| Konu: | SAĞLIKTA DÖNÜŞÜM ADI ALTINDA BAŞLAYAN AİLE HEKİMLİĞİ UYGULAMASININ BAŞLADIĞI GÜNDEN BUGÜNE KADAR SONUÇLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ, YAŞANAN MEVCUT SORUNLARIN TESPİTİ VE GİDERİLMESİ AMACIYLA, TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNE VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN, GENEL KURULUN 17/11/2011 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMDE YAPILMASINA İLİŞKİN BDP GRUBU ÖNERİSİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 20 |
| Tarih: | 17.11.2011 |
YILDIRIM MEHMET RAMAZANOĞLU (Kahramanmaraş) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.
Çok değerli milletvekili arkadaşlarım, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Öncelikle, biraz tansiyon yükselir gibi oldu, onun için konuyla tam ilgisi olmayan bir başka konuyla kısa bir giriş yapmak istiyorum izin verirseniz.
Öncelikle, daha önce yerinden söz alan arkadaşlarımızdan biri demişti ki: "AK PARTİ'de hekim yok da mı diğer arkadaşlar cevap veriyor?" Biraz önce gördüğünüz gibi Sayın Türkan Dağoğlu Hocamız bu konuyla ilgili bir konuşma irat etti. Ben de bir doktor olarak, hem çocuk sağlığı, hastalıkları hem nöroloji uzmanı olarak sizlerin karşısındayım ve şundan eminim: Tüm diğer gruplarımızda, siyasi partilerimizin gruplarında hakikaten çok kıymetli meslektaşlarımız var, tabii, AK PARTİ Grubunda da değerli meslektaşlarımız var.
Açıkçası, burada bazı teknik konular konuşuldu, onun için bu teknik konulara ben de çok fazla detaya girmeden devam etmek ve bazı cevaplar vermek istiyorum fakat öncelikle şunu ifade edeyim arkadaşlar, yine biraz daha tansiyonu düşürmek adına: "Bilim, iletişim ve teknoloji" başlıklı bir sohbet grubu kurduk. Değerli milletvekillerimizin tümüne açıktır. Bu, tamamen ideolojiden, partiden, siyasetten bağımsız, kendi aramızda, belli saatlerde bilim, iletişim ve teknoloji sohbeti yapmak üzere? Böyle bir gruba ben sizleri şimdiden davet ediyorum. Bununla ilgili toplantı saatlerini bilahare deklare edeceğiz inşallah.
Değerli arkadaşlar, konumuza gelirsek? Bir önceki Konuşmacı Kardeşimin, Değerli Meslektaşımın sözlerine aynen katılıyorum. Sağlıkta Dönüşüm Projesi gerçekten tam bir yıkım projesi olmuştur. Neyi yıkmıştır? Doktorlarla hastalar arasındaki duvarları yıkmıştır. Doktorlarla hastalar arasındaki problemli ilişkileri yerle bir etmiştir. Dolayısıyla, şimdi aile hekimliği üzerinde çok duruldu, zaten verilen önerge de bu konuyu ilgilendirdiğinden dolayı onunla ilgili bazı bilgiler arz etmek istiyorum.
Açıkçası 2005 yılında yürürlüğe giren, uygulaması başlayan aile hekimliği ne zaman tamamlanmıştır, uygulama çerçevesi? 2010 yılında tamamlanmıştır. Değerli arkadaşlar, beş yılda böyle muhteşem bir projenin tamamlanması yani aile hekimliği müessesesinin tüm Türkiye sathına, 74 milyon nüfusumuza hitap eder hâle getirilebilmesi gerçekten kolay bir iş değildir. Tabii, bunlarla ilgili olarak bazı rakamlar vermek gerekirse, hep 2002 yılıyla karşılaştırmak istiyorum izin verirseniz.
Şimdi, 2002 yılıyla 2010 yılı verilerini birbiriyle karşılaştırdığımız zaman şunu görüyoruz: 2002 yılında sağlık ocaklarına müracaat eden toplam hasta sayısı 59 milyon iken, 2010 yılı sonu itibarıyla, bir yılda müracaat eden hasta sayısı 199 milyona ulaşmıştır. Yani hemen hemen 4 kat daha fazla poliklinik yapılmıştır.
ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - Millet çok hasta olmuş yani!
