GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: KAMU DENETÇİLİĞİ KURUMU KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:120
Tarih:14.06.2012

FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşmekte olduğumuz kanun tasarısı fakirin fukaranın, garibin gurebanın devlet karşısındaki hakkını, hukukunu devletin bir kaynağının tasnifi suretiyle koruyacak bir kanun tasarısı, özü budur. Bu öz içerisinde bir rakamı sizlerle paylaşmak istiyorum. Türkiye'nin tüm gayrisafi millî hasılasını dikkate aldığımızda nüfusun yüzde 20'si bu gayrisafi millî hasılanın yüzde 80'ine sahip durumdadır yani bir zengin sınıf vardır. Diğer taraftan, Türkiye'nin yüzde 80'i de, nüfusunun yüzde 80'i de gayrisafi millî hasılanın yüzde 20'sini paylaşmaktadır. Bu, gelir dağılımındaki adaletsizliktir. İşte, bu gelir dağılımındaki adaletsizlik ile muallel olan sosyal ve ekonomik hastalığa adli yönden bir çare bulabilmek için, hakkını hukukunu aramakta zorlanan kişilere, garibe gurebaya devlet bir elini daha uzatıyor. Yönetilenleri denetleme, kamunun denetimi çerçevesi içerisinde bir elini daha uzatıyor fakat Adalet ve Kalkınma Partisi diyor ki: "Bu el yasama organında tek hâkim olduğum, yürütme organında tek hâkim olduğum, devletin kamu gücünü kullanan organlarını kendi zihniyetime göre düzenlediğim, devletin yargı organlarını kendi zihniyetime göre düzenlediğim, tabir yerindeyse, yarattığım yeni Türkiye'de fakiri fukarayı da korumak ancak benim iznimle, ancak benim inisiyatifimle, ancak benim istediğim kadarıyla olsun." diyor. Bu kanunun özü budur. Bu bize yabancı bir düşünce değildir.

Değerli arkadaşlarım, Türkiye'de daha önce 136 tane adalete erişim noktası kapatılmıştır, küçük ilçelerde adliye binaları kapatılmıştır. Şimdi, bin davadan daha az iş yükü olan mahkemelerin de bulunduğu ilçelerde adliyeler kapatılacaktır. Bu kapsam içerisinde, adalete erişim, Türkiye çapında fakir fukara kesimini çevrede bulunan ilçelere götürmek suretiyle, oraya kadar gitmeye zorlanmak suretiyle engellenmektedir. Bu engeller ağırlıklı olarak İç Anadolu Bölgesi'nde kendisini yoğun bir şekilde hissettirmektedir ve Konya'da da Halkapınar, Emirgazi, Tuzlukçu, Çeltik gibi ilçelerimizde adliyeler kapatılmak suretiyle adalete erişim mümkün hâle getirilememişti. Şimdi ise ilçelerde, özellikle tarım kesiminde meşgul olan insanların devletle sorunlarında, devletin uygulamaları karşısında maruz kaldıkları adaletsizliklere, haksızlıklara karşı kendi adına denetletecek olan kişilerin siyasallaştırılmış bir şekilde "ombudsman" adı ile bir kanun hâline getirilmesi düşünülmektedir.

Biz bu kanuna pozitif bir destek vereceğimizi ifade etmiştik. Bu önerge ile de o pozitif desteği sağlamak istiyoruz ve size yol göstermek istiyoruz. Bu kanunla sizin ortaya koymuş olduğunuz sisteme göre "başdenetçi" denilen kişi veya "denetçi" denilen 5 tane kişi her şeye kadir bir anlayışla donatılmaktadır, yetkilerle donatılmaktadır, ancak bunların her şeye kadir olmadığını, netice itibarıyla fani olduklarını, netice itibarıyla cüzi iradeye sahip olduklarını hepimiz biliyoruz. O zaman o cüzi iradenin hatalarından bu kanunu arındırmak lazım, arındırabilmek için de toplu olarak şikâyetleri değerlendirebilecek bir mekanizma olması lazım, bunun adı da "Denetçiler Kurulu" olarak tanzim edilmesi lazım. Maalesef ısrarla, inatla bu görüşümüz Adalet ve Kalkınma Partisinin milletvekillerinin oy çokluğuyla reddedilmektedir ama reddedilen husus bilin ki şudur: Garibin gurebanın, fakirin fukaranın devlet karşısındaki hakkı ve hukuku reddedilmektedir.

Bunun da reddedileceğini biliyorum. Sayın Hükûmet, Sayın Komisyon reddedileceğine dair işaret vermiştir ve sizler de Cenabıallah'ın size bahşettiği mahkemeyi kübranız değil, Grup Başkan Vekilinden, Hükûmetten ve Komisyondan gelen işarete bakıyorsunuz, bunu da reddedeceksiniz.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

FARUK BAL (Devamla) - Bizim sözümüz gök kubbede hoş bir seda bırakmak içindir.

Teşekkür ederim. (MHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Bal.