GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:92
Tarih:10.04.2012

ALİ HAYDAR ÖNER (Isparta) - Sayın Başkanım, değerli milletvekillerimiz; "Dün, sizin hâli tavrınızdaki mertlik ve erkeklik, yürüyüşünüzdeki intizam ve ciddiyet size olan haklı itimadı kuvvetlendirdi ve herkesi memnun etti. Çünkü herkes biliyor ki ve bilmelidir ki polis ve jandarma kuvvetleri vatandaşlara huzur ve sükûn temin eden, cumhuriyetin kanunlarına ve medeniyet düşmanlarına karşı kullandığı bir kalkandır. Binaenaleyh, cumhuriyetin kanunlarına ve memleketin huzur ve asayişine karşı gelebilecek ve vatandaşların hürriyetine tecavüz edebilecek her şeririn kafası behemehâl bu kalkana çarpmalı ve parçalanmalıdır?"

Polis teşkilatımızın 167'nci kuruluş yılında Büyük Atatürk'ün polisimizle ilgili tespitleri ve özlü söylemlerini anmadan geçemeyeceğiz. Gerçekten de Türk polis teşkilatı 1845 yılında kurulduğundan bu yana, şanla, şerefle, ülkemize, ulusumuza hizmet etmenin onurunu ve bahtiyarlığını yaşamaktadır.

Yine Büyük Atatürk polisimiz için "Polis asker kadar disiplinli, hukukçu kadar hukuk adamı, bir anne kadar şefkatli olmalı." buyuruyor. Polisin işine ilişkin olarak da "Polise karışılmaz, vazifesini yaparken serbest bırakılmalıdır." diyor. "Herkesin polisi kendi vicdanıdır, fakat polis vicdanı olmayanların karşısındadır." söylemini bizlerle paylaşıp polis örgütümüzü onurlandırıyor.

Değerli milletvekillerimiz, kamu esenlik ve güvenliğini, halkın can, mal, ırz ve namusunu korumak uğruna polis teşkilatımız gece gündüz, kar, yağmur, çamur demeden, sıcak soğuk aldırmadan görevini layıkıyla yapmanın gayreti içinde ve bunda da fevkalade başarılı olmuştur. Bu yolda sayısız polis şehitleri verdik. Şehitlerimizi rahmetle anıyor; ailelerine, gazilerimize sağlık ve esenlikler diliyoruz.

Değerli milletvekillerimiz, polis teşkilatımız ağır görev koşulları altında, son yıllarda çok sayıda intihar eylemiyle karşı karşıya kalmıştır. Bu intihar girişimlerinden bir kısmı, şükrediyoruz, başarısızlıkla sonuçlanmıştır ama bir kısmı ne yazık ki intihar eyleminin nihai hedefine ulaşmasıyla sonuçlanmıştır. Bu niye olmaktadır? Çünkü polis görevini yaparken kimi zaman on iki saat görev on iki saat istirahat, kimi zaman on iki saat görev yirmi dört saat istirahat, kimi zaman yirmi dört saat görev daha kısa süreli istirahat, kimi zaman da başlangıcı ve bitimi belli olmayan görev süreleriyle karşı karşıyadır. Polis teşkilatımızı sekiz saat görev on altı saat istirahat imkânına kavuşturabilirsek onların yaşamlarını insani duygular içinde sürdürmelerine, aile ortamına daha çok zaman ayırmalarına, çocukların polis anne, polis baba şefkatinden daha fazla yararlanmalarına olanak sağlayabiliriz.

Polis teşkilatımız görevini yaparken birtakım olumsuz baskılarla da karşı karşıya kalmaktadır.  Kimi zaman devletin memuru olduğunu unutan, yükselme hırsı içinde olan amirler? Bunların içinde mülki teşkilattan olanlar vardır, adli teşkilattan olanlar vardır, mesleki amirler vardır. Devletin memuru sıfatına layık olanlara saygılarımızı, başarı dileklerimizi sunuyoruz ama polis teşkilatını hiç kimse kendi emeline alet etmeye kalkışmamalı, polisimizin vicdanını zedelememelidir çünkü polis teşkilatında çalışan arkadaşlarımızın en büyük amirleri kendi vicdanlarıdır.

Önleyici kolluk hizmetlerinin önemi arttıkça adli kolluk hizmetlerine ilişkin görevler de asgariye düşmektedir. Ancak polis teşkilatımız adalete açılan ilk kapı olmanın verdiği sorumlulukla delilleri objektif bir şekilde değerlendirmeli ve yargının huzuruna yargıyı adaletle tecelli ettirecek dosyalarla gidilmelidir. Son zamanlarda bazı davalarda sehven eklentiler ya da uydurulmuş CD'ler, uydurulmuş suç tasnisi niteliğindeki dosyalar sıkça gündeme gelmektedir.

