GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: TURİST REHBERLİĞİ MESLEK KANUNU TASARISI
Yasama Yılı:2
Birleşim:117
Tarih:07.06.2012

CHP GRUBU ADINA DOĞAN ŞAFAK (Niğde) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 257 sıra sayılı Turist Rehberliği Meslek Kanunu Tasarısı'nın geneli üzerine Cumhuriyet Halk Partisi Grubu adına söz aldım.

Turist rehberliği tasarısı, turist rehberlerinin yaklaşık sekiz yıldır bekledikleri bir düzenlemedir. Bu düzenleme, rehberlik meslek kuruluşlarının en önemli hedefiydi.

Bu tasarının üyesi olduğum Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonundan geçmesi ve Genel Kurulda görüşülüyor olması, rehberler ve turizm sektörü adına büyük bir sevinç kaynağı olmuştur.

Komisyonda, Cumhuriyet Halk Partisi sözcüleri olarak tasarı maddeleri üzerinde verdiğimiz bazı değişiklik önergelerimizden birkaç tanesi oy birliğiyle kabul edilmiştir.

Turist rehberlerine katkı sunabilmek için, nasıl değil nasıl olması gerektiğini, neyin doğru neyin yanlış olduğunu, Komisyon toplantısında olumlu düşünce yapısı ve görüş içerisinde iki madde hariç gerçekleştirdik.

Değerli milletvekilleri, rehberlik, kültürler arasında köprü kuran, saygın bir meslektir. Ülkemizde rehberliğin geçmişi 19'uncu yüzyılın sonlarına uzanmaktadır. Rehber örgütleri de elli yılı aşkın bir süredir, turist rehberlerinin sunduğu hizmetin niteliğinin artırılması, hizmet içi eğitim, uzmanlaşma alanlarında çalışmalarını sürdürmekte, ülke turizminin geliştirilmesi konusunda yapılan çalışmalara etkin bir biçimde katılmaktadırlar.

Turist rehberliğiyle ilgili ilk yönetmelik 3 Eylül 1971 tarihinde ve 13945 sayılı Tercüman Rehber Kursları ve Tercüman Rehber Yönetmeliği adıyla yayımlanmıştır. Bu Yönetmelik, 21 Mart 1974 tarihinde değiştirilerek Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği adını almış, 1981 ve 83 yıllarında bazı değişikliklere uğramıştır.

2 Temmuz 1986 tarihinde 19152 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği bazı değişikliklere uğrayarak 25 Kasım 2005 tarihli ve 16004 sayılı Resmî Gazete'de yeni Profesyonel Turist Rehberliği Yönetmeliği adıyla yayımlanmıştır.

Günümüzde, Bakanlığın açtığı kursların yanında, üniversitelerin iki yıllık ön lisans ve dört yıllık lisans programlarıyla da turist rehberleri yetiştirilmektedir.

Geçen yıllar içerisinde, barındırdığı kültürel ve doğal zenginlikler nedeniyle Türkiye için turizmin önemi giderek artmıştır. Bu tasarıyla, turizmde önemli rol oynayan rehberlerle ilgili yasal düzenlemeler yapılarak arzulanan sonuca yıllar sonra ulaşılacaktır.

Kültür ve Turizm Bakanlığına kayıtlı belgeli profesyonel turist rehberi sayısı günümüzde 10 binin üzerindedir. Profesyonel Turist Rehberliği Meslek Yasası ülkenin tanıtımı ve ülke turizmi açısından büyük önem taşımaktadır.

Kanun tasarısının 2'nci maddesinin (b) ve (f) fıkralarında yer alan "birliklerini" ibarelerinin "birliğini" olarak değiştirilmesini Komisyon görüşmelerinde teklif ettik ve Genel Kurula bu iki maddenin düzeltilmesiyle ilgili vereceğimiz önergeyle teklifimizi yineliyoruz. Parti gruplarından, özellikle Hükûmetten bu maddelerin değiştirilmesi için desteklerini bekliyoruz.

