GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: FAİLİ MEÇHUL CİNAYETLER HAKKINDA (10/41) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN ÖN GÖRÜŞMESİNİN, GENEL KURULUN 3/11/2011 PERŞEMBE GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN CHP GRUBU ÖNERİSİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:16
Tarih:03.11.2011

MEHMET DOĞAN KUBAT (İstanbul) - Sayın Başkanım, çok değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi Grup Başkanlığı tarafından Türkiye Büyük Millet Meclisi gündeminin "Genel Görüşme ve Meclis Araştırması Yapılmasına Dair Öngörüşmeler" kısmında yer alan faili meçhul cinayetler hakkında 10/41 esas numaralı Meclis Araştırma Önergesinin görüşmesinin Genel Kurulun bugünkü birleşiminde yapılmasına dair teklifi hakkında söz aldım.

Değerli milletvekilleri, biraz önce de konuya ilişkin BDP önergesi hakkında görüşlerimizi ana hatlarıyla ifade ettik. Sayın Grup Başkan Vekilimiz ve Yılmaz Tunç arkadaşımız da biraz önce partimizin bu konudaki temel yaklaşımını ortaya koydu.

Yani özetle, biz bu tür cinayetlerin kime karşı işlenirse işlensin ve kimden gelirse gelsin, bu tetiği sıkan el her kim ise bulunup yargıya teslim edilmesi noktasında mutabıkız. Fakat eğer gerçek amaç bu ise, yani suçluların yakalanıp adalete teslim edilmesi ise bizi bu sonuca götürecek etkili yöntemlerin kullanılması lazım. 1993 yılından itibaren?

EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) - Suç işleyen kamu görevlisine af çıkarmak gibi mi?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - 1993 yılında işlenen bu faili meçhul cinayetlerden bir son, şubat ayında, mart ayında işlenen cinayetler oldukça ilgi çekici. 5 Şubat 93'te Adnan Kahveci, yine rahmetli Eşref Bitlis, Uğur Mumcu 24 Ocak 1993'te ve rahmetli Turgut Özal, bir kısmı bunlardan. Sabahattin Ali'den beri bu cinayetleri sıralayabiliriz.

Bu insanların çalışmalarına şöyle bir göz attığımız zaman aslında bu faili meçhullerle ilgili bir kısım ipuçlarını da yakalamış oluruz düşüncesindeyim.

OKTAY VURAL (İzmir) - Faili malum olanları yakalamıyorlar.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Doğru, bir kısmı bunların aslında toplum vicdanında faili malum ama hukuken ispatlanamadığı veya sanığa ulaşılamadığı için "faili meçhul" olarak adlandırılmış.

Örneğin, rahmetli Uğur Mumcu 8 Ocak 1993 tarihli Cumhuriyet gazetesinde "Ültimatom" başlıklı bir yazı yazıyor ve burada yakında yayımlayacağı bir kitaptan bahsediyor. Bu kitabın içeriğinin de, o dönemdeki terör olaylarının nasıl cereyan ettiğini, aslında buradaki iş birliğinin ne şekilde olduğunu ortaya koyacağını ifade ediyor. Çok enteresan, bu yazıdan hemen sonra, on altı gün sonra, evinin önünde, bir bomba, arabasına yerleştirilmek suretiyle, karanlık güçlerce öldürülüyor.

Yine rahmetli Turgut Özal. Gerçi bu konu şu an itibarıyla bir soruşturma konusu. Ama toplum vicdanında "Acaba burada da bir suikast var mı"? denilerek her zaman bizim vicdanımızı acıtan bir hadise olmuştur. Eşref Bitlis rahmetlinin özellikle, şehit edildiği o gün bölgeye giderek terörün sonlandırılması noktasında çok ciddi çalışmalar yaptığı -bunlar hep basında yer aldı- yani bu problemin kökten çözülmesi için gayret sarf eden insanlar olduğu -Turgut Özal'ın, Eşref Bitlis'in- ortaya çıktı.

Öbür taraftan, Binbaşı Cem Ersever, eski JİTEM mensubu, emekli olduktan sonra bir kitap yazarak bildiği gerçekleri açıklayacağını, hatta bir yayınevi kuracağını ifade ettikten kısa bir süre sonra "şeytan üçgeni" olarak adlandırılan bir yerde kendisi ve 2 kişi öldürülmüştür.

Bütün bu olaylara baktığımız zaman, terörün devamından nemalanan güçlerin aslında bu tetiği sıktırdığı çok net görülmektedir.

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Kim onlar?

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - AKP iktidara gelmek için mi yapıyor diyorsun?

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - On senedir bulamadınız mı onları? Neyi anlatıyorsunuz! Sen şikayet mercisi değilsin.

ALİ UZUNIRMAK (Aydın) - AKP terörden nemalanıyor!

VELİ AĞBABA (Malatya) - Allah Allah? Sen iktidar mısın, muhalefet misin, nesin?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Şu anda, 1948 yılında Sabahattin Ali'nin bir kayıkçı tarafından öldürülmesi olayının araştırılması yani altmış üç yıl önce gerçekleşmiş bir olayı bugün Meclis araştırmasına konu etmek istenmesi aslında? (AK PARTİ ve CHP sıralarından gürültüler)

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Ne anlatıyorsunuz ya! On senedir iktidar biz miyiz ya! Yargıyı ele geçirdiniz, Anayasa Mahkemesini ele geçirdiniz?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Faili meçhullerin avukatı sizsiniz, faili meçhullerin!

