| Konu: | GAZETECİ YAZAR İLHAN SELÇUK'UN ÖLÜM YIL DÖNÜMÜNE İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 123 |
| Tarih: | 21.06.2012 |
BÜLENT TEZCAN (Aydın) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; bugün 21 Haziran. Bugün, yılın en uzun günü yani en aydınlık günü. Yılın en aydınlık gününde ülkemizin en büyük, en önemli aydınlanma bilgelerinden birini kaybettik. İlhan Selçuk'u kaybedişimizin, aslında ölümsüzlüğe ve sonsuzluğa gönderişimizin 2'nci yıldönümünde anısı önünde saygıyla eğiliyoruz.
Değerli arkadaşlar, İlhan Selçuk büyük bir gazeteciydi. İlhan Selçuk büyük bir yazardı. İlhan Selçuk büyük bir yurtseverdi. İlhan Selçuk büyük bir cumhuriyetçiydi. İlhan Selçuk, hepsinden önemlisi, bugün için çok büyük önem taşıyan bir başka misyonun sahibiydi; İlhan Selçuk, çağının en önemli özgürlük ve demokrasi savaşçılarından birisiydi.
İlhan Selçuk yaşamının büyük bir bölümünü, neredeyse tamamını özgürlük mücadelesine adadı. Türkiye'de ne zaman demokrasiyi kesintiye uğratan, özgürlükleri ortadan kaldıran darbe dönemleri yaşandıysa, her dönemde İlhan Selçuk'la mutlaka darbeciler hesaplaşma ihtiyacı duydular. 12 Mart'ın o baskıcı, faşist baskılarının yoğun olduğu günlerde İlhan Selçuk Ziverbey Köşkü'nde işkencecilere karşı direniyordu. Sorgu sırasında gözünü bağladıklarında ona "Kontgerillanın elindesin." demişlerdi, Türkiye'de daha kimsenin derin devleti konuşmadığı dönemlerde, kimsenin kontrgerillayı konuşmadığı dönemlerde, İlhan Selçuk, kontrgerilla işkencecilerine karşı onurla direniyordu, onurlu direnişin simgesiydi.
Değerli arkadaşlar, 12 Eylül günleri geldi 12 Eylül faşist cuntasında da İlhan Selçuk o dönemin baskılarından nasibini aldı; yazı yazması engellendi, gazetesi kapatıldı ve o dönemde de İlhan Selçuk, derin devletin, demokrasiyi ortadan kaldıranların baş düşmanı ilan edilmişti. O günlerde de yılmadı, o günlerde cuntacıların şemsiyeleri altında yazı yazmadı, o günlerde cuntacıların şemsiyesi altında konuşmadı, tam tersine demokrasiye karşı darbenin karşısında büyük bir cesaretle o aydınlanma bilgesi olmanın heybetiyle direndi ve bugün 2000'li yıllarda ömrünün son dönemlerinde ne yazık ki yine darbecilerin hedefi oldu, AKP sivil darbesinin yaşandığı günlerde bu kez de bir başka darbecilerin hedefindeydi.
Değerli arkadaşlar, "Ergenekoncu" dediler, yıllarca derin devletle mücadele eden, yıllarca derin devletin hedefi olan İlhan Selçuk'a derin devletin adamı muamelesi yapmak üzere üzerine bu kara lekeyi çalmak için "derin devletçi, Ergenekoncu" diye gözaltına aldılar, sorguladılar ve sonsuzluğa yolcu etmeseydik bugün belki de o davanın sanığı olacaktı.
Aslına bakarsanız, İlhan Selçuk, gerçekten bir Ergenekoncuydu ama iddianamelere yansıyan Ergenekoncu değil, derin devletin Ergenekoncusu değil, bugünlerde bize unutturulmaya çalışılan ama bu milletin en zor dönemlerde dahi demirden dağları eritebilecek inanç ve güce sahip olduğunu anlatan Ergenekon Destanı'ndaki, destanlardaki Ergenekoncuydu, bu milletin gerçek evladıydı. (CHP sıralarından alkışlar)
Değerli arkadaşlar, İlhan Selçuk'un son sözleri şunlardı: "Türkiye'nin önünde başka bir dönem var, demokrasi ve temel hak ve özgürlükler mücadelesi dönemi." Evet, Türkiye'nin önünde bu dönem var, başka bir dönem var ve bu sözlerin gereğini yapacağız Sayın İlhan Selçuk. Saygıyla eğiliyoruz önünde.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.