| Konu: | İŞ SAĞLIĞI VE GÜVENLİĞİ KANUNU TASARISI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 121 |
| Tarih: | 19.06.2012 |
TURGUT DİBEK (Kırklareli) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.
Değerli arkadaşlar, sözlerime başlamadan önce ben de şehitlerimiz için birkaç söz söylemek istiyorum. Dün Hatay'da bir askerimiz, bir evladımız yaralanmıştı, kaybettik. Bu sabah da maalesef, Hakkâri'de 8 evladımızı kaybettik. 9 askerimiz bir günde, yirmi dört saatte maalesef şehit oldu. Vatan sağ olacak ama maalesef onlar artık aramızda olmayacak. Onlara Allah'tan rahmet diliyorum. Tabii, en büyük acıyı aileleri çekecek; anne-baba, kardeşler, yakınlar, eş, çocuklar, en büyük acıyı onlar yaşayacak, onlara da Allah'tan sabırlar diliyorum.
Bir de Urfa ile ilgili söylemek istediklerim var. Aslında önerge üzerinde konuşmayacağım yani önergeye zaman kalmayacak diye düşünüyorum ama Urfa'dan bahsetmek istiyorum:
Ben Urfa'yla seçim öncesi de ilgilenmiştim -Urfa'nın tüm ilçelerine gittim- partimizin, Cumhuriyet Halk Partisinin Urfa sorumlusuydum dolayısıyla Urfa'yla ilgili gerçekleri biliyorum. Yaşadığımız bu elim olay yani cezaevindeki olay, tabii, trajik bir olay ama olayın bir arka yüzü var. Yani Urfa nasıl bir kent? Urfa'da ne oluyor?
Sayın Bakan, biliyorsunuz, geçen dönem Bursa'nın milletvekiliydi, bu dönem Urfa'nın milletvekili. Değerli arkadaşlar, Urfa'nın 12 milletvekili var; 10'u iktidar grubundan yani AKP'den, 2 milletvekili de BDP'den.
Şimdi, Urfa cezaevinde 13 vatandaşımız yanarak hayatını kaybetti. Yani o olayı irdelemekten öte Urfa'yı biraz irdelemek istiyorum çünkü onunla bağlantılı olduğunu ben görüyorum değerli arkadaşlar.
Bakın, Urfa'yı gezdiğimde, sekiz ilçesini de gezdiğimde şöyle bir şey gördüm. Yani, resmî rakamlara bakarsanız, Sayın Valinin o tarihteki açıklamalarıdır bunlar: Urfa'da 350 bin kişi okuryazar değil. 650 bin kişi Urfa'da ilköğretimi bitirmemiş. Urfa'daki çocuklarımız okula gidiyorlar. Her birimizin evlatları okula gidiyor, ilköğretime gidiyor, liseye gidiyor, Urfa'daki çocuklar dört ay ya da üç ay gidiyorlar. Eylül, ekim, kasım, okulla alakaları yok veya marttan sonra, nisan, mayıs, haziran, okulla alakaları yok.
"Nereye gidiyor?" bu çocuklar diye sorarsanız her biriniz biliyorsunuz, çevre illere gidiyorlar, çalışmaya gidiyorlar, pancar çapalamaya gidiyorlar, değişik yerlere gidiyorlar.
Değerli arkadaşlar, Urfa'da bir GAP Projesi var. Siz iktidara geldiğinizden bu yana karınca hızıyla gidiyorsunuz, her yıl yüzde 1. Sayın Vali diyor ki: "Eğer böyle giderse -GAP Projesi'nin hayata geçişi- yetmiş yedi yıl sonra bitecek."
Bozova ilçesine gitmiştim -ilçeleri geziyoruz bu arada, dolaşıyoruz, vatandaşlarımızla da sohbet edeceğiz- partimizin ilçe binasını ziyarete gittim, binanın tam karşısında banka var, Ziraat Bankası var. Bankanın önü çok kalabalık. Kadınlar bekliyorlar. Öğle saati. Tabii, merak ettim. Partiye girmeden önce dedim ki arkadaşlara, ilçe başkanımıza, il başkanımıza: "Bu bankanın önündeki vatandaşlarımız ne bekliyorlar böyle?" Dedi ki: "Öğle arası, çocuk parası yani o öğrenciler için verdiğiniz bir 20 lira var. O parayı almak üzere bekliyorlar. Banka tatil olduğu için arada, orada bekliyorlar." "Durun, partiye gitmeyelim." dedim. Beraber yanlarına gittim. Kendileriyle konuştum. Tabii, çekiniyorlar baştan ama sonra onlarla güzel iletişim kurduk, sohbet ettik. "Burada ne yapıyorsunuz, ne bekliyorsunuz?" dedim, "İşte, çocuklarımız için bize ödeme yapılacak." dediler. "Ne kadar?" "20 lira." "Nereden geliyorsunuz?" diye sordum bir bayana: "Köyden." "Kaç para verdin minibüse?" "2 lira." "Nasıl döneceksin?" "Minibüsle." "Ne kadar vereceksin?" "2 lira." Etti 4 lira. 20'den 4'ü çıkar; 16 lira. "16 lira için bekliyorsun burada." Onlara aile sigortasından bahsetmiştim ve gerçekten de orada kendileri de hak verdiler.
Ama değerli arkadaşlar, oyları severler? Süre bittiği için? Aslında söyleyeceğim o kadar çok şey var. Ama şunu söyleyeyim. Bakın, bir söz var, bunu sizler de biliyorsunuz: İnsanları kandırmak, aldatmak insanları kandırılmış, aldatılmış olduklarına inandırmaktan çok daha kolay.
Maalesef şu oluyor: Siz kolay olanı yapıyorsunuz, biz de zor olanla uğraşıyoruz. Yani Urfa'nın gerçeği bu. Değerli arkadaşlar, bu gerçek karşısında o cezaevindeki olayı yaşamamak mümkün değildi.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
TURGUT DİBEK (Devamla) - Geçen hafta Perşembe günü Sayın Canikli'nin odasında Ticaret Kanunu'yla ilgili konuşuyorduk. Belki fark etmedi. Aslında Ticaret Kanunu'nun önümüzdeki hafta gelecek olan maddeleri var, bir uzlaşma arıyoruz ama Hasip Kaplan da, Sayın Kaplan da oradaydı. Biz Urfa'dan ve cezaevinden bahsettik, Urfa Cezaevinden bahsettik. Ben dedim ki: "Urfa Cezaevi yanıyor?" Geçen perşembeden bahsediyorum. "Yanıyor?"
BAŞKAN - Teşekkür ediyorum.
TURGUT DİBEK (Devamla) - "Urfa'da olay olacak." diye biz kendi aramızda konuştuk. Bunu görmek lazım, bunu görmemek için kör olmak lazım. Bunu da bilgilerinize sunmak istedim. (CHP sıralarından alkışlar)