| Konu: | AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ HAKKINDA KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 106 |
| Tarih: | 15.05.2012 |
ALİM IŞIK (Kütahya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; öncelikle hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Afet riskli alanların dönüştürülmesiyle, kentsel dönüşümle ilgili kanun tasarısının 13'üncü maddesi üzerinde verdiğimiz önerge hakkında söz aldım.
Tabii, bu kanun daha önce Meclisimizin gündemine geldi ancak 2/B arazilerinden elde edilecek gelirlerin yüzde 90'ının kentsel dönüşüm amacıyla kullanılmasını öngören bir atıf üzerine kesildi, arada 2/B'yle ilgili kanunu çıkardık, şimdi bu kanun tasarısına kaldığımız yerden itibaren devam ediyoruz.
Değerli milletvekilleri, Allah bu ülkenin hiçbir yerinde hiçbir vatandaşımızın başına doğal afet getirmesin. Biraz önce, Sayın Maliye Bakanımız, bu konularla ilgili bizlerin de önergelerinin yer aldığı bazı konulara cevap verdi ve cevabını hep beraber dinledik.
19 Mayıs 2011 tarihinde Simav'da meydana gelen ve o tarihten bu yana sürekli artçı sarsıntıları devam eden depremle ilgili, o deprem döneminde çalışan kamu çalışanlarına ek tazminat verilmesiyle ilgili Valiliğin resmî yazısı var, ilgili bakanlık bize teklifte bulunursa bu ödemeyi yaparız anlamına gelecek bir ifadede bulundu. Kendisine teşekkür ediyorum. Bu önerilerin hepsi yapıldı Sayın Bakan. Ancak, Van depreminde daha kaç gün çalıştıkları dahi belli olmadan onunla ilgili Bakanlar Kurulu kararı çıkarılıyor ve her çalışana altı ay süreyle 300 TL aylık ek ödeme öngörüsünde bulunuyor. Elbette ki bunu Hükûmetimizin yapması lazım, bu devletin orada çalışanlara bu katkıyı yapması lazım, buna bir itirazımız yok. İçişleri Bakanlığının ve ilgili Başbakan Yardımcısının resmî cevaplarında, Simav depreminde depremin sıkıntılarının giderilmesi sürecinde yaklaşık beş bin iş gününe denk gelen çalışma yapılmıştır. Şimdi biz diyoruz ki bu beş bin iş gününe denk gelen çalışmada emek sarf eden devlet memurları da bu devletin vereceği ek ödemeden yararlandırılmalıdır ve bunu mutlaka yapmamız gerekiyor. Eğer bununla ilgili, Sayın Başbakan Yardımcımızın önerisi gerekiyorsa, lütfen Maliye Bakanı olarak da siz bu öneriyi o Bakandan alınız, onu da herhâlde bizim verecek hâlimiz yok. Dolayısıyla, bu ayrımcılığı mutlaka gidermemiz lazım.
Değerli milletvekilleri, doğal afet, hiçbirimizin arzu etmediği, çok sıkıntıların hep beraber yaşatıldığı ve yaşandığı bir afet. Şimdi, geçen hafta, yine deprem bölgesi olan Simav'da son artçı depremlerden zarar gören insanlarımızla beraberdim. Şimdi, anlayamadığım bir şey vardır: Sayın Kaymakam vatandaşların talebini almaktan korkmaktadır. Sayın Vali, Sayın Kaymakama sorduğunda "Efendim, bize intikal eden bir sıkıntı yoktur." cevabını almaktadır. Ama bir gerçek vardır ki insanlar evlerine girememektedir, çadır ihtiyaçları vardır, battaniye ihtiyaçları vardır. Ayrıca önceki depremde hafif hasarlı ya da orta hasarlı olarak tespit edilmiş binalar bir yıldır devam eden 10 bini aşkın artçı sarsıntıdan dolayı bugün hasarsız olan hafif hasarlı, belki orta hasarlı; hafif hasarlı olan orta hasarlı, belki ağır hasarlı; orta hasarlı olanlar da belki ağır hasarlıya dönüşmüştür. Ama bu tespitler yapılmamıştır, yapılmamakta inat edilmektedir. Oraya acilen bir ekibin gidip bir yıldır devam eden artçı sarsıntılardan dolayı hangi binalar daha sıkıntılı ve yıkılması gerekiyor, hangileri daha önce hiç hasarsızken şimdi ne kadar hasarlı duruma gelmiş, bu tespitlerin yapılıp yeniden bu bölgenin ele alınması gerekiyor.
Sayın Bakanım, -burada sizler varken tekrarlıyorum- o bölgede bir afet vardır ve bir dram yaşanmaktadır ama bu dramı duymamakta ısrar eden yöneticileri buradan uyarıyorum. Yakında -Allah göstermesin- yaşanacak bir yeni depremde, yeni binalar yıkılır, yeni canlar alınır da bu durumda yeniden bu olayları tartışmak durumunda kalırsak iş işten geçmiş olur, bu dünyada ve öbür dünyada bu vebalin altında hepimiz eziliriz diyorum.
Önergemize desteğinizi bekliyor, hepinize saygılar sunuyorum. (MHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Işık.