GENEL KURUL KONUŞMASI
Konu: CEZA VE GÜVENLİK TEDBİRLERİNİN İNFAZI HAKKINDA KANUNDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TEKLİFİ
Yasama Yılı:2
Birleşim:100
Tarih:26.04.2012

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

İlk olarak Sayın Sakık'ın sorusuyla başlayayım. On yedi-on sekiz ay önce tahliye edilen hastanın yakında vefat ettiğini, bundan devletin bir kaybı olup olmadığını sordular. Şu anda cezaevlerimizde 400 civarında hasta hükümlü ve tutuklu var. Son, bu Genel Kurulda kabul etmiş olduğumuz Denetimli Serbestlik Yasası'nda getirmiş olduğumuz düzenlemeden yaklaşık bir 70 kişi istifade ederek erken tahliye oldu hastalardan, bakıma muhtaç olanlardan. Bu sayının daha da eksilmesi lazım. Bu konuyla ilgili olarak Adli Tıp Kurumuyla bir çalışmamız var, Sağlık Bakanımızla görüşmeler yapıldı. Önümüzdeki hafta, İstanbul'da, beraber hem yeni yapılan tesislerde hem Adli Tıp Kurumunda ortak bir çalışma yapılacak. Bu sorunu temelli olarak çözebilecek birtakım çalışmalar içerisindeyiz. Ancak şunu da unutmamak lazım: Bu cezaevinde bulunan hasta hükümlü ve tutukluların toplumun vicdanını kanırtmayacak, kanatmayacak ve o suç mağdurlarını da bu konuda irite etmeyecek, rahatsız etmeyecek bir optimum noktayı bulmak zorundayız.

Bizim, cezaevlerinde insanların acı, ıstırap çekerek kalmasından devlet olarak bir menfaatimiz olamaz ama cezaevinde insanların hürriyetlerinden alıkonulmalarının esprisi, toplumsal adaletin karşılanması, adalet duygusunun tatmini içindir. O açıdan, bu noktadaki rahatsızlıklara ben de katılıyorum yani cezaevlerinde şu anda bulunan ve kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak hükümlü ve tutuklular açısından birtakım çalışmalar yapıldı ve esaslı bir çalışma yapılıncaya kadar, mevcutların sıkıntısını çözebilmek amacıyla ya da bir miktar hafifletmek amacıyla, İstanbul Metris Cezaevinde, sağlık hizmetlerinin verildiği ve 158 kişilik kapasitesi olan bir rehabilitasyon merkezini devreye aldık bir on beş gün önce. Burada 27 kişilik bir sağlık ekibiyle, bu hükümlü ve tutukluların rehabilitasyonları, tedavileri yapılmakta ve -hasta bakıcılar- yirmi dört saat doktor nezaretinde, tıbbi müdahaleye uygun şartlarda bakımları yapılmakta. Ama aslolan, kendi ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar rahatsız olanların daha farklı şartlarda bulunmaları daha doğru olur, ben bu görüşe katılıyorum doğrusu.

Sayın Şandır'ın sorusuna gelince, "Komisyon görüşmelerinde muhalefet şerhlerinde bu yasanın kişiye özel bir düzenleme olarak hazırlandığına dönük eleştiriler yapıldı. Siz katılıyor musunuz?" dediniz.

MEHMET ŞANDIR (Mersin) - Ve Anayasa'ya aykırılık iddiaları da var Sayın Bakan. 10'uncu maddeye, Anayasa 10'uncu maddeye, eşitlik ilkesine de aykırılık iddiası var.