Bu tasarıda düzeltilmesini istediğimiz diğer bir madde ise 8'inci maddenin (1)'inci ve (2)'nci fıkralarıdır. 8'inci maddenin (1)'inci fıkrasında, ülkemizde sadece bir tane rehber odaları birliğinin kurulması gerektiğini Komisyonda dile getirdik. Kamu kurumu ve meslek kuruluşları niteliğinde birden fazla meslek birliğinin kurulabilmesine olanak sağlayan bu fıkrada, öncelikle, birliklerin uygulamalarda farklılık göstermesiyle takiben meslek ihtiyaç ve çözüm önerilerinde gerekli olan birlik olabilme yeteneğini kaybetme olasılığı vardır. Tüm rehberleri temsil etmeyen, sadece bir kısım rehberlerin parça parça, farklı birliklerce temsil edildiği bir meslek birliğinin faaliyetini aktif ve verimli şekilde devam ettiremeyeceğini bir kez daha belirtiyoruz. Ülke genelinde birden fazla odalar birliğinin oluşması sürekli bir mutabakat arayışına neden olacağından kurumları hantallaştıracaktır.

Aynı maddenin (2)'nci fıkrasında vermiş olduğumuz bir başka önerge ise aynı ilde birden fazla oda kurulamayacağına yönelikti. Meslek odalarının kuruluş amacı, mesleği icra edenlerin bir araya gelerek mesleki sorunlara çözüm getirmek, mesleki faaliyetin meslek ehline sahip kişilerce en iyi biçimde yürütülmesini sağlamaktır. Bir ilde birden fazla kamu kurumu niteliğinde meslek odasının kurulmasına müsaade etmek bu mesleği icra edenleri bir araya getirme amacına aykırı olacaktır. Birlik hâline gelemeyen rehberlerin de meslek sorunlarını sağlıklı bir şekilde tartışma ve çözüm bulabilme yetkisi de ortadan kalkacaktır.

Ayrıca, meslek odalarının zamanla farklı uygulamalar içerisine girmesi üyeler arasında bilgi karmaşasına neden olacaktır. Bu durum meslek odalarının tüm enerjisini mesleki sorunlar ve bunların çözümüne harcamasına engel olacaktır.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz, her ilde bir oda, Türkiye genelinde de bir meslek odasının olmasının daha uygun olduğunu düşünüyoruz.

Değerli milletvekilleri, ülkemiz, her coğrafyasında, denizleriyle, dağlarıyla, doğal gölleri, doğal güzellikleri ve kültürel varlıklarıyla turizm sektörü açısından büyük bir potansiyel oluşturmaktadır. Buna rağmen bizlerin turizm sektörünün hakkını tam anlamıyla verdiğimiz söylenemez. Ülkemizin coğrafi küredeki yerini, gelişmiş ülkelere mesafe yakınlığını göz önünde bulundurursak, bu durum turistlere ucuz ulaşım avantajı sunmaktadır. Ne yazık ki Türkiye'de turizm, 80'li yıllar dışında, bir devlet politikası olarak algılanmamıştır. Türkiye'nin her bölgesinde var olan turizm potansiyelleri ortaya çıkarılmamıştır.

Türkiye, kayak sporu ve kış turizminde de çok büyük bir potansiyele sahiptir. Bu potansiyelin en aktif şekilde kullanılması için, yeni ve alternatif kayak merkezleri bir an önce yapılmalıdır. Kış turizminin gelişebilmesi için, paralelinde kayak sporunun da gelişmesi gerekiyor. Bu konuda doğru yönlendirme ve yatırım yapılmasına ihtiyaç vardır. Bolkar Dağları kış turizmine en elverişli dağımızdır. Gerek Alp disiplini, gerek kış olimpiyatları, tur kayağı ve çeşitlerinin yapılabileceği, yanında Çiftehan termalinin de bulunması nedeniyle yatırım yapılması gerekli olan en önemli dağımızdır. Ülkemizde kış turizmi yönünden, Erzurum ve Erciyes dışında, yabancı turistlerin ilgisini çekecek, kayda değer yatırımlar yapılmamış ve bu önemli turizm dalı ihmal edilmiştir.

