| Konu: | VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜNE AİT YERLERDE İKAMET EDEN DİN GÖREVLİLERİNE AÇILAN ECRİMİSİL DAVALARININ ARAŞTIRILARAK ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLERİN BELİRLENMESİ AMACIYLA 13/4/2012 TARİHİNDE TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA VERİLMİŞ OLAN MECLİS ARAŞTIRMASI ÖNERGESİNİN GENEL KURULUN 7 MAYIS 2013 SALI GÜNKÜ BİRLEŞİMİNDE SUNUŞLARDA OKUNMASINA VE GÖRÜŞMELERİNİN AYNI TARİHLİ BİRLEŞİMİNDE YAPILMASINA İLİŞKİN |
| Yasama Yılı: | 3 |
| Birleşim: | 100 |
| Tarih: | 07.05.2013 |
İHSAN ÖZKES (İstanbul) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; Cumhuriyet Halk Partisi grup önerisi hakkında söz almış bulunuyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Sayın milletvekilleri, Diyanet İşleri Başkanlığının kullanım hakkı çerçevesinde cami lojmanlarında ikamet eden din görevlilerine, Vakıflar Genel Müdürlüğü, toplamda yüz binlerce lira borç tahakkuk ettirerek ecrimisil davaları açmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığı altı dükkân, üstü cami ibadethanelerden milyonlarca lira gelir elde ederken, minareleri GSM şirketlerine kiralarken Vakıflar Genel Müdürlüğü de ezan okuyan müezzinden, namaz kıldıran imamdan para toplamaya çalışmaktadır. Kiliselerin ve havraların elektrik paraları için gizli emirler gönderen Diyanet İşleri Başkanlığı, camilerde yaşanan bu sıkıntılara ilgisiz kalmakta, mağdur olan personeli için parmağını dahi kıpırdatmamaktadır.
Değerli milletvekilleri, Kutlu Doğum Haftası'nın bu yılki teması, bildiğiniz gibi, insanlık onurudur. Diyanet, kendi personelinin onurunu zedeleyen bu davalara âdeta seyirci kalmaktadır. Onurlu din görevlilerimizi ne kendilerinin sokakta bırakılması ne de binlerce liralık borç tahakkuku yıkamamıştır ancak onları inciten tek nokta, yıllardır görev yaptıkları camilerde devlet tarafından "işgalci" olarak adlandırılmalarıdır. Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin cami meşrutahanelerinden kira istenemeyeceği yönündeki kararına rağmen, mahkemelerde farklı kararlar çıkması yüzlerce din görevlisini zor durumda bırakmaktadır. 22 Ağustos 2001 tarihinde, Vakıflar Genel Müdürlüğünce "Meşrutanın, vakfiye şartlarına uygun olarak kullanılmasına" şeklinde oy birliğiyle karar alınmasına karşın, din görevlileri aleyhine açılan ecrimisil davaları hâlen devam etmektedir. Fatih 1. Sulh Hukuk Mahkemesi, Vakıflar Genel Meclisinin 22/8/2001 tarihli kararının davalıların meşrutalarda oturmasına muvafakat niteliğinde olduğuna, bu nedenle haksız işgal sonucu talep edilen ecrimisle karar vermeye olanak bulunmadığına hükmetmiştir.
Sayın milletvekilleri, tarihî camilerin avlularındaki meşrutalar hayır sahibi ecdadımız tarafından camilerle birlikte yapılmışlardır. Bu meşrutalarda imam-hatipli müezzin kayyum olarak din hizmeti veren din görevlileri ikamet etmektedirler. Bu yerler genellikle bakımsızdırlar. Din görevlileri ya kendi imkânlarıyla veya cami cemaatinin yardımlarıyla buraları tamir ederek günümüze kadar gelmelerini sağlamaktadırlar. Tarihî camilerin çevresi genellikle meskûn mahal değildir. Din görevlileri camiyi ve çevresini gece gündüz hırsızdan, hayduttan, tinerciden, her türlü olumsuzluklardan korumaktadırlar. Sabahın çok erken saatlerinde göreve başlayıp gecenin geç saatlerine kadar görevlerine devam eden din görevlilerinin sabah ve yatsı namazları vakitlerinde görev yerlerinde olmaları ancak cami yanındaki lojmanlarda oturmalarıyla mümkündür.