YILDIRIM MEHMET RAMAZANOĞLU (Devamla) - Eğer sadece sağlık ocaklarını değil, tüm devlet hastanelerini, üniversite hastanelerini, tüm sağlık kurumlarını dikkate alırsak 280 milyon poliklinik yapılmıştır 2010 yılında. Bunu 2002'yle karşılaştırdığımız zaman yaklaşık 65 milyon poliklinikle karşılaştırıyoruz, yine aşağı yukarı 4 kat fazla bir poliklinik sayısıyla karşı karşıyayız.
112 Acil? Açıkçası arkadaşlar, 112 acil servisleri merkezlerinin sayısı 4 kat artırılmıştır. Yine 2002 ile 2010 yılı arasındaki rakamları karşılaştırıyoruz.
Bir başka önemli husus şu: Hastalar üzerinden muayene odası karşılaştırması yaptığımız zaman, bir muayene odası başına düşen hasta sayısı 4 kat azalmıştır, yani 10.786'dan 3.650'ye inmiştir bir muayene odası başına düşen hasta sayısı. Bu da hastalarımıza sunulan imkânların ne kadar arttığını, hastanın doktoruna, tedavisine ulaşabilme imkânlarının ne kadar çeşitlendirildiğini göstermektedir.
Şimdi, tabii buna benzer örnekleri çoğaltmak mümkün. Özellikle sağlık ocaklarımızın daha sonra aile hekimliklerine dönüşmesi hem aile hekimliklerinin daha standart, daha kaliteli bir hizmet verme imkânını sağlamış. Çünkü aile hekimleri bir ekip hizmeti vermektedir arkadaşlar. Bu ekip hizmeti içerisindeki tüm paydaşlar ve katılımcılar, yani burada görev alan insanlar, hakikaten, bu ekip anlayışı içerisinde sağlık hizmetlerindeki memnuniyet oranını yüzde 43'ten yüzde 87'ye çıkarmıştır. 2002 yılındaki memnuniyet oranı yüzde 43'tür, 2010 yılı sonu itibarıyla yapılan memnuniyet oranı yüzde 87'dir. Tabii burada, bütün üniversite hastanelerinin, devlet hastanelerinin, sağlık merkezlerinin ve aile hekimliklerinin ortalamasını, gerek 2002 gerekse 2010 yılları arasını karşılaştırmak suretiyle söylüyorum.
Fakat, esas itibarıyla ben çok daha farklı bir şeyden bahsetmek istiyorum. Aile hekimliği müessesesinden bahsedildi ya arkadaşlar, biz yıllardan beri?
Ben Hacettepe Tıp Fakültesi mezunuyum. Hacettepe Tıp Fakültesinde bize verilen nosyon şudur: Nusret Fişek Hocamızı, rahmetliyi ben burada, hakikaten, sizlerin huzurunda, özellikle şükranla anmak istiyorum. Değerli Hocamız, biliyorsunuz, tam bir sosyal demokrattı fakat yıllardan beri hayal ettiği bir şey vardı Değerli Hocamızın. Ben kendisinin öğrencisi olmakla gurur duyan bir insanım. O zamanki buna verilen konsept adı "sağlık hizmetlerinin sosyalizasyonu" idi, daha sonra konsept değişti "tam gün yasası" oldu. Takdir edersiniz, rahmetli Sayın Ecevit zamanında da bu tam gün yasası yürürlüğe konulmaya çalışıldı ve çok değerli CHP'li milletvekillerimiz ve daha önceki SHP'li kardeşlerimiz de buna ciddi destek verdiler. Fakat çeşitli nedenlerden dolayı gerçekleştirilememiş olan bu proje AK PARTİ'ye nasip oldu. Netice itibarıyla Tam Gün Yasası daha önce tasarlandığından çok daha mükemmel bir şekilde gerçekleştirildi. Peki, bu daha mükemmel olmasını sağlayan nedir? İşte, 2010 yılı 31 Aralık sonu itibarıyla tamamlanmış olan, tüm Türkiye sathına yayılmış olan aile sağlığı, aile hekimliği projesidir.
Şimdi, bu aile hekimliği projesiyle ilgili hem değerli vatandaşlarımızı hem siz değerli milletvekillerimizi kısaca bilgilendirmek istiyorum.
