| Konu: | SEÇİMLERİN TEMEL HÜKÜMLERİ VE SEÇMEN KÜTÜKLERİ HAKKINDA KANUN İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 104 |
| Tarih: | 09.05.2012 |
FARUK BAL (Konya) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; hepinizi tekrar saygıyla selamlıyorum.
Şimdi, ben anlayamıyorum Sayın Bakan ve Sayın Komisyon niçin bizim önergemize ret oyu verdi, yani niçin kabul etmedi. Önergemizde talep ettiğimiz husus şudur: Yurt dışından verilecek oylar, Dışişleri Bakanlığının bilgi işlem imkânlarından yararlanılarak Yüksek Seçim Kurulunun bilgi işlemine aktarılacaktır. Bu oylar kime verilecektir? Siyasi partilere verilecektir. Siyasi partilerin bu oyların nasıl geldiğini inceleme, izleme, denetleme ve bu oylardan haberdar olma hakkı yok mudur? Elbette vardır. O zaman, bu hak niçin teslim edilmemektedir? Bu hak teslim edilmemektedir çünkü kamuoyunda yaygın bir şekilde var olan elektronik hile noktasındaki kaygılar bir kez daha artmaktadır.
Dolayısıyla, değerli arkadaşlarım, Milliyetçi Hareket Partisinin önerisiyle daha önce yapılan kanuni değişiklikler ile seçim hukukumuza girmiş olan ilçe seçim kurullarından çıkacak her bilginin eş zamanlı olarak aynı formatta saklanabilir şekilde siyasi partilere uç verilmesine ilişkin kanun Yüksek Seçim Kurulu tarafından kuşa çevrilmiş, sanki "Siyasi partiler bu bilgileri elde etmesin." şeklinde bir uygulama getirilmek suretiyle kendilerine verilen oylardan haberdar edilme imkânı ortadan kaldırılmıştır. Bu ortadan kalkınca ne olmuştur? Bu ortadan kalkınca siyasi partilerin edinemedikleri bilgilerle, değerlendiremedikleri bilgilerle ortaya çıkmış olan seçim sonucuna gölge düşmüştür ve millî irade hakkında da kamuoyunda ciddi bir kaygı oluşmuştur. İşte bu kaygının ortadan kaldırılmasını, yurt dışından gelen oyların Yüksek Seçim Kurulunda siyasi partilerin temsilcileri tarafından izlenmesini, incelenmesini, denetlenmesini ve bir suretinin alınmasını istiyoruz. Buna niye karşısınız? Eğer buna karşı iseniz, bunun incelenmesini istemiyorsanız, bunun denetlenmesini istemiyorsanız, bunun izlenmesini istemiyorsanız, bundan bir suret alınmasını istemiyorsanız siyasi partilerin bu yönde kendilerine teveccüh etmiş olan seçmen iradesine saygı duymuyorsunuz demektir. Bu, saygısızlığın da ötesinde bir hile yapılacağına dair kaygıyı daha da fazla artırmaktadır. Bu kadar makul, bu kadar sağduyuya ilişkin bu önergenin reddi, var olan kaygıyı kamuoyunda daha fazla artıracaktır. Siz şimdi kimden kaygı duyuyorsunuz? "Avrupa Türklüğü" dediğimiz, rızık için alın terini, emeğini ortaya koymuş, bu nedenle yurt dışında bulunan seçmenlerimizin millî iradeye katkısını maniple edeceğiniz, İnternet ortamında ya da elektronik ortamda bir hile karıştırılacağına dair kuşkuları artıyorsunuz demektir. Demokrasilerde en büyük virüs, en büyük endişe kaynağı bu virüsün algı hâline dönüşmesidir. Maalesef, bu olmuştur, vardır ve bu kaygıyı gidermek de yüce Meclisin görevidir. Fakat Adalet ve Kalkınma Partisi, Sayın İyimaya'nın ifadesiyle "Eğer parmaklar akıl ile donatılmış olsaydı demokrasiyi yok eden canavarlar doğmazdı." şeklindeki düşüncesinin sanki aksine hareket ederek anlamadan, dinlemeden, ne anlam yüklendiği belirlenmeden, bir işaretle "Hayır" oyu vermektedir. Dolayısıyla, bu önergenin de reddedileceğine dair kaygım büyüktür. Reddedildiği takdirde kamuoyunda seçim sonuçları üzerinde oluşacak olan olumsuz intibaların, olumsuz düşüncelerin tamamının sorumluluğunun Adalet ve Kalkınma Partisine ait olduğunu ifade ediyor, makul olan önergemize destek vereceğinizi ümit ediyor, bu vesileyle yüce Meclisi tekrar saygıyla selamlıyorum. (MHP sıralarından alkışlar)