldır ülkeyi yönettiği süreç içerisinde hangi politikaları uygulama noktasında birbiriyle uyuşmayan politikalar izlemektedir. Şimdi terörle mücadelede, önce, seçimlerden önce terör örgütüyle yapılan görüşmeler neticesinde anlaşmalar uyguluyordunuz, ateşkesler ilan ediliyordu. Hepiniz biliyorsunuz ki, Oslo görüşmelerini ilk defa Genel Başkanımız dile getirdiğinde, bugün olduğu gibi Oslo görüşmeleri ısrarla reddedildi. Hatta buradan söylemeye dilimin varmadığı ifade Sayın Başbakan tarafından "İspatlanmazsa" şeklinde ifade edildi ama daha sonra Oslo'da terör örgütünün mensuplarıyla MİT mensuplarının ve Başbakanın özel temsilcisi olarak Hakan Fidan'ın görüşmeleri ortaya çıktığında denildi ki: "Bu görüşmeleri Hükûmet değil, devlet yapmıştır." Ve ondan sonraki süreçte Türkiye'de birtakım gelişmeler oldu. İşte KCK operasyonlarıyla beraber terör örgütüne yönelik çok ciddi operasyonlar Türkiye'de gerçekleşmeye başladı. Fakat son zamanlarda yine gündeme geldi, terörist başıyla Bursa'da görüşüldüğü iddia ediliyor veya birtakım görüşmeler yapılıyor. Şimdi bu görüşmeler neticesinde -mutlaka bunu da Hükûmet yapmıyor, devlet yapıyordur- bu gelişmeler neticesinde mi acaba yine birtakım kararlar alındı da? Şimdi buradan sormak istiyorum: Özel yetkili mahkemeleri Türkiye'de getiren iktidar partisi olarak özel yetkili mahkemeler bu ülkede birtakım icraatları yaparken işte "Terörle mücadele yapılıyor, Türkiye'nin üzerindeki, demokrasinin üzerindeki birtakım güçler bertaraf ediliyor, askerî vesayet ortadan kaldırılıyor." derken ne oldu da şimdi geçenin bir buçuğu bekliyoruz ki özel yetkili mahkemelerle ilgili ne gelecek?

OKTAY VURAL (İzmir) - Zülfüyâre dokunuyor.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Şimdi buradan soruyorum: Özel yetkili mahkemelerin bu kadar önemli işleri ifa ettiğini söyleyen sizsiniz, Türkiye'nin önünü açtığını söyleyen sizsiniz. Evet, Türkiye'nin önünü açıyorsa bu özel yetkili mahkemeler siz milletvekillerinden bile saklanacak kadar ayıp mıdır?

RECEP ÖZEL (Isparta) - Saklanmıyor ki.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Saklanmıyorsa gelin açıklayın. Nedir? Kim ne biliyor? Sayın Başbakan Yardımcınız Bülent Arınç başka ifadede bulunuyor?

OKTAY VURAL (İzmir) - Bakan da bilmiyor ki.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - ?bir milletvekiliniz başka ifadede bulunuyor, başka Başbakan Yardımcınız bir ifadede bulunuyor.

OKTAY VURAL (İzmir) - Komisyon Başkanının bile haberi yok.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Biz sabrediyoruz ama şunu unutmayın: Şeffaf olmak lazım. Elimizi vicdanımıza koyalım, özel yetkili mahkemeler bu ülkede demokrasinin üzerindeki vesayetleri ortadan kaldırırken, şunları yapıyor derken alkışlayan zihniyet bugün ne oldu? Hangi pazarlıklar var ortada? Burada, bir an önce bitsin de, şu 74'üncü, 75'inci maddede bu önerge gelsin de gidelim diye bu insanları bu saate kadar bekletmenin bir mantığı yok. Çıkın açıklayın, tartışın. Ben iddia ediyorum: Kendi vekilleriniz bile bilmiyor, bilmiyor. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

OKTAY VURAL (İzmir) - Cesaret yok ki getirecek.

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Biliyorlarsa açıklasınlar ne getirdiğini. Özel yetkili mahkemeler bu kadar önemliyken niye bunu kanun tasarısının içerisinde getirmiyorsunuz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Korkarlar! Bakanlar Kurulunda çatlak var!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bir aydır konuşuluyor, Başbakanınız ayrı söylüyor, Başbakan Yardımcısı ayrı söylüyor, milletvekili, komisyon başkanları ayrı söylüyor.

OKTAY VURAL (İzmir)- Koalisyon istemiyor...

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Neden utanıyoruz, neyi saklıyoruz?

OKTAY VURAL (İzmir) - Yürek lazım, yürek!

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Bizim bilmediğiniz, birilerine verdiğiniz bir sözler mi var? Dün beraber birileriyle yürüdüklerinizi bugün arkadan bıçaklama noktasına geldiniz. Bunu savunmaktan mı çekiniyorsunuz?

Şimdi, bakın, çok açık ve net söylüyorum: Samimiyetle hareket etmezsek? Veya şunu söyleyeyim, haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır. Bugün ellerinizi kaldırabilirsiniz.

Bakın, bunu her şeyde yapıyorsunuz. 12 Eylül referandumundan önce bizim Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu okuyarak ülkücüler üzerinden siyaset yaptınız ama aynı şekilde "Ülkücüler Fatiha'yı bile bilmez." diyerek ülkücüleri incittiniz. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

RAMAZAN CAN (Kırıkkale) - Ne alakası var?

SEYFETTİN YILMAZ (Devamla) - Ülkücüler Fatiha'yı da bilir, ülkücüler Allah'ını da bilir, ülkücüler peygamberini de bilir. Biz "Nizamı âlem davası" diyerek geldik, biz "İlâyı kelimetullah davası" diyerek geldik, biz "Hak din İslam" dedik. Biz bunların hepsini biliyoruz ama bunların üzerinden siyaset yaparak bizleri küçük düşürmeye çalışmak, ülkücü camiayı rencide etmek hak ve hukukuna hiç kimse sahip değildir. Bugün bunu yapanların yarın neler yapacağını tarih yazacaktır. Bugün oy çokluğuna sahip olabilirsiniz, bugün bu koltuklarda oturabilirsiniz ama tarih önünde vicdanen bunun hesabını vereceksiniz.

Hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Sayın Yılmaz, teşekkür ediyorum efendim, sağ olun.