GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: DEVLET SIRRI KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:123
Tarih:21.06.2012

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Mersin) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; 5'inci maddedeki verdiğimiz önerge üzerinde söz aldım. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Değerli milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisinin görevi Anayasa'nın 7'nci maddesi uyarınca egemenlik kapsamında yasama faaliyetinde bulunmaktır. Milletimiz bizi yasama faaliyetinde bulunmak üzere görevlendirmiştir. İktidar partisinin milletvekillerinin görevi ülkenin sorunlarını çözmektir, zira devlet yetkisini, sorunları çözmek için gerekli olan devlet yetkisini almışlardır. Bizim de muhalefet partisi olarak temel görevimiz, halkın sorunlarını iktidar partisinin dikkatine sunmak ve iktidar partisinin politikalarını eleştirmektir. Bu nedenle, bu yasama faaliyetinin ve sürecinin çatışmasız, aslında kırıcı olmayan bir süreçte devam etmesi beklenilen ve olması gereken temel bir süreçtir. Ancak Sayın AKP Grup Başkan Vekili Canikli'nin bu kanun tasarısı görüşülmeden önceki, bir önceki kanun tasarısında gerek CHP Grubuna ve gerekse daha sonra bu kanun tasarısı görüşülürken kürsüde konuştuğum sırada şahsıma yönelik ağır derecede kırıcı söz ve hareketleri karşısında hiç istemediğim, arzu etmediğim hâlde bu kırıcı, çatışmacı sürece katılmak zorunda bırakıldım. Bu fotoğraftan son derece üzüldüğümü belirtmek istiyorum. Çünkü milletvekili olarak hiçbirimizin bu yasama faaliyeti sürecini çatışmacı ve kırıcı bir üslupla götürmeye hakkı olmadığını düşünüyorum. Ancak, bu, her şeyden önce tüm milletvekillerinin görevidir, iktidar partisi milletvekillerinin daha çok görevidir, hele hele grup başkan vekillerinin daha çok görevidir. Benim hiçbir milletvekili arkadaşı üzmek ya da kırmak gibi bir durum aklımın ucundan dahi geçmez, ancak siyasi mücadelede söylediğim sözlerin arkasında sonuna kadar durduğumu belirtiyorum. Bu çerçevede, böyle bir tartışmanın tarafı, zorunlu olarak katılanı olmak durumunda bırakıldığımdan dolayı üzgünüm. Sanıyorum, umuyorum Sayın Canikli de üzgündür. Dolayısıyla, bu tip fotoğrafların yaşanmaması konusunda öncelikle hepimizin daha özenli davranması gerektiğini düşünüyorum.

Değerli arkadaşlarım, Hükûmet sıralarında oturan Sayın Bakanımız Dolmabahçe görüşmeleriyle ilgili olarak, bu görüşmeleri, yani Başbakanın eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'la yaptığı görüşmeleri, yanılmıyor isem, özel görüşme olarak nitelendirdiler. Elimde 16 Temmuz 2009 tarihli bir belge var, Sayın Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek'in o tarihte Başbakan adına tarafıma verdiği bir soru önergesine yanıttır. Sayın Cemil Çiçek Başbakan adına verdiği o soru önergesi yanıtında diyor ki: "Sayın Başbakan Dolmabahçe'de Sayın Genelkurmay Başkanıyla yaptığı görüşmede, devlet ve ülke sorunlarına müteallik konularda görüş alışverişinde bulunmuştur. Sayın Başbakan muayyen ya da gayrimuayyen zamanlarda devlet katmanlarında görev yapan asker, sivil makamlarla ülkenin temel iç ve dış sorunlarını görüşmekte, değerlendirmektedir, mülahazalarını paylaşmakta, gerekli karar, inisiyatif ve talimatlarını ilgili makam ve muhataplarına iletmektedir. Başbakanların devlete ve ülkeye müteallik konularda muayyen ve gayrimuayyen görüşmelerinin içeriğini her zaman ve her zeminde kamuoyuyla paylaşmaları devlet yönetiminde âdetten değildir." demektedir. Demek ki Sayın Bakanım, o yapılan görüşme, sizin belirttiğiniz gibi özel bir görüşme değilmiş.

Ben bu soruyu Sayın Başbakana sormuştum. Tabii, burada başka bir çelişkiyi de hemen Meclisle paylaşmak istiyorum. Sayın Cemil Çiçek o görüşmede bulunmadığı hâlde ve taraflar o görüşmenin içeriğini mezara kadar götürme konusunda taahhütte bulundukları hâlde, bugünkü Sayın Meclis Başkanı, o zamanki Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, o ikisi arasında devlet ve ülke sorunlarının görüşüldüğünü nasıl ve nereden tespit etmiş? O soruyu da sordum ama ona yanıt alamadım henüz, aradan üç sene geçti. Bu konuyla ilgili de beş tane soru önergesi verdim.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

ALİ RIZA ÖZTÜRK (Devamla) - Sayın Bakanım, sizi yanıltmışlar veya eksik bilgi sahibisiniz.

Teşekkür ederim arkadaşlar. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.