GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: ÇOK TARAFLI YATIRIM GARANTİ KURULUŞU SÖZLEŞMESİNİN MADDELERİNDE YAPILAN DEĞİŞİKLİKLERİN ONAYLANMASI HAKKINDA (S.S.40)
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:03.11.2011

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, saygıdeğer milletvekilleri; biraz evvel yaşamış olduğumuz Meclisteki olayın gerçekten hoş karşılanmayacak, Meclisin yapısına uymayacak bir davranış tarzı olduğunu düşünüyorum. Evet, laf atma Meclisin kültüründe var, bunu zaman zaman bizler de yapıyoruz ama haddini aşan, Meclisin kimliğiyle ters düşen değil, konularla ilgili laf atmaya çalışıyoruz. Bunun dışında yapılan şeylerin çok doğru olmadığını düşünüyorum. Bu Meclis kürsüsünde söz alan arkadaşların da üsluplarına dikkat etmeleri gerektiğine inanıyorum.

Ben sözümü, biraz evvel 2 tane arkadaşımız Mecliste yurt dışında yaşayan Türkler hakkında yaptıkları konuşmalarda, onlarla ilgili birtakım hakların son yıllarda geliştirildiği, onların yaşamlarının yurt dışında kolaylaştırıldığı, birtakım imkânlar sağlandığı söylendi. Bunlardan en başlıcası da Mavi Kart'tı. Mavi Kart uygulamasını belki de Meclisteki arkadaşlarımın birçoğu bilmiyordur. Arkadaşlarımız da bu Mavi Kart'ı tarif etmedi. Mavi Kart niçin kullanılıyor, önce ona bakmak lazım. Son yıllarda Almanya Hükûmetinin Türk vatandaşlarına baskı yaparak, sadece Türk vatandaşlarına baskı yaparak tek ülke vatandaşı olmaya zorlamasından kaynaklanan, bu ihtiyaçtan kaynaklanan bir kart. Bu kartın özelliğini ben size şöyle bir anlatayım: Alman vatandaşlığına geçmek üzere Türk vatandaşlığından çıkma izni almak isteyen vatandaşlara veriliyor. "Türk vatandaşlığından izinle çıkan personelin pasaportları ve nüfus cüzdanları iptal edilerek kendilerine 5200 sayılı Kanun'la Mavi Kart verilir." deniyor. "Bu belge, Türkiye'de ikamet, seyahat, çalışma, yatırım, ticari faaliyet, miras, taşınır mal satın alma, kiralama gibi konularda kullanılır." diyor. Şimdi Mavi Kartın anlamı bu. Yani ne yapmışız? Almanya, başka bir ülke insanına uygulamadığı, başka bir ülkenin vatandaşına uygulamadığı bir sistemi Türkler için koymuş. Ne zaman koymuş bunu? Ne zaman yapmış? Son beş yılda yapmış bunu yani sizin iktidarınız döneminde yapmış. Siz neyi kabul etmişsiniz? "Tamam, sizi Almanya böyle zorluyor ama ben size başka bir uygulama yaparak yani Mavi Kart vererek, bir kart vererek Türk vatandaşı olarak kabul edeceğim." demişsiniz.

Arkadaşlar, buraya, her kürsüye gelişinizde bir şeyden bahsediyorsunuz, "dünya lideri" diyorsunuz. Dünya liderinden beklenen o değildir, dünya liderinden beklenen diğer ülke vatandaşlarının Almanya'da sahip olduğu hakları Türk vatandaşlarına da sağlamasıdır, onların haklarını daha geri götürmesi değildir. Şu anda, iktidarınız döneminde Almanya'da yaşayan Türk vatandaşlarının hakları geri gitmiştir arkadaşlar.

Bununla da kalmamış, daha önce, biliyorsunuz, bizim kültürümüzde vardır, Almanya'da yaşar ama gelir Anadolu'dan kız alır, Almanya'da yaşar ama Anadolu'da bir delikanlıyla evlenir, bunlar da nikâhlarını yaptıktan sonra eşlerinin yanına Almanya'ya giderlerdi. Almanya artık bunu da kabul etmiyor. Bakın, ne diyor: "Yabancı dil yani Almanca sınavından geçeceksiniz." Bu Almanca sınavı da böyle basit sınav değil, Alman kültüründe yapılan, "A1 sınavı" diye adlandırılan, en az 300 tane Almanca kelimeyi  bilmenizi gerektiren bir sınav.

Yani neye geldik arkadaşlar? Bu kürsüye çıkan bütün Hükûmet mensubu arkadaşlarımız, bakanlar, milletvekilleri, her şeyi tozpembe gösteriyor. Tarımdan sorumlu bakan çıkıyor, tarım dünyada birinci olmuş, Türkiye gelişmiş, Türkiye'nin tarımı almış başını gidiyor. Kurban'da limuzin kesiyoruz, motorunu bilmiyorum, 2 bin motor mu, 1.600 motor mu? Peki, yine bir başka bakanımız çıkıyor, bu yolda çok mesafe katettiğimizi, dünyanın önder ülkelerinden olduğumuzu söylüyor. Yine konuşmacı arkadaşlarımız çıkıyor, uluslararası ilişkilerde, özellikle yurt dışında yaşayan vatandaşlarımızın bu ülkelerde sorunlarının çözüldüğünden, kendi iktidarları döneminde daha ileri seviyelere taşındığından bahsediyor ama gerçeğe sıra gelince gerçeğin hiç böyle olmadığını hep beraber görüyoruz. Eğer gerçekleri söylemezsek çözüm yollarını da bulamayız. Bunu bir söylersiniz, iki söylersiniz, üç söylersiniz, artık üçüncüsünde "hadi oradan" derler.

Yine Almanya'daki vatandaşların en büyük problemlerinden bir tanesi neydi? Orada din adı altında, din tandanslı veya dernekler diyelim, vakıflar diyelim, o insanların emeklerini sömürdüler, dünyaca marklar, dolarlar, eurolartopladılar. O dönemde mark vardı, şimdi euro var. İşte, bunlar nedir? YİMPAŞ, KOMBASSAN gibi dernekler vakıflardı.

Sonra Başbakanımız gitti Almanya'ya?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN - Teşekkür ediyorum Sayın Akar.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Evet, arkadaşlar, herkesin bayramını kutluyorum, ailelerin mutlu, esenlik içinde bir bayram geçirmesini diliyorum. (CHP sıralarından alkışlar)