GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: YALOVA MİLLETVEKİLİ MUHARREM İNCE?NİN, ŞAHSINA SATAŞMASI NEDENİYLE
Yasama Yılı:2
Birleşim:18
Tarih:15.11.2011

MEHMET METİNER (Adıyaman) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri?

ADNAN KESKİN (Denizli) - Sayın Başkan, önce bize sataşma olup olmadığına bir karar verin, sonra söz verin.

BAŞKAN - Karar verdim, söz vereceğim dedim.

MEHMET METİNER (Devamla) - ?Sayın İnce'ye üslubuyla cevap vermek istemem. Gerilimin, çatışmanın Türkiye'ye de, bu Meclise de hiçbir yararı yok ama çok merak ediyorsa kendisine, cahiliye metaforu üzerinden yapmış olduğum bir saptamanın ne anlama geldiğini uzun boylu anlatabilirim, yeri burası değil.

"Yalakalık" "Atatürk düşmanlığı" gibi tabirler bir siyasetçinin bir başka siyasetçi arkadaşına karşı kullanmaması gereken suçlama sözcükleridir. Konuşmasını bilenler, söyleyecek sözü olanlar hakarete başvurmazlar. Aynı idealleri paylaştığımız insanların yan yana durmaları yalakalık değildir arkadaşlar. (AK PARTİ sıralarından alkışlar) Biz AK PARTİ Grubu olarak aynı idealleri paylaşıyoruz. Sayın Başbakanımız da aynı idealleri paylaştığımız bir davanın lideridir. (CHP sıralarından gürültüler) Onu sevmek, onun arkasından yürümek bizim için onurdur, yalakalık değildir, bunu düzeltiyorum.

Şimdi, "eşkıya" sözüne gelince: Arkadaşlar, kürsü dokunulmazlığı diye bir şey varsa burada söylediğimiz sözlerden dolayı sizin de biraz daha toleranslı olmanız lazım. Tut ki yanlış konuşmuş olalım, toleranslı olmanız lazım. "Eşkıya" sözünü benim bildiğim, rahmetli İnönü Süleyman Demirel için kullanmıştı, Demirel Hükûmeti için kullanmıştı ama CHP -siyasetinize asla karışmak istemeyiz- bugün Demirel'i baş tacı ediyor.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Sana ne, sana ne!

MEHMET METİNER (Devamla) - Sayın Millî Şef'in "eşkıya" diye tanımladığı Demirel'i baş tacı ediyor. Bu da sizin paradoksunuz olsun. Her seferinde Atatürk düşmanlığını dilinize dolamanıza gerek yok.

BEDİİ SÜHEYL BATUM (Eskişehir) - Sen şimdi hangi dönemdesin, onu söyle.

MEHMET METİNER (Devamla) - Ben Atatürk düşmanı olsaydım bunu açık yüreklilikle söylerdim, söylemekten kaçınmazdım. Sorunum Atatürk'le değil, cumhuriyetle değil ama Baas tipi bir cumhuriyeti, hür ve eşit vatandaşları olmayan bir cumhuriyeti eleştiriyorum. Cumhuriyet Halk Partisinin de demokratik bir cumhuriyetten yana olduğunu sanıyordum.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Dikkat et, dikkat et!

MEHMET METİNER (Devamla) - Arkadaşlara bitirirken salık vereyim. Ulusalcı tezleriyle tanınan, bilinen Atilla İlhan'ın "Hangi Atatürk" kitabını bir kez daha okusunlar, Goloğlu'nu okusunlar, "Ama Hangi Atatürk" kitabını Taha Akyol'dan bir kez daha okusunlar. Türkiye'nin geçmişine dair yaptığımız saptamalar Atatürk düşmanlığı biçiminde yorumlanırsa yanlış olur arkadaşlar. Türkiye'nin geçmişinden kin çıkartmamıza gerek yok ama Türkiye kendi geçmişiyle yüzleşmeli.

GÖKHAN GÜNAYDIN (Ankara) - Sen kendi geçmişinle yüzleş!

MEHMET METİNER (Devamla) -  Bugün 15 Kasım, Dersim katliamının yıl dönümü. Ama bugün o Dersim katliamının doğrudan muhatabı olan bir ailenin çocuğu Sayın Kılıçdaroğlu Cumhuriyet Halk Partisinin Genel Başkanı. Bu, cumhuriyetin bir kazanımıdır, Cumhuriyet Halk Partisinin bir kazanımıdır. Ama Cumhuriyet Halk Partisi kendi devri iktidarındaki bir katliamla yüzleşirse, sanıyorum, tarihe anlamlı bir not düşmüş olur. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)

Teşekkür ederim.