| Konu: | KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 120 |
| Tarih: | 14.06.2012 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; anlatacağım gerekçelerle niçin katılmadıklarını bir de Sayın Hükûmet ve Sayın Komisyon vicdanlarında değerlendirsin. Sayın milletvekilleri de umarım bu izahattan sonra ne gibi bir karar verecekler, merak ediyorum.
Şimdi, seçilecek başdenetçi, değerli arkadaşlarım, akil adam olması lazım, seçilecek başdenetçi ehil adam olması lazım, seçilecek başdenetçi liyakatli adam olması lazım, seçilecek başdenetçi vatandaşın hâlinden, garibin gurebanın hâlinden, fakirin fukaranın hâlinden anlayacak bir düzeyde olması lazım. Aynı zamanda bu başdenetçi devletin nasıl işlediğine dair bilgi ve tecrübe sahibi de olması lazım. İşte, bu kadar niteliklere ulaşmış bir başdenetçinin hayatında belirli bir mesafeyi de katetmiş olması lazım. Bunun içindir ki elli olan yaş limitinin elli beşe çıkarılmasını öneriyoruz. Burada muradımız sadece bunu sağlamak değil, muradımız aynı zamanda elli yaşındaki bir başdenetçinin emekliliğe hak kazanamamış hâli söz konusu olabilir, bunu bertaraf ederek elli beş yaşına gelmiş kişi dört yıl daha bu görevde kalır ise bu takdirde emeklilik hakkını da elde etmiş olacaktır. Bu çok önemlidir. Niçin? Çünkü başdenetçi bir daha seçilmek için siyasi partilerin, özellikle iktidar partisinin kapısına kul olmaması lazım. Bir iktidarın kapısına kul olacak anlayıştaki bir başdenetçi o iktidarın siyasi perspektifinin dışına çıkamaz, çıkamayacağı için o iktidarın siyasi sorumluluğundaki kamu yönetimini ve o yönetimde görev alan kişileri, kamu görevlilerini denetleyemez. O zaman gerçekten akil, gerçekten ehliyetli, gerçekten tecrübeli, gerçekten bilgili bir kişiyi başdenetçi seçiyor isek, buna "evet" demeniz lazım. Aklın yolu bir.
Diğer taraftan, bu kurumda görev alacak olan uzmanların on yıl devlet tecrübesiyle teçhiz edilmiş olmasını öneren bir hüküm vardır, bunu da yirmi yıla çıkarıyoruz, çıkarılması gerekir diyoruz, çünkü on yıllık bir süre yirmi yıla göre yeterli bir süre değildir, yirmi yıl ise bir devlet tecrübesiyle vatandaşın şikâyetini dinleyebilecek, anlayabilecek ehliyet ve liyakate ulaşılabilecek bir yaştır. Dolayısıyla, bu ehliyet ve liyakatle vatandaşın hâlinden anlayabilecek, derdine derman olabilecek bir olgunluğa erişmiş olması gerekmektedir. Bu tecrübeyle devletin işleyiş düzenini algılayabilecek, anlayabilecek ve bundaki yanlışlıkları, hataları görebilecek bir olgunluğa erişmiş olması lazım. İşte, bu olgunluğa sahip uzman, uzman yardımcısı, denetçi ve başdenetçidir ki fakirin fukaranın, garibin gurebanın hakkını koruyabilecek bir donanıma sahip olur. Bunu temin edebilmek için bu önergeyi vermiş bulunuyoruz, reddediliş gerekçesini de ben anlayabilmiş değilim.
Değerli arkadaşlarım, oysa bizim aradığımız bu kanunu çıkarırken ne birilerine masa, koltuk, kadro ikramıdır ne de birilerini gönülleme yasası çıkarıyoruz. Bizim gönülleyeceğimiz kesim, bizim gönlünü alacağımız kesim mahkeme kapılarına sürüklenmeden devletin "Pardon" diyebileceği, devletin "Ben yanlış yaptım vatandaşıma." diyebileceği bir denetim organı oluşturmak istiyoruz. İşte bu denetim organında vasıf çok önemlidir, o vasfı sağlayabilecek ehliyeti, liyakati, donanımı da sağlayabilecek önerge budur.
Bu düşüncelerle önergemizi tekrar yüce heyetin takdirlerine arz ediyoruz.
Bu defa parmakların akılla donatılmış olmasını ümit ediyor, hepinize saygılar sunuyorum.
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bal.