GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (SS452) POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI'
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:07.05.2013

HAYDAR AKAR (Kocaeli) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; kaldığımız yerden?

MEHMET GÜNAL (Antalya) - Ayıp! Böyle olmaz yani.

BAŞKAN - Ayıp olan bir şey yok.

Buyurun.

HAYDAR AKAR (Devamla) - ?devam ediyoruz.

Özelleştirmenin bu ülkeye getirmiş olduğu faydaları tek tek sayıyoruz. Şimdi sıra geldi yoksulluğa.

"Yoksulluk" deyince şunu hatırlatmak istiyorum size: Başbakan bir konuşmasında, sosyal yardımları yani kömür ve makarna yardımını 16 kat artırdığını ifade etti. Yani gelinen on bir yıllık AKP iktidarı döneminde yoksul sayısının ve yardıma muhtaç sayısının ne kadar kat arttığını Başbakanın ağzından çok rahatlıkla dinleyebiliriz.

Ama ben size bunu örnek vermeyeceğim. Ben size geçen hafta 16 milletvekiliyle gittiğimiz Urfa gezisini anlatmak istiyorum. 13 tane AKP milletvekili, 2 CHP ve 1 MHP milletvekili Urfa Ceylânpınar yani TİGEM arazilerine bir gezi düzenledik KİT Komisyonu olarak. Bu gezide, oradaki göçerlerin problemini çözmek ve problemlerini yerinde anlayabilmek için oraya gittik.

Şimdi, sevgili arkadaşlar, Şanlıurfa, evet; Şanlıurfa'ya baktığımızda, müthiş arazileri olan ve tarımla uğraşan insanların yaşadığı bir alan. Yalnız, göçerler bu TİGEM arazisinde yaşıyorlar, 1 milyon 750 bin dönümlük bir arazide yaşıyorlar. Yaklaşık 23 tane köy var. Bu 23 tane köyün birine gittik. Arkadaşlarım burada. Tam iki buçuk saatte 70 kilometrelik bir yolu? Yaklaşık bir karış toz içerisinde ulaşabildik köye. Köye ulaştığımızda, bu köyde cami yok. En çok onunla ilgilendiğiniz için ondan başladım öncelikli olarak.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hadi, bir cami yap oraya.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Okul da yok, ev de yok.

BÜLENT TURAN (İstanbul) - Hadi okul da yap.

HAYDAR AKAR (Devamla) - Hayvanların barınacağı alan da yok ve su da yok, elektrik de yok. Bizim gittiğimiz köyde bu yok. Ama 23 köyün yüzde 70'inde, yüzde 80'inde böyle.

Çocuklar yalvarıyorlar, "Biz insan olmak istiyoruz." diyorlar, "Biz okumak istiyoruz." diyorlar, "Biz devlete hizmet etmek istiyoruz." diyorlar. (AK PARTİ sıralarından gürültüler)

Lütfen sözümü kesmeyin, dinleyin, Türkiye'nin geldiği hâli anlayın. Burada, 23 köyde 660 hane yaşıyor, tespit edilen 660 hane ve bu 660 hanede 4.500 kişi yaşıyor. 4.500 kişi hayvancılıkla geçiniyor bu TİGEM arazisinde.

Sizden gidip orayı görmenizi istiyorum. Hani diyorsunuz ya "Yurt dışında yardımda bulunduk. Şunları yaptık, bunları yaptık." Gidin, o insanları bulun ve onlara yardımda bulunun. 2007 yılında söz vermişsiniz "Arazi vereceğiz." diye ve demişsiniz ki: "Eğer bu seçimlerde AKP'ye oy çıkarsa -vatandaş öyle anlatıyor, full oy çıkmış bu 23 köyde- size arazi vereceğiz." 2013 yılında gittik ve bu arazilerin verilmediğini gördük. Hep beraber gördük, arkadaşlarım da burada. Beni, farklı söylüyorsam doğrulayabilirler. Türkiye'yi getirdiğiniz nokta bu, yoksulluk bu.

İşsizliklerden bahsediyorduk. Biraz evvel dedim ki: Üniversite işsizleri, daha sonra da işten atılan insanların Türkiye'deki açlık sorunu, Türkiye'deki geçinememe sorunu.

Arkadaşlar, en büyük sorunlardan bir tanesi de taşeron problemi. İktidarınız döneminde taşeron problemi had safhaya ulaşmıştır. Bakın, PTT'de de 37 bin kişi çalışıyor -Genel Müdür gitti- 37 bin kişinin 8 bini taşeron, 23 bin kişi de sözleşmeli çalışıyor. Benim kentim -dedim ya- sanayi kenti. Benim kentimde çalışan insanlar, PETKİM'de, TÜPRAŞ'ta çalışan insanlar refah seviyesinde, Hükûmetin ve TÜİK'in belirlemiş olduğu açlık sınırı üzerinde yaşıyorlardı geçmişte yani refah bir hayat yaşıyorlardı. Babalarının dedelerinin emekli olduğu fabrikalarda şimdi çocukları 774 liraya taşeron işçisi olarak çalışıyor. Biliyor musunuz, babalar, dedeler ne yapıyor benim kentimde? Babalar, dedeler benim kentimde taksi duraklarında taksi şoförü olarak çalışıyorlar. Gidip sorduğumda "Niye burada çalışıyorsunuz?" dediğimde, zannetmeyin ki Amerikalı, Alman emekli gibi Hawaii adasına gidiyorlar ya da Türkiye'deki bir tatil beldesine gidip, rahat bir ay, geçimlerini sağlayıp güzel bir tatil yapıyorlar. Bunlar, taksi duraklarında, çocuklarına bakabilmek, onların ev kiralarını ödeyebilmek için çalışıyorlar, torunlarına bakabilmek için çalışıyorlar; bunu görün arkadaşlar. Evet, bu millet size oy veriyor, yüzde 52 oy veriyor ama millet önceliğini unutmuş, unutturmuşsunuz millete önceliğini. Bu millet önceliğini hatırladığı zaman size gereken cezayı verecektir, bundan hiç kuşkum yok.

Bu, Kocaeli'de yaşanan bir durum, ki Kocaeli'ni Türkiye'nin sanayi başkenti olarak adlandırıyoruz. Ya, Türkiye'nin öbür illerindeki durum, işsizlik oranı? Tarımla uğraşan insanların traktörlerindeki boş mazot depolarını görüyor musunuz? Tarımdan çıkan alanların sayısını ve kaç dönüm olduğunu biliyor musunuz arkadaşlar? Bunları lütfen irdeleyin, bu insanların problemlerine çözüm bulun diyorum.

Hepinize saygılar sunuyorum. (CHP sıralarından alkışlar)