Kayak sporu ve kış turizminin en önemli sorunlarından biri ise dağlarda kayak sporunun ve kış turizminin yönetimi açısından yönetmelik, yazılı metin ve kanun yoktur. Her ildeki kayak merkezi yönetimi kendi kafasına göre uygulama yapmaktadır. Bu eksiklik bir an önce giderilmelidir. Ayrıca, turizm sektörünün elinde, kanyoning, dağ bisikleti, rafting, trekking, macera turları gibi özel ürün bulunan firmalar fuarlara katılamamakta ve tur bağlantıları yapamamaktadır. Bu küçük firmalara tanıtım ve yatırım teşviki verilerek sermayenin tabana yayılması gerekmektedir.

Değerli arkadaşlar, Kültür ve Turizm Bakanımız, yaptığı bir açıklamasında, dünya standartlarında en iyi 100 otelin en az 20'sinin Türkiye'den seçildiğini söylemektedir. Evet, Sayın Bakan haklı olabilir. Turizm alanında tesislerin konforlu, verilen hizmetin kaliteli olduğu doğrudur ancak turizm acentelerinin ve tur operatörlerinin ülkemize getirdiği turistler "her şey dâhil" sisteminden yararlanmaktadır. Yurt dışındaki bazı firmalar, çalışanlarına, Türkiye'de, uçak biletleri de alınmış, her şey dâhil tatil pazarlamaktadırlar. Bu sistem turistleri ülkemizde bir bardak su için harcama yapmamaya, girdikleri tatil köyleri ya da otellerden çıkmamaya alıştırmakta ve bu durum turizm sektörüne belli başlı zararlar vermektedir.

Çözüm olarak, otellerin haftada bir gün sırayla her şey dâhil sisteminden vazgeçirilmesi için yönetmelik düzenlenmelidir. Bu da turistlerin şehir merkezlerine yönlenmelerini sağlayacaktır, böylece hem otel çalışanlarının haftada bir gün tatil hakları doğacak hem de o bölgedeki küçük esnafın ve rehberlerin günlük ticari hareketliliğine ekonomik yönden katkı sunacaktır.

Sayın Bakanın bahsettiği en iyi yirmi otelden, tatil köylerinden kendi vatandaşlarımızın hizmet alması inanılmaz yüksek maliyetlerdir.

Sayın milletvekilleri, turizm sektöründe yerli seyahat acentelerinin en zorlandığı konu sigortadır çünkü Türkiye'de turistleri seyahat kapsamı içine alacak, sigortalayacak bir sigorta şirketi yoktur. Kısmen sigorta yapan şirketler de tur kapsamı alanını çok dar tutmaktadır. Bunun için, seyahat sigortası mevzuatında düzenlemeye ihtiyaç vardır.

Turizm sektörünün diğer ve önemli bir sorunu ise bazı ülkelerden gelen turistlerin ülkemizde kaçak işçi olarak çalıştığı bilinmektedir. Bu insanları turist olarak kaydettiğimizi göz ardı etmemeliyiz.

TÜİK, turizm gelirlerini hesaplarken, örneğin "Ülkemize gelen Amerikalı bir turist 1.500 dolar, Fransız bir turist bin dolar, İngiliz bir turist 500 dolar, Azerbaycanlı bir turist 500 dolar harcıyor." şeklinde topluyor ve bu miktarın ortalamasını alıyor, gelen turist sayısına çarpıyor. Türkiye'ye gelen 2,5-3 milyon civarı kişi turist olarak gelmekte ve ülkemizde kaçak işçi olarak da çalıştığı bilinmektedir. Bu kaçak işçilerin gelirleri de turizm geliri olarak hesaplanmaktadır.

2,5-3 milyon kişinin kayıt dışı olarak ülkemizden götürdüğü miktarın gelir olarak hesaplanmasını anlamak mümkün değildir. Bu kaçak işçilerin kayıt dışı olarak ne kadar miktar dövizi ülkelerine geri götürdükleri göz ardı edilemeyecek acı bir gerçektir.

Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi, turizm gelirlerinin büyük bir bölümü altı vilayetimize gitmektedir. Bu illerimiz, Antalya, İstanbul, İzmir, Aydın, Muğla, Nevşehir'dir. Turizmin geliştirilmesine, çeşitlendirilmesine ve ülke geneline yayılmasına ihtiyaç vardır. Ülkemizde dağ, doğa, trekking, macera ve alternatif turlarının sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Bu da meslek dalında farklı ihtiyaçları doğurmaktadır.

