GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: (SS452) POSTA HİZMETLERİ KANUNU TASARISI'
Yasama Yılı:3
Birleşim:100
Tarih:07.05.2013

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Samsun) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; görüşülmekte olan 452 sıra sayılı Posta Hizmetleri Kanunu Tasarısı'nın 9'uncu maddesiyle ilgili olarak vermiş olduğumuz değişiklik önergesi üzerine söz aldım. Bu vesileyle hepinizi saygılarımla selamlarım.

Değerli milletvekilleri, maddeyle posta hizmeti verilebilmesi veya bunun için gerekli altyapının kurulup işletilebilmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından yetkilendirme ve işletme usul ve esasları belirlenmektedir.

Maddenin (7)'nci fıkrasında ise yetki belgesi hizmet sağlayıcının faaliyetlerinin mevzuata aykırılık durumunda kurum tarafından ne şekilde iptal edileceğini düzenlemektedir. Değişiklik önergesiyle şirketlerin mevzuata aykırı iş ve eylemleriyle ilgili olarak önce uyarılması ve sonra uyarılara rağmen devamında ise yetki belgesinin iptali öngörülmektedir. İnşallah, bu değişiklik önergemize katılırsınız.

Değerli milletvekilleri, şimdi, burada devlet böylece posta hizmetlerini de piyasalaştırarak bir yükü daha üzerinden atıyor, ancak devlet bir anlamda bu kuruluşların yükünü üzerinden atarken, bunların bütün yükünü vatandaşın üzerine yıkmaktadır. Bu tamamen "Altta kalanın canı çıksın." politikasıdır. Devlet piyasalaşırken ve liberalleşirken sosyal devlet olma özelliğinden uzaklaşmaktadır.

Evet, bu yasaya gerekçe gösterilirken, devlete rekabete dayalı politikalar oluşturmak çağdaş bir yaklaşım gibi gözükmektedir, ancak bu anlamda çıkarılan her yasa hizmet bedellerini artırıp vatandaşa yeni yükler getirmektedir maalesef.

Değerli milletvekilleri, ben geçen hafta Samsun'daydım, köylü, esnaf, asgari ücretli, işçi, memur ve emekli, her kesimden insanlarla görüşme fırsatı buldum. Maalesef, köylü ürettiği ürünü maliyetine satamamakta, dolayısıyla tarlasını ekmekten vazgeçmektedir. Esnaf bitmiş, piyasalar durgun, gerçekten siftah etmeden dükkânını kapatan esnaflarımız vardır. Esnaf kefalete ve bankalara olan borçlarını artık ödeyemez duruma gelmişler. Asgari ücretli kıpırdayamaz hâle gelmiş, ne yapacağını şaşırmış durumdadır. Emeklilerin durumuysa hepimizce malumdur. Emekliler kendini geçindiremezken, bir de ülkemizdeki işsizlik nedeniyle üniversite mezunu, evli, işsiz oğluna bakmak gibi bir yükümlülüğün altında ezilmektedir.

Bakınız, siz burada 2/B yasasını çıkarıyorsunuz, devlete para kazandıracaksınız, ancak Samsun'da görüştüğüm 2/B arazisi olan köylüler "Bunu ödeme gücümüz yok." diye feryat ediyorlar, ama burada siz devletin kasasına ne kadar para gireceğini hesap ediyorsunuz. Buralardan kazandığınız paraların bir kısmını vatandaşa sadaka gibi dağıtarak milletimizi köle yapmaktasınız. "Sosyal yardım" adı altında, bir kısmı da Avrupa Birliği müktesebatıyla ilgili çıkardığınız bu sadaka dağıtma yasaları çerçevesinde vatandaşlara yaptığınız bu sosyal yardımları gün geçtikçe zorlaştırıyor, bu konuda da âdeta vatandaşa zulüm çektiriyorsunuz.

Bakınız, elimde gördüğünüz gibi şimdi size takdim edeceğim bir rapor var. Bu, bir devlet hastanesinden bakım ücreti alabilmek için çıkarılmış bir rapor değerli arkadaşlar. Bu raporda tanımlanmış birçok hastalığı olan bir vatandaş örneğin senil nükleer kataraktı, esansiyel tremoru, mide malign neoplazmı, üriner inkontinansı, işitme kaybı ve kalça artrozuyla beraber yüzde 97 sakatlık raporu almış ancak yüzde 97 sakat olmasına rağmen Hükûmetin yeni koyduğu kriterlere göre maalesef ağır özürlü değil, dolayısıyla bakıma muhtaç değil. Böyle bir şey olabilir mi? Yüzde 97 özürlü çıkıyor vatandaşımız ama yeni kriterler nedeniyle maalesef kendisi bakıma muhtaç raporundan dolayı bakım ücretinden faydalanamıyor.

Değerli arkadaşlar, AKP her icraatında olduğu gibi burada da vatandaşlarımızı hastane hastane dolaştırarak süründürür. "Evet, sen yüzde 97 özürlüsün ama bakım hakkından yararlanamazsın." diyerek vatandaşlarımızla dalga geçmektedir. Eğer yüzde 97 sakatlığı olan vatandaşımız bakım yardımından istifade edemeyecekse peki kim edecek? Bu vatandaşımız verilen rapora itiraz edecek ancak bu sefer Ankara'ya sevk ederlerse, bir taraftan gelmek için parayı nasıl tedarik edeceğini düşünürken?

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CEMALETTİN ŞİMŞEK (Devamla) - ? diğer taraftan da bu vaziyetteki hastayı Ankara'ya nasıl getireceğini düşünmektedir.

Daha söyleyeceğim çok şeyler vardı ama zamanım dolduğu için? Çok teşekkür ediyorum.