Polis teşkilatımız görevini yaparken olumsuzlukla, haksız baskıyla karşı karşıya kaldığında onlar bunalıma sürüklenmektedirler. Çok sayıdaki intihar vakası yanında, polis teşkilatımızın mensuplarının ortalama yaş ömrünün altmışın altında, diğer yurttaşlarımızın ortalama yaş ömrünün de yetmişin üstünde olması fevkalade dikkat çekicidir.

Polis teşkilatımız mensupları görev koşullarının ağırlığı yanında haksız baskılara maruz kaldıkça bunalıma düşmekte ve bu uğurda canına dahi kıyabilmektedir. İçinde bulunduğumuz dönem yandaş polis ve yandaş yargı yaratma gayretlerinin en yoğunlaştığı dönemdir. Bundan da en çok polis teşkilatımız ve yargı erkimiz zarar görmektedir.

Polis teşkilatımızın, gücünü kullanırken asgari orantılı güç kullanma eğitimine tabi tutulması gerekir. Asgari orantılı güç, yasa dışı eylemlerde, sabırla, hukukun üstünlüğüne riayet ederek, ancak hiçbir yasa dışı eyleme izin vermeyerek ortaya konulmalıdır ve polis teşkilatımız, gücünü kamu yararına kullandıkça saygınlığını artırmaktadır. Görevini kişisel tercihlerine göre değil, yasaların genel esaslarına, eşitlik kuralına göre yerine getirmek durumundadırlar.

Bir başkomiserle ilgili anımı paylaşmak istiyorum. 80 Haziranında Gercüş Kaymakamıydım -o tarihte Mardin'e bağlıydı, şimdi Batman'a bağlı- Ankara'ya otobüsle gelirken sabaha karşı Siverek yakınlarında durdurulduk. Trafik ekibinin başındaki amir otobüse geldi, iyi yolculuklar diledi, yurttaşların güvenliği için kısa bir süre alıkoymak durumunda olduklarını belirtti, görevliler dikkatle kimlik yoklaması yaptılar, daha sonra başkomiser iyi yolculuklar dileklerini sundu. O başkomiserin anlayışını bugün de saygıyla, şükranla anıyorum.

Trafik görevlilerimiz de fevkalade güç koşullar altında görev ifa etmektedirler. Kim, hangi kuralı ihlal etse trafik görevlilerinin hatırlatmasında görevliler tehdit altında kalmaktadırlar: "Sen benim kim olduğumu biliyor musun?" Milletvekillerine ceza yazamıyorlar; hâkim, savcılara ceza yazamıyorlar; kendi meslektaşlarına, amirlerine ceza yazamıyorlar. O sendikanın başkanı, bu kooperatifin başkanı, bunun yandaşı, bunun delegesi trafik görevlilerimizi tehdit etmekte, kimi zaman sürdürme eylemiyle karşı karşıya bırakmaktadırlar.

Polis mensuplarımızın görevde edindikleri haklar emekliliğe yansıtılmamaktadır. Belli bir yaşam standardına ulaşan polislerimiz, emeklilikte ağır gelir kaybına uğramalarından dolayı yaşam standardını sürdürme olanağından yoksun kalmaktadırlar.

Sayın milletvekillerimiz, 167'nci yıllarında?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Lütfen sözlerinizi tamamlayınız.

Buyurunuz.

FERİT MEVLÜT ASLANOĞLU (İstanbul) - Sayın Valim, polisler emekli olamıyor, çaresiz kalıyor.

ALİ HAYDAR ÖNER (Devamla) - Belirttim efendim. Evet.

Piramidin doğru yapılandırılmaması bu sorunlara yol açıyor ve görevde edindikleri hakları emeklilikte elde edemiyorlar.

167'nci yılda görevlerini tarafsız, devlet polisine yakışır şekilde yapan polis memurlarımıza başarılar diliyorum, onların görevlerini kolaylaştıran aile bireylerine saygılarımı sunuyorum. Görev uğruna hayatlarını kaybeden şehit polislerimizi rahmetle anıyor, gazilerimize şifalar diliyorum. Halkın can, mal ve emniyetini korumada bugüne kadar üstün görev yapan polis teşkilatımıza, başta Sayın Genel Müdürleri olmak üzere, saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ederim. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Öner.