Ağrı Dağı, Bolkar Dağları, Kaçkar Dağları, Aladağlar, Likya yolları turlarını, rafting turlarını, alternatif ve macera turlarını mevcut turist rehberlerinin karşılaması mümkün değildir. Trekking, alan kılavuzları ve dağ rehberlerinin sınavları çeşitli kurumlar tarafından yapılarak, yabancı dil bilmeyen, turizmle alakası olmayan kişilerden oluşmaktadır. Az önce belirttiğim alanlarda sektörün ihtiyaçlarını karşılamak için en kısa sürede yönetmelik düzenlenmesi ve sınav açılması gerekmektedir. Riskler taşıyan sektörün bu çeşitlerinde daha nitelikli bir hizmet verebilmek için yetkilerin, denetim ve kontrolünün Kültür ve Turizm Bakanlığında ve meslek odasında toplanması kaçınılmazdır.

Birçok üniversite İngilizce turist rehberliği bölümü açmıştır. Fakat Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca ve başka dillerde rehberlik bölümü açılmamıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığının YÖK ile bağlantı kurarak bu sorunu çözmesi, başka dillerde de bölümler açtırması şarttır.

Değerli milletvekilleri, ülkemizde yat işletmecilerinin yat işletme belgesi alması zulme dönüşmüştür. Vatandaşın bu belgeyi alma eziyeti Mersin Telsiz Müdürlüğünde başlıyor, Antalya Fethiye'de zulme dönüşüyor, Ankara'da işkenceyle son buluyor. Ayrıca bu bölgemizde, Mersin-Antalya arasında, Silifke ve Anamur ilçelerimizde muhteşem bir turizm potansiyeli olmasına rağmen bu bölgelerimiz unutulmuştur. Ulaşım sorunu can sıkıcıdır. Mersin-Antalya arasındaki uzun yıllardır bir türlü bitmeyen yol yapım çalışmaları derhâl bitirilmelidir. Bu da kıyı ve kültür turizmine katkı sağlayacak, Antalya, Anamur, Mersin, Adana, Hatay, Şanlıurfa hattında yeni bir güzergâh açacaktır.

Türk Hava Yolları 10 Temmuz ve 1 Eylül arası Londra, Paris, Barselona, Frankfurt, Milano gibi nitelikli turistlerin gelebileceği ülkelerin başkentlerine ek seferler düzenlemelidir. Bu arada, Türk Hava Yolları işçilerinin grev haklarını da ellerinden aldığınızı unutmamak gerekir. Bununla da Hükûmet yetinmedi, altı saniyelik bir cep telefonu mesajıyla 305 kişiyi işten attı. Gece gündüz demeden ülkemizin turizm ve ulaştırma sektörüne büyük katkıları bulunan Türk Hava Yolları çalışanlarına yapılan acımasızlığı ve vicdansızlığı buradan kınıyoruz. Atılan işçiler derhâl geri alınmalıdır.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Kültür ve Turizm Bakanlığından son zamanlarda belediyeler uyduruk festivaller icat ederek bütçe almaktadırlar. Kavurma ve pilavın yenildiği, sazların çalındığı, hiçbir kültürel faaliyeti ve sektöre katkısı olmayan suistimallerin yapıldığı bu faaliyetlere bütçe ayrılmamalıdır. Kültür ve turizm yönünden zengin, ülkemizin sosyal hayatına katkı sağlayacak çerçevede festival düzenleyen belediyelere söyleyecek hiçbir sözümüz yok, hatta teşekkür ederiz. Fakat belediyelerin düzenlediği bu festivallere hangi kriterlere göre ödenek ayrıldığı da son zamanlarda tartışılır hâle gelmiştir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Turist Rehberliği Meslek Kanunu Tasarısı turizm sektörüne rahat bir nefes aldıracaktır genel itibarıyla. Turizm sektörünün tüm sorunlarını çözmek için Cumhuriyet Halk Partisinin özellikle üzerinde durduğu maddelerle ilgili vermiş olduğumuz önergelere desteklerinizi bekliyor, bu kanun tasarısının olumlu olduğunu düşünüyor, turizm sektörüne hayırlı olmasını diliyor, Sayın Bakana sektörüm adına da teşekkür ediyor, yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (CHP sıralarından alkışlar)

BAŞKAN - Teşekkür ederiz Sayın Şafak.