| Konu: | BDP GRUBUNUN, CEZAEVLERİNDEKİ AĞIR HASTA MAHKÛMLARIN DURUMLARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA VERİLEN (10/548) ESAS NUMARALI MECLİS ARAŞTIRMASI AÇILMASINA İLİŞKİN ÖNERGENİN GÖRÜŞMELERİNİN, GENEL KURULUN 8 MAYIS 2013 ÇARŞAMBA GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 08.05.2013 |
İSMAİL AYDIN (Bursa) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; BDP Grubunun Meclis araştırması önergesi aleyhinde AK PARTİ adına söz almış bulunuyorum. Yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında, şampiyon Bursaspor'umuzun aramızdan çok genç yaşta ayrılan çok kıymetli başkanına Cenab-ı Allah'tan rahmet diliyorum. Yine, Meclisimizin 20 ve 21'inci Dönem Milletvekili Değerli İbrahim Yazıcı'ya, bu erken yaşta ayrılması nedeniyle, Bursa'mıza, özellikle spor camiasına koyduğu katkıdan dolayı teşekkür ediyor, rahmetlerimizi sunuyor, ailesine ve Bursa kamuoyuna taziyelerimizi bildiriyorum.
Değerli arkadaşlar, az önceki değerli konuşmacı, özellikle 1 Mayıs olaylarını gerekçe göstererek, buradan, 1 Mayısta görev yapan çok kıymetli devlet memurlarına, polislerimize birtakım ifadelerde bulundu. Kısaca şunu ifade etmek istiyorum: AK PARTİ iktidarından önce bu ülkede 1 Mayıslar kabustu, 1 Mayısta yaşanan olaylar... Hatta özellikle 80 öncesinde olaylar neticesinde verilen şehitler ya da ölümlerle anılan 1 Mayıstan, AK PARTİ dönemiyle beraber, bayram havasında kutlanan ve resmî tatil ilan edilen 1 Mayısa geldik.
Özellikle 70'lerde, 78'lerde, 90'larda birçok kez hükûmete gelen ya da hükûmet ortakları olan hiçbir iktidarın ya da sayın konuşmacının mensubu olduğu partinin iktidarlarında 1 Mayısı bayram yapmak, 1 Mayısı resmî tatil yapmak hiçbir zaman akıllarına gelmedi. Ama, AK PARTİ döneminde, AK PARTİ iktidarıyla beraber, artık işçinin alın terinin resmî bayramı ilan ettik ve öncelikle, bir önceki yılki 1 Mayıs -hepimizin malumu- işçilerle beraber halaylarla bayram havasında kutlandı. Ama, bu yıl, özellikle talep edilen bölgede yoğun bir inşaat faaliyetinin olması nedeniyle, hiçbir şekilde gösteri ve yürüyüş yapılamayacak bir alan olması hasebiyle burada gösteri yapılması yasaklanmasına rağmen ve ortam müsait olmamasına rağmen, birkaç sendika ağasının dayatmasıyla, maalesef, istenmeyen görüntüler, istenmeyen olaylar olmuştur. Burada, canını dişine takarak görev yapan çok kıymetli devlet memurlarını rencide etmek ya da gerçekten görevlerini yapmaları nedeniyle bu olayları engelleyen kıymetli devlet memurlarını bu kadar eleştirmek doğru değildir. Burada eleştirilecek bir husus varsa o da sendika ağalığıdır, sendikaların dayatmasıdır. Eğer gerçekten 1 Mayısı bayram havasında, gerçekten 1 Mayısı emek ve alın terinin bayramı olarak kutlamak istiyorsak meydanlar... 1 Mayıs nedeniyle, tatil olması nedeniyle meydanlar da işçi arkadaşlarımıza ve değerli emekçilerimize açılmıştı. Gerçekten bayram havasında kutlayan sendikalarımız da mevcuttu. Bu nedenle, özellikle Taksim'deki olayları gerekçe göstererek burada devlet görevlilerini suçlamak izana, akla aykırıdır diyorum. Bu vesileyle, ben tekrar BDP Grubunun önergesine dönmek istiyorum.
Kıymetli arkadaşlar, AK PARTİ iktidarı gelene kadarki hâkim yaklaşım, bizatihi farklılıkların problem olarak algılanması, dolayısıyla ya inkâr veya bertaraf edilmesi şeklinde tecelli etmiştir. Bugün ise Hükûmetimiz, bu topraklarda yaşayan herkese temel hak ve özgürlüklerin eksiksiz verilmesi gereğine inanmakta ve bu inançla birçok yasal düzenlemeler yapmaktadır. AK PARTİ döneminde yapılan düzenlemeler daha demokratik bir ülke hayalimizi gerçekleştirmeye doğru attığımız önemli adımlardandır.
