| Konu: | TAPU KANUNU VE KADASTRO KANUNUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA İLİŞKİN KANUN TASARI VE TEKLİFİ |
| Yasama Yılı: | 2 |
| Birleşim: | 101 |
| Tarih: | 02.05.2012 |
VAHAP SEÇER (Mersin) - Sayın Başkan, sayın milletvekilleri; hepinizi saygıyla selamlıyorum.
228 sıra sayılı Kanun Tasarısı'nın 1'inci maddesinde verdiğimiz değişiklik önergesi hakkında söz aldım.
Geçtiğimiz dönemde, sanıyorum 2008 yılında, Türkiye-Suriye sınırındaki mayınlı arazilerin temizlenmesiyle ilgili bir kanun tasarısı vardı. O konu yüce Parlamentoda çok tartışıldı, bir buçuk ay Türkiye gündemini meşgul eden bir konuydu. Hepsi hepsi 205 bin dekar civarında bir arazinin üzerindeki mayınlar temizlenecek. Bunun karşılığında, hizmet bedeli karşılığında bu arazilerin kullanım hakkı bu üstlenici firmaya temizleme bedeli olarak verilecekti. Biz o zaman iktidar olarak bu meseleye karşı çıktık. Karşı çıkmamızın nedeni, az önce yine söz aldığımda söyledim, saiklerdi. Türkiye'nin hem stratejik olarak sınır bölgesinde yer alan önemli bir arazisi. Biliyorsunuz, Türkiye'nin en uzun kara sınırı Suriye sınırıdır. Yaklaşık olarak o alanlar da 500 küsur kilometrelik bir alan ve 200 küsur dekar araziydi.
Şimdi, anlamakta gerçekten güçlük çekiyoruz, devri iktidarınızda, özellikle stratejik olarak gerçekten bu alanların niçin yabancı şirketlere uzun süreli kiralanması ya da satılması konusunda bu kadar gayret sarf ediyorsunuz?
Az önce Sayın Adan, Milliyetçi Hareket Partisi İstanbul Milletvekili, bu konuyla aslında ilgili kurumların, Bakanlığın, acaba dünyada bu işler nasıl oluyor yani diğer ülkeler yabancılara mülk satışı konusunda nasıl yasal düzenlemeler yapıyorlar, bu konunun araştırılması için yaklaşık olarak 4 trilyon gibi bir para harcandığını ve bu çalışmaların da hâlâ devam ettiğini söyledi. Şimdi, burada da bir çelişki söz konusu; siz bir konuda para harcayacaksınız, zaman harcayacaksınız, çalışma yapacaksınız ama o araştırmanın neticesini beklemeden o konuyla ilgili tasarrufta bulunacaksınız. Şimdi, Sayın Bakanın bunları açıklaması gerekiyor.
Bu bir tesadüf mü? Geçtiğimiz haftalarda, orman vasfını yitirmiş alanların yani orman rejimi dışına çıkarılan alanların satışıyla ilgili bir düzenleme yapıldı. Aynı düzenleme içerisinde hazineye ait olan, üzerinde tarımsal faaliyet olan alanların da bu düzenlemeyle beraber satışının önü açıldı. Yine, komisyonlardan çıktı, afet riski altındaki alanların dönüştürülmesiyle yani kamuoyunda bilindiği adıyla kentsel dönüşümle ilgili bir kanun tasarısı çalışması var; bu, yüce Parlamentoya indi, daha sonra geri çekildi. Akabinde böyle bir düzenleme geliyor, yabancılara mülk satışıyla ilgili bir düzenleme geliyor. Bütün bu sıralama, bu kronoloji acaba bu yasaların ardı ardına yüce Meclise gelmesi bir tesadüf mü yoksa bu bilinçli olarak yapılan düzenlemeler mi? Bu konuda da Sayın Bakanın bizleri aydınlatması gerekiyor.
İnsanın aklına şu geliyor: Acaba bu konuda Türkiye'de ciddi yatırımlar yapacak yani bu kanundan dolayı 30 hektar ya da 60 hektar alanlar alıp 2/B alanları olabilir bu alanlar ya da hazine alanları olabilir? Bazı yabancı firmalar Hükûmeti bu konuda uyarıyor, "Bir an önce bu yasal düzenlemeleri yapın da biz Türkiye'ye gelelim, bu alanlarda yatırım yapalım." diye bir gayret içerisinde mi? Sayın Bakanın bunları ortaya koyması lazım. Yani bana sorarsanız, bunlar masumane yapılan birtakım düzenlemeler, tesadüfen, işte, 2/B düzenlemesi, hazine alanlarının satışı, kentsel dönüşümle ilgili düzenleme, yabancılara mülk satışı, bunların art arda gelmesi tesadüfi değildir.
Zaten bu düzenlemenin asıl temel maddesi 1'inci maddedir, önergemizde bu maddenin yasa metninden çıkartılmasını talep ediyoruz, yüce Meclisin desteğini bekliyoruz.
Teşekkür ediyorum. (CHP sıralarından alkışlar)
BAŞKAN - Teşekkür ederim Sayın Seçer.