Öncelikle şunu ifade edeyim arkadaşlar: Bu aile hekimliği projesinin altında çok önemli bir bilişim projesi yatmaktadır. Ben aynı zamanda bilgi işlem uzmanıyım, yani bilgisayar icat edildiği günden bu yana bu dünyanın içindeyim. O bakımdan bu bilişim projesinin temeli neye dayanmaktadır biliyor musunuz aile hekimliğinin kurgulanmasında? Yani gerçek hayattaki uygulamaların tamamen bilgisayar ortamına aktarılmış şeklidir. Bununla şunu demek istiyorum: Yani bir vatandaşımızın telefon açmasından tutunuz, telefon konuşmalarının kayda alınmasından tutunuz, randevu sisteminin gerçekleşmesinden tutunuz, hastamızın aile hekimine gelip, orada muayenesi yapılıp, reçetesi yazılıp, teşhisi gerçekleştikten sonra bunun raporlandırılıp, reçetesinin uygulaması tarif edilip, bilgilendirilip, ondan sonra evine uğurlanırken de bir sonraki kontrol tarihinin tespit edilip yine bilgisayara kayda geçilmek suretiyle vatandaşımızın tüm sağlık sorunlarının tek elden bir şekilde yönetilebilmesi kolay bir iş değil ve ben size şunu söyleyeyim, ileride bu ne olacak biliyor musunuz?
Ben değerli tıp doktoru arkadaşlarımızdan şunu rica ediyorum: Bir gün, vakit ayırsınlar, bu aile hekimliği bilgi sistemine girsinler. Bunun örnekleri Sağlık Bakanlığımızın web sitesinde vardır, orada örnek demo video sistemleri vardır. Oradan, videodan aynen sanki oraya, bir aile hekiminin yanına girmişsiniz gibi sürecin nasıl işlediğini adım adım göreceksiniz ve onu izlediğiniz zaman bunun altında ne kadar büyük bir tıbbi zekâ olduğunu ve ne kadar önemli bir organizasyonla hastaların tüm ihtiyaçlarının en etkin ve bilimsel bir şekilde karşılandığını göreceksiniz ve "ICD-10 kodifikasyonu"nun da buna eklendiğini düşünün. Bu bir teknik terim ama kısaca şöyle ifade edeyim: Bu "InternationalCodification of Diseases" dediğimiz Hastalıkların Uluslararası Kodifikasyonu Sistemi bu sisteme entegre edildi ve bu suretle sistem tamamlandı.
Buradan şunu demek istiyorum: Benim aile hekimi arkadaşım oturuyor bilgisayarın başına, sadece tıklamak suretiyle, yazı yazmadan tüm "Pop-up menü" dediğimiz açılır menülerden işlem yapmak suretiyle yani normalde bizim eskiden hasta muayenesi sırasında çok uzun vakitler harcadığımız bir sistemi çok daha kısa vakitte harcamak suretiyle mükemmel bir bilgi işlem ortamında hastanın tüm sorunlarını çözebiliyor. Bitmedi, bu sorunları tüm paydaşlara açık hâle getirebiliyor. Oradaki bir hastanın bilgilerini, o doktor arkadaşımız, isterse, konsültasyon istediği bir başka hekime açmak suretiyle sistemin o bilgilerinden yararlanmasını sağlayabilir.
Bu bilgi paylaşımında, tabii ki, hastanın tetkikleri, tahlil sonuçları, filmleri de bir şekilde dikkate alınacak olursa gerçekten dünyada da çok önemli bir örnek olarak algılanan, Sayın Sağlık Bakanımızın da Dünya Sağlık Teşkilatı tarafından takdir ve tebrik edilmesine neden olan çok önemli bir proje gerçekleştirilmiştir. Bu projeye biz hekimler olarak ve toplum olarak ciddi bir şekilde destek vermek zorundayız.
Nitekim, toplum da bu desteği yüzde 50 ile verdiğini göstermiştir. Özellikle memnuniyet derecesinin istatistik rakamlarına bakmanızı özellikle rica ediyorum, 2002 yılında yüzde 43'lerde olan hastaların memnuniyet derecesi bugün yüzde 87'lere çıkmışsa bunun arkasında AK PARTİ Hükûmetimizin son derece etkin, hiçbir fedakârlıktan kaçınmayan, başta Sayın Başbakanımızın ortaya koymuş olduğu bu önemli projeler ve destekler ve teşvikler olmak üzere, gerçekten bunun arkasındaki emekleri ve performansı mutlaka sizlerin de takdir edeceğinize inanıyorum.
Hepinize saygılar sunuyorum.
Teşekkür ederim. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)