ADALET BAKANI SADULLAH ERGİN (Hatay) - Sayın Şandır, biraz önce Sayın Dibek konuşmasında ifade etti, bu düzenleme? Cezaevlerinde şu anda 118 bin civarında mevcudumuz var. Son, Denetimli Serbestlik Yasası'ndan beklediğimiz tahliye sayısı 15 bin civarındaydı, gerçekten o civarda bir tahliye oldu ve şu anda cezaevlerimizdeki mevcut 119.425 kişi bugün itibarıyla. Fakat bu yasada yapılan düzenleme ile bütün cezaevlerinde bulunanlar bu yasal düzenlemenin muhatabılar. Dolayısıyla, burada kişiye özel bir düzenleme yapıldığı tezine, fikrine katılamıyorum. Çünkü burada getirilen, hasta yakınını ziyaret etme, daha önce düzenlenmiş olan, belli bir dereceye kadar yakınlarının hayatını kaybetmesi hâlinde onun taziyesi için özel izin kullanma ya da 1'inci maddede düzenlenen hususlar bu düzenlemeye uygun hükümlü ve tutuklular için geneline uygulanacak düzenlemelerdir. "Ahmet'e uygulanır, Mehmet'e uygulanmaz." gibi bir yönü yoktur. Dolayısıyla, genelgeçer bir düzenleme olduğunu düşünüyorum.

Cezaevlerindeki son durumla ilgili sorunuza gelince, Sayın Şandır, şu anda Türkiye'de bulunan ceza infaz kurumlarımızın geçmişten gelen problemleri vardı. Aslında 2002 öncesinde, Anasol-M Hükûmeti döneminde ceza infaz kurumlarında rehabilitasyon ve dönüşüm projesi başlatılmıştı. 2002'den sonraki dönemde daha da hızlandırılarak bu dönüşüm ve iyileştirme çalışmaları devam ettirildi ve bu süre içerisinde gerçekten biz, şu ana kadar çok önemli miktarda ceza infaz kurumunu, 207 civarında ceza infaz kurumunu, şartları uygun olmadığı gerekçesiyle kapattık ve önümüzdeki 2017 yılına kadar 195 tanesini daha kapatacağız. Bunların yerine, daha modern şartlarda, insancıl şartlarda cezaların infaz edilebileceği, hükümlülerin topluma kazandırılmasına dönük altyapıya sahip kurumlar inşa ediyoruz ve ceza infaz kurumlarında infaz hukukunu düzenleyen metinlerde Sayın Önder'in belirttiği iyileştirmelerin de yapılması gerekiyor, çünkü değişen ve gelişen şartlara göre Türkiye'nin de kendisini yenilemesi zorunlu. Bir ülkenin demokratik standardı, öncelikle o ülkenin yargı sistemine, cezaevlerine, ceza infaz hukukunun inceliklerine bağlı olarak ölçülür. Bu açıdan, Türkiye'de de cezaevlerimizin fiziki şartlarının iyileştirilmesinin yanı sıra, ceza infaz kurumlarının yöneticilerinin, infaz koruma memurlarının, içinde görev yapan sosyal çalışmacı, psikolog, pedagog vesair görevlilerin de gelişen şartlara göre eğitimlerinin yapılmasıyla mümkün olabilecektir. Kolay bir şey değil, ama bu işleyen bir süreç, reform süreci şu anda işliyor ve Türkiye, Avrupa Konseyi üyesi ülkelere nazaran şu anda onların ortalamasından daha iyi bir noktaya geldi. Mükemmel olduğumuzu söyleyemeyeceğim, çok eksiklerimiz var, eleştirilecek boyutlarımız var, rehabilite etmemiz gereken yönler var, ama şu anda -ben, burada rakamlar da var, belki ihtiyaç olursa onları da paylaşacağım ilerleyen dakikalarda- Avrupa'daki ülkelerden daha iyi durumdayız, geri durumda değiliz bu noktada. Ancak biz bununla yetinmiyoruz, Türkiye'deki şartları daha da iyileştirmemiz gerektiği inancındayım.

Son olarak Sayın Halaman'ın sorusu: Geçen defa da aynı yere oturmuştu Sayın Halaman, oradan sesi anlamakta, algılamakta zorluk çekiyorum. Sorusunu anlayamadım, yazamadım ama bu arada ulaştırabilirse bize sorusunu bir sonraki maddede cevap vermeye çalışacağım.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

BAŞKAN -  Teşekkür ediyorum Sayın Bakan.