Sayın milletvekilleri, mülkiyeti vakıflara ait olan tarihî camilerin meşrutalarında ikamet eden din görevlilerinden ücret alınmaması için, bir yıl kadar önce kanun teklifini verdim. Bunun bir an önce görüşülmesini diliyorum.
İçinde bulunduğumuz hafta Vakıflar Haftası'dır. Ne acıdır ki bu haftada, ecrimisil davalarından büyük meblağlarda para ödemeye mahkûm olan din görevlileri hüzünlüdür, aileleri de perişandır.
Vakıflara ait gayrimenkullerde iki statü vardır. Camiler gibi ibadethaneler hayrattır, dükkân ve iş hanı gibi gelir getiren yerler ise akardır. Cami meşrutalarının din görevlilerinin ikameti için ayrılan yerler olması sebebiyle, gelir getiren akar olarak değerlendirilmesi yanlıştır ve amacına da uygun değildir. Vakıflar Genel Müdürlüğü, din görevlilerine reva gördüğü bu işgalci bakışından vazgeçmeli ve açtığı icra davalarını geri çekmelidir. Zira, bu davalarla din görevlileri ve aileleri mağdur olmaktadır, belirlenen ecrimisil meblağlarını ödememeleri durumunda tahliye edilecekleri tehdidiyle karşı karşıya kalmaktadırlar. Din görevlilerinin lojmanlardan tahliye edilerek bu lojmanların başka kurumlara veya kişilere kiraya verilmesi kamuoyunda güven kaybına yol açmaktadır.
Sayın milletvekilleri, hayır sahibi, vakfeden, camiyi yaparken camiye hizmet verecek hocaların oturması için meşrutayı da ihmal etmemiştir. Bakımını, onarımını ya hocanın kendisi ya da dernek veya cemaat yapıyor. Kaldı ki caminin gece gündüz korunması için hocanın burada oturması zorunludur. Ayrıca, bu meşrutaların tahsisini görev yaptıkları yerin müftülüğü yapmakta ve hiçbir din görevlisi müftülüğün onayını almadan bu yerlerde ikamet etmemektedir.
Din görevlisi olmasına rağmen camilerin ve müştemilatının temizliğini sağlayan, bakım ve onarımını yapan, bayram tatili ve hafta tatilini kullanmadan vatandaşlarımıza din hizmeti veren bu görevlilerin işgalci olarak görülmesi devletin bir ayıbıdır. Hocalara yapılan bu zulüm kaldırılmalıdır. Vakıflar geçmiş yılların ecrimislini hem de faiziyle ve mahkeme masraflarıyla hoca efendilerden istiyor. Din görevlilerinin ödeme güçlerini aşan ve hayatlarını zehir eden bu uygulamaya acilen son verilmelidir.
Sayın milletvekilleri, içinde zerre kadar imanı olan, İsrail'in Müslümanlara attığı bombayı Allah'ın nusreti olarak göremez. İçinde zerre kadar imanı olan kimse, İsrail'in attığı bombalarla canlarını veren Müslüman çoluk çocuğun feryadından zevk alamaz.
Sayın milletvekilleri, Allah'a zerre kadar imanı olan, Müslümanlara karşı İsrail'le birlikte hareket etmez. Yine, Allah'a zerre kadar inancı olan, Allah'ın ayetlerini keyfine göre tefsir etmez. Zerre kadar inancı olan, Kur'an ayetlerini dış güçlerin emrine uyarlamaya çalışmaz. Değerli milletvekilleri, içinde zerre kadar imanı olan, Allah'a kulluğu bırakıp da dış güçlerin uşağı asla olmaz.
Değerli milletvekilleri, Allah, sevgili Peygamber'imizin ciğerparesi Hazreti Hüseyin'i hunharca şehit eden Yezid'e de, dış güçlerle birlikte olup İslam dünyasını kan gölüne çeviren zamanımız yezit temsilcilerine de lanet etsin.
Din görevlilerinin mağdur olduğu, mahrum olduğu, eziyet gördüğü bu ecrimisil davalarının araştırılması için kabul oylarınızı bekliyorum.
Hepinize saygılar sevgiler sunuyorum. Sağ olun, var olun. (CHP sıralarından alkışlar)