Değerli milletvekilleri, son olarak, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 24 Ocak 2013 tarihli oturumunda kabul edilen 6411 sayılı Kanun'la Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da yapılan değişiklik sayesinde, ağır hastalığı veya sakatlığı nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyen ve toplum güvenliği bakımından tehlike oluşturmayacağı değerlendirilen mahkûmun cezasının infazının iyileşinceye kadar geri bırakılması imkânı getirilmiştir.
İnfaz Kanunu'nun 116'ncı maddesi gereğince, hükümlüler hakkında düzenlemelerden tutukluluk hâliyle uzlaşır nitelikte olanları tutuklular hakkında da uygulanabileceğinden, bahsedilen değişiklik sadece hükümlüler lehine değil, aynı durumdaki tutuklular lehine de sonuç doğurmaktadır. Nitekim, hakkında mahkûmiyet hükmü verilmesine karşın temyiz süreci devam eden kamuoyunun yakından izlediği bir davanın sanığı, ağır sağlık sorunları sebebiyle mahkemece bu düzenleme gereğince tahliye edilmiştir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulunun 2 Temmuz 2012 tarihli oturumunda kabul edilen 6352 sayılı Kanun, tutuklama konusunda önemli yenilikler getirmiştir. Bununla birlikte, 24 Ocak 2013 tarihli oturumunda kabul edilen 6411 sayılı Kanun'la Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'da yapılan değişiklik sayesinde hasta olan tutuklular lehine de yeni düzenlemeler getirilmiştir.
31 Mart 2013 tarihinde Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6411 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'dan yararlanmak isteyen hükümlü ve tutuklular hakkında yapılan işlemler şu şekildedir:
İlgili yasalardan faydalanmak isteyen hükümlü ve tutukluların dilekçesine istinaden yerel sağlık kuruluşlarına sevkleri gerçekleştirilmektedir. Hastanelerin sağlık kurullarınca hasta olduklarına dair rapor verilerek Adli Tıp Kurumuna sevk edilenlerin dosyaları hazırlanarak Adli Tıp Kurumuna gönderilmektedir. Gönderilen dosyalardan Adli Tıp Kurumunca verilen randevu tarihlerine göre hükümlü ve tutuklular Adli Tıp Kurumuna sevk edilmektedir.
Bu kapsamda
Adli Tıp Kurumuna gönderilen toplam dosya sayısı 816'dır. Bunlardan 371 dosyaya rapor düzenlenmiş, 445 dosyanın işlemleri ise hâlen devam etmektedir. Karara bağlanan 371 dosyadan 75 dosyada cezanın infazının tehirine karar verilmiş, 161 dosyanın cezanın infazının tehiri talebi reddedilmiştir. 3 dosyanın ise af talebi kabul edilmiştir. 96 dosyanın af talebi reddedilmiştir. 19 dosyanın hastane şartlarında tedavisine devam edilmesine karar verilmiştir. 20 dosyanın ise rehabilitasyon merkezlerinde takip edilmesine karar verilmiştir. İşlemleri devam eden 445 dosyanın bir kısmının raporları hazırlanma aşamasındadır, bir kısmının ise randevu tarihine göre sevk işlemlerinin gerçekleşmesi beklenmektedir.
Yapılan bu yeni düzenlemeler ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 16'ncı maddesinde düzenlenen hapis cezasının infazının hastalık nedeni ile ertelenmesi hâlleri yeni bir erteleme nedeni olarak getirilmiştir. Kıymetli arkadaşlar, özellikle yapılan bu son düzenlemeler ile cezaevinde hasta bulunan, özellikle hastalık şartları nedeniyle hükümlü ve tutukluların tek başına cezaevi şartlarında tedavilerinin gerçekleşmemesi ya da yaşamlarını bu şekilde sürdürebilmelerinin mümkün olmaması durumunda, zaten mevcut yasalarımız bu hasta arkadaşlarımızın cezalarının ertelenmesine olanak vermektedir. Bu nedenle, BDP Grubunun araştırma önergesi yerinde değildir.
AK PARTİ iktidarları döneminde, özellikle toplumun her kategorisinde ortaya çıkan problemlerin çözümü noktasında, bugün el birliğiyle Meclis çatısı altında birçok düzenlemeler yaptık. Özellikle tutuklu hastaların ve hükümlü hastaların sağlıklarına kavuşuncaya kadar tutukluluk ve hükümlülük sürelerinin ertelenmesi de olanak dâhilinde olduğu için, Meclisimizin de gündeminin çok yoğun olması hasebiyle, bu konularda özellikle İnsan Hakları Komisyonumuzda da çalışmalar yapıldığı için BDP grup önerisi aleyhinde olduğumuzu belirtiyor, bu vesileyle yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum. (AK PARTİ sıralarından alkışlar)