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Değiştirin yasaları, bulun!

BAŞKAN - Sayın Akar?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - ?bu konunun gerçekten faillerinin mi bulunmak istendiğinin, yoksa siyasi polemik yapılmasının mı amaçlandığının da bir göstergesi.

LÜTFÜ TÜRKKAN (Kocaeli) - Ya, yakaladığınızı bıraktınız, Hizbullahçılar dışarı çıktı. Nasıl olacak o iş? Yurt dışına kaçtılar adamlar!

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) -Sabahattin Ali ve diğer hadiseler?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hrant Dink, arkasındaki güçler kim, onun ortaya çıkarılmasını sağlayın.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - ?Hrant Dink, Danıştay cinayeti, bunlar toplumu derinden?

VELİ AĞBABA (Malatya) - O dönem Hrant Dink'i valiliğe çağıran valiyi ortaya çıkartın. Kim çağırdı, kim tehdit etti? Onu ortaya çıkarın.

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, lütfen?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Değerli arkadaşlarım, bu konuda mesafe almak istiyorsak yani yüksek ses tonuyla konuşmanın ne faydası var?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Hâlâ TİB kayıtları vermiyor, TİB, TİB. Hrant Dink'in katillerinin gerçek görüşmeleri ortaya çıkar.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Yani biz de buradan bağırıp çağırıp bu Meclisin gündemini işgal edebiliriz, buna hiç gerek yok.

VELİ AĞBABA (Malatya) - TİB kayıtları vermiyor. Siz iktidarsınız, on senedir niye çözmüyorsunuz?

BAŞKAN - Sayın Ağbaba, lütfen müdahil olmayınız.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Bizim amacımız üzüm mü yemek, bağcıyı mı dövmek? Size şunu söyleyeyim?

BAŞKAN - Sayın Kubat, lütfen Genel Kurula hitap edin, konuşmanızı yapın.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Bir suçun faillerini yakalamak, soruşturmak, kovuşturma konusu yapmak yargı mercilerinin temel görevidir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Sizin göreviniz ne biliyor musunuz; siz affediyorsunuz, af, o katilleri affediyorsunuz.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - 2002 yılından bugüne kadar yargı, yapılan yasal ve anayasal değişikliklerle etkin bir güç hâline getirilmiştir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Ne yaptınız? Ne yaptınız?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Demokrasi güçlenmiştir, insan hakları güçlenmiştir Türkiye'de ve kararlı bir siyasi otorite vardır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Nerede?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Ama bu istikrar ortamından hoşnut olmayan, terörden beslenenler?

EMİNE ÜLKER TARHAN (Ankara) - Yargı sizin bindirilmiş kıtalarınız hâline getirilmiştir.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - ?bu siyasi istikrarı ortadan kaldırmak için bilinen klasik yöntemlerine başvurmuş ama amaçlarına ulaşamamıştır.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Yargı talimat alıyor, polis talimat alıyor, asker talimat alıyor, hâlâ konuşuyorsunuz.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Çünkü Danıştay cinayetinde, Hrant Dink olayında devletin kolluk güçleri etkin bir biçimde çalışarak faillerini yargı mercilerine teslim etmişlerdir. Zaten yapılması gereken de budur. Meclis suçluları bulup, yargılayıp hakkında ceza verecek bir merci değil.

Meclis araştırmasının konusu Anayasa'da çok açık, bir konu hakkında bilgi edinmekten ibaret ve bu araştırma komisyonu dört ay çalışacak.

İnsan Hakları Komisyonu? Bakın, demin, Sayın Sezgin Tanrıkulu bu işleri çok iyi bilir?

VELİ AĞBABA (Malatya) - Bakın, Malatya'da bir Zirve Yayınevi var, onlar sizin döneminizde işlendi.

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - ?Diyarbakır'daki insan hakları mücadelesinde önde gelen isimlerden birisidir.

VELİ AĞBABA (Malatya) - Nefret suçlarının tamamı sizin döneminizde işlendi. Zirve Yayınevinde kim iktidardaydı? Hrant Dink'te kim iktidardaydı?

MEHMET DOĞAN KUBAT (Devamla) - Eğer bu faili meçhuller temel yaşam hakkı, bir insan hakkı ihlali ise bunun için Meclis İçtüzüğü'nde bu konuda kurulmuş olan ihtisas komisyonunun görev alanında esasen çalışma yapması lazım ve bu komisyon, alt komisyonlarla daha da derinleştirebilir bu işi. (AK PARTİ ve CHP sıralarından karşılıklı laf atmalar) Eğer, gerçekten bu olayların üzerine gidilmek isteniyorsa, sorumlusu kim olursa olsun, ister devletin içinde ister devletin dışında her kim olursa, hangi makama kadar giderse gitsin gerçekten bunun araştırılması isteniyorsa, bunun temel zemini İnsan Hakları Komisyonudur ve bu komisyonda bütün siyasi partilerin -biraz önce söyledim- temsilcileri var. Neden orada somut hadiseleri gündeme getirip de derinlemesine incelemeyelim, daha geniş bir zaman diliminde çalışalım, gerekli desteği alalım, çalışma süresi yeterli olsun, bulalım suçluları, failleri yargıya teslim edelim. Eğer istenen buysa, İnsan Hakları Komisyonu çatısı altında bu faaliyetin yapılması gerekir diye düşünüyorum.

Bu düşüncelerle, Meclis araştırması açılmasına gerek olmadığını düşünerek, saygılarımla hepinizi selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)