GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:121
Tarih:19.06.2012

SALİH FIRAT (Adıyaman) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Değerli milletvekilleri, görüşülmekte olan 277 sayılı kanunun 36'ncı maddesi üzerinde bir önergemiz var. O önerge üzerinde söz almış bulunmaktayım.

Biz bu önergede tabii, "işçi" kelimesinin kalmasını istiyoruz. Yani Sayın Bakanımız da işçilikten gelmiştir, içimizde çoğu arkadaşımız işçi olarak çalışmıştır. "İşçi" kelimesinin anlamına bence hepimizin saygı duyması gerekir. "İşçi" kelimesi orada kalmalıydı. Ha, "işçi" kelimesi eğer dar kapsamlıysa "çalışan" kelimesi kullanılabilirdi.

Yine, iş sağlığı ve güvenliğiyle ilgili bir yasa çıkarıyoruz ancak ne yazık ki Komisyon Başkanımız da dâhil, içimizde çoğu hekim arkadaş? Şu anki ortamımız bile iş sağlığına ters düşmektedir. Sağlık şartlarının uygun olmadığı bir ortamda, uygun olmadığı bir zamanda sağlıkla ilgili bir kanun çıkarmaya çalışıyoruz. Bu kesinlikle yanlıştır. Komisyon Başkanımız kardiyolog kendisi, Hocamıza saygı duyuyorum, özellikle koroner kalp hastalıklarının hangi zamanda, hangi saatlerde görülme oranının yükseldiğini kendileri bize belki açıklayacaklardır. Gecenin bu saatinden sonra böyle çalışmalar yapılırken, yorgun argın, dikkatin dağıldığı bir ortamda çalışma yapılırken kalp hastalığı, koroner kalp hastalığı veya kalp krizi geçirme riski çoğumuzda artacaktır çünkü çoğumuzun yaşı otuz beşin üstüdür, kalp hastalığı görülme riski artmaktadır. O yüzden, zaten, bu yasa da yürürlük maddelerinde belirtilmiştir, bir kısmı bir yıl sonra, bir kısmı iki yıl sonra yürürlüğe girecek. Hâl böyleyken gecenin bu saatinde sıkıştırarak, hızlıca, yanlışlarla dolu, içi doldurulmayan bir yasa geçiriyoruz, belki iki üç ay sonra, daha yürürlüğe girmeden bazı hataları göreceğiz ve yeniden bu yasa karşımıza gelecektir diye düşünüyorum, inşallah böyle olmaz.

Niye böyle diyoruz? Bakın, özellikle 6'ncı maddede şu söyleniyor: "İşveren, eğer yetki belgesi varsa iş yeri hekimliği ve iş güvenliği uzmanı görevini kendisi üstlenebilir." Ayrıca, 8'inci maddede şunu söylüyor: "İş yeri hekimi ya da iş güvenliği uzmanı, o iş ortamında çalışma koşulları uygun değilse, şartlar kötüyse işvereni uyarır. İşveren o şartları düzeltmezse Bakanlığa şikâyet eder." diyoruz. E peki, işverenin kendisine biz bu görevi verirsek bu işveren kendisini nasıl şikâyet edecek? Kendisini kime şikâyet edecek? Bakanı nasıl şikâyet edecek? Tamamen kendisiyle çelişen bir yasa çıkarıyoruz. O yüzden, onunla ilgili önerge verdik, ne yazık ki kabul edilmedi. Niye edilmedi? Çünkü böyle bir ortamda neye "Evet." neye "Hayır." dediğimizi pek düşünemiyoruz. Sadece grup başkan vekillerimize veya bakanlarımıza veya komisyon başkanına bakarak "Evet." veya "Hayır." diyoruz.

Arkadaşlar, muhalefet hiçbir zaman olumlu bir öneri getirmeyecek mi diye düşünüyorsunuz? Hayır, biz de insanız, biz de çalışıyoruz, bizim de çalışanlarımız var. Elbette ki insanların çalışma sağlığı için güzel şeyler sunmak için çalışıyoruz, işi ciddiye alıyoruz. Biz burada sizi bekletmek veya yormak için görev yapmıyoruz ama diyoruz ki bir yasa çıkarılırken ileride tekrar "Biz bu yasayı, bu hatayı niye yaptık?" diye bu komisyona, bu yüce divana, yüce heyete getirmeyelim diyoruz. Bakın, iki sene var daha yürürlüğe girmesi için ama biz gecenin bu saatinde bu yasayı çıkarıyoruz. O yüzden, tekrardan rica ediyorum, vakit erkenken sil baştan bunu tekrar bir inceleyelim, gözden geçirelim, uzmanlara soralım, eksikleri varsa tamamlayalım, fazlalık varsa çıkaralım ama bir yasayı çıkardığımızda o yasa yıllarca yürürlükte kalabilsin, yıllarca değişme gereği görülmesin.

Bakanımız demin bazı sorulara cevap verirken şunu söyledi: "Efendim, Türkiye iş kazaları konusunda dünyada 3'üncü sırada değil". Bu bilgi yanlış. Tamam o zaman, madem yanlışsa biz sizden doğruyu istedik. Türkiye, iş kazaları sıralamasında kaçıncı sıradadır? Bugün Türkiye'de yılda binin üstünde insanımız iş kazasından ölmektedir. Bakın, biz "Otuz yıldır terör olayında Türkiye'de 30 bin insan öldü." diyoruz, "Bu ateşi söndürelim." diyoruz. İş kazalarında da otuz yılda 30 binin üstünde insan ölmüştür. Bu da en az terör kadar önemlidir. O yüzden, bu olayı ciddiye alıp bence çok güzel bir yasa çıkaralım, muhalefetin de fikrine saygı duyalım.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.